(dünden devam?)
Ermenilerin Van'da yaptıkları katliamdan kurtulabilenlerin ifadelerinden
bazıları:
"Ermeniler, seçtikleri hamile kadınların karınlarını delip çocuklarını çıkararak havaya attıktan sonra nişan almışlar, bütün insanların hatta hayvanların bile hayâ edeceği surette, kız ve kadınlarımızı gözlerimizin önünde soyup namuslarına taarruz ettikten sonra karınlarını yırtmışlardır. Bunların içerisinde on yaşını ikmal etmemiş pek çok kız da bulunuyordu.
Terme'ye çıkarılan Ermeni eşkıyasınca dokuz kişi şehid edilmiş, iki kişi yaralanmış ve on dokuz kişi de esir olarak götürülmüş, ayrıca 3.100.000 kuruş kıymetinde maddî zarar verilmiştir.
1905-1920 yılları arasında Ermenilerin yaptığı katliamlar:
Kafkasya'da Ermeniler tarafından Türkler ve Kürtlere katliamlar yapılmıştır. Justin McCarthy, bunun sebebinin Ermenilerin bir Ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri Vilâyat-ı Sitte'de nüfuslarının %19 (Ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki Müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür. Ovanes Kaçaznuni, 1905 ve 1906 yıllarında Müslümanlar ile Ermeniler arasında kanlı olayların yaşandığını belirtmektedir. 1914 yılında ise, Ermeni birliklerinin Türklere karşı faaliyetlerini başlattıklarını söylemektedir. 1915 yılında Van'ın Ermeni valisi olan Aram'a Rus bir komutan bölgedeki Kürtlerin öldürülmesini emreden bir emir gönderildi fakat Aram emrin uygulanmayacağını belirtti. Osmanlı arşivleri 1910-1922 yılları arasında 523,000 Türkün Ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtmektedir. Hüdavendigar Onur'a göre, 1914-1918 yılları arasındaki olaylarda, Ermeniler sebebiyle sayısı 2.5 ile 3 milyon arasında değişen Müslüman nüfus hayatını kaybetmiştir. Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan Rusya'nın Paris büyükelçiliğine gönderilen 14 Mayıs 1915 tarihli bir yazıda, Van İsyanı sırasında bölgede yaklaşık 6000 Müslümanın öldürüldüğü belirtilmektedir. Rus bir general, Ermeniler tarafından Müslümanlara karşı tecavüzlerin de gerçekleştirildiğini söylemiştir. 19 Ağustos 1915'te dönemin Avusturya büyükelçisi "Ermeniler tarafından Türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlar"dan bahsetti ama hem Türkler hem de Ermenilerin katliam yaptığını ve olayların kimin tarafından başlatıldığının belli olmadığını belirtti. 1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan Rus orduları, 16 Şubat günü Erzurum ve 11 Temmuz günü Erzincan'ı ele geçirdi. Türkler ise Erzincan'ı 13 Şubat 1918, Erzurum'u 12 Mart 1918 tarihinde geri aldı. Rus Yarbay Tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında Ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir. Daha sonra, Rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başladı. Ermeniler Erzurum'a çekilirken yoldaki Türk köylerindeki halkı öldürdüler. Ilıca'da Ermenilerden kaçamayan Türkler öldürüldü. Tepeköy'de öldürülen Türklerin cesetleri 2010'da Atatürk Üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi. 26 Şubat 1918 günü Tekederesi'nden çekilen Ermeniler yolları üzerine çıkan Müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı. 27 Şubat 1918 günü Ermeniler Erzurum'un Alaca köyünde Türkleri öldürdü. Erzurum'da Türk çarşıları Ermeniler tarafından yakılmaya başlandı. Müslümanı öldürdü. Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat 1918 sonlarında Erzurum'a yakın köylerdeki Türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir. Aralık 1918'de Uluhanlı, Kamerli ve Dereleyez halkı Ermenilerin zulmüne uğradı. Mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren Osmanlı ordusu Ermenilerin 250 Müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi. 1919 yılının temmuz ayında, İngiliz Yarbay Albert Rawlinson, İstanbul'daki İngiliz Genel Karargahı'na gönderdiği telgrafta, Ermenilerin Oltu'dan Bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir. 16 Temmuz 1919 tarihli bir Osmanlı belgesi, Ermenilerin Şarur ve Nahçıvan bölgesinde Müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, Şarur halkını Aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir. Bu katliamlara karşılık 11. Kafkas Tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan Ermeni çeteleri Osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir. Ermeni Yarbay Melik Şahnazarov'un bir raporunda, 30 kadar Türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer Türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir. 1920 yılında, bir Ermeni subayı, yazdığı raporda Basar-Geçar'daki Türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir. Ahmet Esat Uras, Ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların Rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi. Bu dönemde Ermenilerin Türklere ait camileri ve diğer kamusal binalara zarar verdiğini belirten pek çok rapor da vardır. 