Amerika ve Haçlı dünyası, İslam coğrafyasına yönelik Büyük Ortadoğu Projesi işgal, parçalama ve vahşetini, maalesef cüppeli, derviş kılıklı ve İslamcı elamanlarla gerçekleştiriyor.
Bugün Müslümanlar İslam ile, cüppe ile, tarikat ile, dervişlikle aldanıyorlar, avlanıyorlar.
Bu cüppeli fitneyi keşfedip korunamayanlar, İslam zannıyla fitne ve vahşetin oyuncağı haline geliyorlar.
Yemen'den Suriye'ye Müslüman avına çıkarak, Amerika ve Büyük İsrail planının önünü açanların oluşturduğu Sünni blok bu dalalet ve ihanetin en canlı örneğidir.
Ehl-i Beyt'i seviyorlar diye komşumuz Suriye'de isyan çıkartmak, isyancılara adam temin etmek, vahşeti ve yangını körüklemek için fetvalar uyduran cüppeliler bu fitnenin zavallı ayak takımlarıdır.
Bunların maskelerinin düşürmek ve foyalarını ortaya koymak, ülkemizin birliği, İslam coğrafyasının huzuru ve insanlığın barışı için şarttır.
Bu bağlamda İslamcı ve cüppeli Haçlı fitnelerinin panzehiri ve birliğimizin mayası, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın "Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt'tir" çıkışıdır.
Bu bağlamda Ehl-i Beyt'in birlik ve bereketinden istifade etmek için Pazar günü İstanbul-Bahçelievler Yenibosna Mümtaz Turhan SBL Sosyal tesislerinde gerçekleşecek olan Ehl-i Beyt Sempozyumun sabah saat 09:30'da iştirak edelim.
Böylece İslamcıların cüppelerinin altında İslam ve tevhid değil; bilakis Amerika ve Haçlı söylemleri, ihtilaf, savaş ve dalaş olduğunu idrak etme imkanı buluruz.
Hz. Süleyman'ın yaşadığı şu hikmeti aktararak noktalayayım:
Bir gün yaralı bir kuş, Hz. Süleyman'a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar:
"Bu kuş, senden şikâyetçi; neden kanadını kırdın?"
Derviş kendini şöyle savunur: "Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı."
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner "Bak, bu adam da haklı? Sen niye kaçmadın? O sana açık açık, gözünün içine baka baka gelmiş. Sen uçup kurtulabilirdir, hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum-kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?" der.
Kuş, Hz. Süleyman'ı da ayıktıracak şu hikmetli karşılığı verir:
"Efendim, ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Cübbeli idi. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım."
Hz. Süleyman, cevabı doğru bulur; kısasa göre dervişin de kolunun kırılmasına hükmeder, hükmün infazını emreder."Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın" diye emreder.
Kuş o anda "Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın" diyerek öne atılır.
"Neden" diye sorar Hz. Süleyman.Kuş sebebini şöyle açıklar:
"Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın."
Bugün, dolap beygiri gibi Amerika ve Haçlı değirmenine su taşıyan ülkemiz ve İslam dünyasındaki cüppeli, derviş kisveli ve İslamcıların maskelerini düşürmek gerekir ki, denk düşen her konjonktürde aynı hilelerini tezgahlayamasınlar?
Pazar günkü Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda buluşmak üzere.
Bugün Müslümanlar İslam ile, cüppe ile, tarikat ile, dervişlikle aldanıyorlar, avlanıyorlar.
Bu cüppeli fitneyi keşfedip korunamayanlar, İslam zannıyla fitne ve vahşetin oyuncağı haline geliyorlar.
Yemen'den Suriye'ye Müslüman avına çıkarak, Amerika ve Büyük İsrail planının önünü açanların oluşturduğu Sünni blok bu dalalet ve ihanetin en canlı örneğidir.
Ehl-i Beyt'i seviyorlar diye komşumuz Suriye'de isyan çıkartmak, isyancılara adam temin etmek, vahşeti ve yangını körüklemek için fetvalar uyduran cüppeliler bu fitnenin zavallı ayak takımlarıdır.
Bunların maskelerinin düşürmek ve foyalarını ortaya koymak, ülkemizin birliği, İslam coğrafyasının huzuru ve insanlığın barışı için şarttır.
Bu bağlamda İslamcı ve cüppeli Haçlı fitnelerinin panzehiri ve birliğimizin mayası, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın "Tevhid'in merkezi Ehl-i Beyt'tir" çıkışıdır.
Bu bağlamda Ehl-i Beyt'in birlik ve bereketinden istifade etmek için Pazar günü İstanbul-Bahçelievler Yenibosna Mümtaz Turhan SBL Sosyal tesislerinde gerçekleşecek olan Ehl-i Beyt Sempozyumun sabah saat 09:30'da iştirak edelim.
Böylece İslamcıların cüppelerinin altında İslam ve tevhid değil; bilakis Amerika ve Haçlı söylemleri, ihtilaf, savaş ve dalaş olduğunu idrak etme imkanı buluruz.
Hz. Süleyman'ın yaşadığı şu hikmeti aktararak noktalayayım:
Bir gün yaralı bir kuş, Hz. Süleyman'a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar:
"Bu kuş, senden şikâyetçi; neden kanadını kırdın?"
Derviş kendini şöyle savunur: "Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı."
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner "Bak, bu adam da haklı? Sen niye kaçmadın? O sana açık açık, gözünün içine baka baka gelmiş. Sen uçup kurtulabilirdir, hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum-kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?" der.
Kuş, Hz. Süleyman'ı da ayıktıracak şu hikmetli karşılığı verir:
"Efendim, ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Cübbeli idi. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım."
Hz. Süleyman, cevabı doğru bulur; kısasa göre dervişin de kolunun kırılmasına hükmeder, hükmün infazını emreder."Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın" diye emreder.
Kuş o anda "Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın" diyerek öne atılır.
"Neden" diye sorar Hz. Süleyman.Kuş sebebini şöyle açıklar:
"Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın."
Bugün, dolap beygiri gibi Amerika ve Haçlı değirmenine su taşıyan ülkemiz ve İslam dünyasındaki cüppeli, derviş kisveli ve İslamcıların maskelerini düşürmek gerekir ki, denk düşen her konjonktürde aynı hilelerini tezgahlayamasınlar?
Pazar günkü Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda buluşmak üzere.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019