Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2005 yıllık büyüme rakamları, bu işi yapan yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu da (TÜİK) başta olmak üzere tüm devlet kademelerini şaşırttı. Kimse böyle bir büyüme beklemiyordu, rakamlar beklenenin çok çok üzerinde çıktı: 7.6!Hükümetin 2005 için beklediği tahmini büyüme oranı yüzde 5 seviyesindeyken, yüzde 2.6'lık dev artış, "tahmin yanılgısı ve sapması"yla izah edilemeyecek ciddi bir hesap hatası mı, yoksa hükümetin işbaşına geldiği günden bu yana yaptığı "kağıt üzerinde oynama" taktiğinin son ürünü mü?Öncelikle şunu belirtelim, hükümetin tahmin ettiği yüzde 5'lik büyüme de gerçekçi değil. Çünkü Türk halkının çektiği sefalet ve her geçen gün daha da kötüye giden ekonomik durumunu ifade eden kavram büyüme değil küçülme ve hatta yokolmadır. Başta tarım sektörü olmak üzere Türkiye'de istihdam pastasından en büyük payı alan sektörler can çekişmekte ve devamlı olarak işsizler ordusuna yenilerini eklemekte. Tekstilci, sanayici, büyük - küçük esnaf ve hizmet sektörlerinde ekonomik durumundan memnun tek kişiye rastlamanız mümkün değil. Türkiye'de kişi başına düşen gelirin reel anlamda hızla düştüğü bir ortamda, açıklanan son rakamlara göre GSYİH 4 bin 187 dolardan 5 bin 16 dolara çıkmış! Anlaşılır şey değil. Bu rakamları açıklayanlar Türk halkıyla dalga geçiyor ve hepsinden önemlisi açıkladıkları rakamlara en başta kendileri inanmıyorlar.Bu çarpık denklemde Yiğit Bulut'un yaptığı şu tespitler, gerçek tabloyu görmemiz açısından hayli önemli: "Son üç yılda 'açıklanan veriler' bir büyüme rekorudur ama dünyanın ilk ve tek cari açık ve dış ticaret açığı ile sağlanmış (aynı anda bu dinamiklerin de rekor kırdığı) bir büyüme rekorudur. Bu aslında büyüme değil, cari açık ve dış ticaret açığı gibi iki önemli değişkeni dibine kadar zorlayan ve ekonomiyi orta ve uzun vadede sakat bırakacak bir ilüzyondur. Bu büyüme Türk üreticisinin büyümesi değil, Türkiye'ye mal satan yabancı üreticilerin büyümesidir. Türkiye'ye 2003'te 100 birim mal satan bir yabancı üretici 2004 ve 2005 yılında yüzde 15-20 arasında büyüyerek 115-120 birim mal satar hale geldi." İşin özeti budur. Türkiye'de bir büyüme varsa, o büyüme, bize yani Türk halkına ait değil, bizim kaynaklarımızı ve paramızı sömüren küresel hortumcuların büyümesidir. O yüzden bu büyüme rakamlarına şaşırmayan ve sevinen tek kesim de onlar.Son sayısında, "Türkiye yalpalıyor, ekonomide alarm zilleri çalıyor" diyen Economist dergisine göre, Türkiye'deki bu derin sallantının sorumlusu, "başbakanın ne yöne evrileceği belli olmayan tavırları."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012