30 Mart-3 Nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan Mart Olayları veya Mart Katliamı'nda 3000 ila 12,000 Azeri ve diğer Müslüman etnik gruplara mensup kişi öldürüldü. Olaylarda Azerilerin evleri yakıldı, sokaklarda Azeri olduğu düşünülenler öldürüldü. Mart 1920'de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Ermenilerin kontrolü altındaki bölgelerde 300 kadar Müslüman köyünün yakılıp sakinlerinin öldürüldüğünü tahmin edip olayları kınadı. Bu yakın tarihimizde de Ermeni kuvvetleri 1991 yılı 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gecede Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde birçoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da bu vahşete maruz kalmıştır. Bu kadar cani olan Ermenilerin yaptıkları katliam göz önünde olmasına rağmen Avrupa ülkelerinin parlamentolarında 'Ermenilere soykırım yapılmış' yalanı ile oylamalar yapılıyor. Bu Avrupalıların ne kadar iki yüzlü, ne kadar sahtekar ve hain olduklarının ispatıdır. Avrupa Birliği'ne girmek isteyen akl-ı evveller cehenneme girmek istediklerinin farkında bile değiller. Türk Milleti ayık olmak zorundadır. Türk milleti soykırıma uğramış ve hakkını savunmadığı için bugün Avrupalıların elinde Ermenilerin uydurma soykırım yalanını koz olarak kullanılmasına sebep olmaktadır. Resti adam gibi çekmek lazım milletin gözünü boyamak için tiyatro oynamamak lazım.
Yararlanılan kaynaklar:
Mehmet Perinçek, Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi, s. 59, belge no: 14.
Akademik Bakış Cilt 1, Sayı 2Yaz 2008 96.
Akademik Bakış Cilt 1, Sayı 2 Yaz 2008.
Ermenilerin Van'da yaptıkları katliamdan kurtulabilenlerin ifadelerinden
bazıları:
"Ermeniler, seçtikleri hamile kadınların karınlarını delip çocuklarını çıkararak havaya attıktan sonra nişan almışlar, bütün insanların hatta hayvanların bile hayâ edeceği surette, kız ve kadınlarımızı gözlerimizin önünde soyup namuslarına taarruz ettikten sonra karınlarını yırtmışlardır. Bunların içerisinde on yaşını ikmal etmemiş pek çok kız da bulunuyordu.
Terme'ye çıkarılan Ermeni eşkıyasınca dokuz kişi şehid edilmiş, iki kişi yaralanmış ve on dokuz kişi de esir olarak götürülmüş, ayrıca 3.100.000 kuruş kıymetinde maddî zarar verilmiştir.
1905-1920 yılları arasında Ermenilerin yaptığı katliamlar:
Kafkasya'da Ermeniler tarafından Türkler ve Kürtlere katliamlar yapılmıştır. Justin McCarthy, bunun sebebinin Ermenilerin bir Ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri Vilâyat-ı Sitte'de nüfuslarının %19 (Ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki Müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür. Ovanes Kaçaznuni, 1905 ve 1906 yıllarında Müslümanlar ile Ermeniler arasında kanlı olayların yaşandığını belirtmektedir. 1914 yılında ise, Ermeni birliklerinin Türklere karşı faaliyetlerini başlattıklarını söylemektedir. 1915 yılında Van'ın Ermeni valisi olan Aram'a Rus bir komutan bölgedeki Kürtlerin öldürülmesini emreden bir emir gönderildi fakat Aram emrin uygulanmayacağını belirtti. Osmanlı arşivleri 1910-1922 yılları arasında 523,000 Türkün Ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtmektedir. Hüdavendigar Onur'a göre, 1914-1918 yılları arasındaki olaylarda, Ermeniler sebebiyle sayısı 2.5 ile 3 milyon arasında değişen Müslüman nüfus hayatını kaybetmiştir. Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan Rusya'nın Paris büyükelçiliğine gönderilen 14 Mayıs 1915 tarihli bir yazıda, Van İsyanı sırasında bölgede yaklaşık 6000 Müslümanın öldürüldüğü belirtilmektedir. Rus bir general, Ermeniler tarafından Müslümanlara karşı tecavüzlerin de gerçekleştirildiğini söylemiştir. 19 Ağustos 1915'te dönemin Avusturya büyükelçisi "Ermeniler tarafından Türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlar"dan bahsetti ama hem Türkler hem de Ermenilerin katliam yaptığını ve olayların kimin tarafından başlatıldığının belli olmadığını belirtti. 1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan Rus orduları, 16 Şubat günü Erzurum ve 11 Temmuz günü Erzincan'ı ele geçirdi. Türkler ise Erzincan'ı 13 Şubat 1918, Erzurum'u 12 Mart 1918 tarihinde geri aldı. Rus Yarbay Tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında Ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir. Daha sonra, Rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başladı. Ermeniler Erzurum'a çekilirken yoldaki Türk köylerindeki halkı öldürdüler. Ilıca'da Ermenilerden kaçamayan Türkler öldürüldü. Tepeköy'de öldürülen Türklerin cesetleri 2010'da Atatürk Üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi. 26 Şubat 1918 günü Tekederesi'nden çekilen Ermeniler yolları üzerine çıkan Müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı. 27 Şubat 1918 günü Ermeniler Erzurum'un Alaca köyünde Türkleri öldürdü. Erzurum'da Türk çarşıları Ermeniler tarafından yakılmaya başlandı. Müslümanı öldürdü. Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat 1918 sonlarında Erzurum'a yakın köylerdeki Türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir. Aralık 1918'de Uluhanlı, Kamerli ve Dereleyez halkı Ermenilerin zulmüne uğradı. Mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren Osmanlı ordusu Ermenilerin 250 Müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi. 1919 yılının temmuz ayında, İngiliz Yarbay Albert Rawlinson, İstanbul'daki İngiliz Genel Karargahı'na gönderdiği telgrafta, Ermenilerin Oltu'dan Bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir. 16 Temmuz 1919 tarihli bir Osmanlı belgesi, Ermenilerin Şarur ve Nahçıvan bölgesinde Müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, Şarur halkını Aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir. Bu katliamlara karşılık 11. Kafkas Tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan Ermeni çeteleri Osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir. Ermeni Yarbay Melik Şahnazarov'un bir raporunda, 30 kadar Türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer Türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir. 1920 yılında, bir Ermeni subayı, yazdığı raporda Basar-Geçar'daki Türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir. Ahmet Esat Uras, Ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların Rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi. Bu dönemde Ermenilerin Türklere ait camileri ve diğer kamusal binalara zarar verdiğini belirten pek çok rapor da vardır. 30 Mart-3 Nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan Mart Olayları veya Mart Katliamı'nda 3000 ila 12,000 Azeri ve diğer Müslüman etnik gruplara mensup kişi öldürüldü. Olaylarda Azerilerin evleri yakıldı, sokaklarda Azeri olduğu düşünülenler öldürüldü. Mart 1920'de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Ermenilerin kontrolü altındaki bölgelerde 300 kadar Müslüman köyünün yakılıp sakinlerinin öldürüldüğünü tahmin edip olayları kınadı. Bu yakın tarihimizde de Ermeni kuvvetleri 1991 yılı 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gecede Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde birçoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da bu vahşete maruz kalmıştır. Bu kadar cani olan Ermenilerin yaptıkları katliam göz önünde olmasına rağmen Avrupa ülkelerinin parlamentolarında 'Ermenilere soykırım yapılmış' yalanı ile oylamalar yapılıyor. Bu Avrupalıların ne kadar iki yüzlü, ne kadar sahtekar ve hain olduklarının ispatıdır. Avrupa Birliği'ne girmek isteyen akl-ı evveller cehenneme girmek istediklerinin farkında bile değiller. Türk Milleti ayık olmak zorundadır. Türk milleti soykırıma uğramış ve hakkını savunmadığı için bugün Avrupalıların elinde Ermenilerin uydurma soykırım yalanını koz olarak kullanılmasına sebep olmaktadır. Resti adam gibi çekmek lazım milletin gözünü boyamak için tiyatro oynamamak lazım.
Yararlanılan kaynaklar:
Mehmet Perinçek, Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi, s. 59, belge no: 14.
Akademik Bakış Cilt 1, Sayı 2Yaz 2008 96.
Akademik Bakış Cilt 1, Sayı 2 Yaz 2008.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020