Kadir Mısıroğlu’nun kırmızı fesini bilirsiniz, hatta onu yazdıklarından ziyade kırmızı fesinden hatırlarsınız… Kırmızı fesi, tarihçiliğinin çok önüne geçmiş!
Yıllarca kimi kırmızı fes ve sarıkların altındaki kalın kafalardan, Gazi M. Kemal Atatürk ve mümtaz anası Molla lakaplı Zübeyde Hanım hakkında en aşağılık iftiralar yayıldı.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yaptığı araştırma ve açıklamalarla M. Kemal, annesi ve ailesi hakkındaki birçok kırmızı fesli fitneyi dağıttı, bu konuda bir eser yazacağını da müjdeledi.
* * *
Fas’tan ithal “kırmızı Osmanlı fesi”nin simgesel bir anlamı var bu bağlamda…
Osmanlı’da, Hacı Bektaş-ı Veli’nin kurduğu Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla birlikte kırmızı fes, resmi giyecek olarak kabul edildi.
Yeniçeri ocağı, Hacı Bektaş-ı Veli’nin dua ve himmetiyle kurulmuş bir Bektaşi askeri ocağıdır. Mustafa Kemal Atatürk de ailecek bu Ehl-i Beyt ve aşk ocağının evladıdır. M. Kemal, Bektaşi Rıfat efendinin postnişin olduğu Selanik ocağında birçok defa kan-ter içinde Yüce Allah’ı “Hû, Hû” diye anarak devran ettiği vakidir (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, s. 11).
Hacı Bektaş dergahından saygıdeğer Arife Ana’nın ve tarihi kaynakların belirttiği üzere, M. Kemal, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temelini, dönemin postnişini Cemalettin Çelebi ile Nevşehir Hacı Bektaş ocağında attı, adını koydu.
Kırmızı feslerin altındaki kalın kafalardan, M. Kemal ve annesi hakkında sadır olan iftira ve küfürnameler, Bektaşî ocağındaki bu iman ve Ehl-i Beyt aşkına yönelik hınç ve Yezid ahlakının tezahürü olsa gerektir.
* * *
Müverrih edasıyla ömrü Cumhuriyeti kuran kahramanlara balçık atmakla geçen kırmızı fesli Mısıroğlu, Amerika’nın BOP projesi ekseninde kendini şöyle deşifre etti:
“Amerika’nın Irak’ı işgaline AKP’yi ben ikna etmeye çalıştım. Ankara’ya gittim. 2 saatten fazla Tayyip’le ben konuştum. Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiye için bir nimettir. Clinton zamanında rapor verdim, bana da sordular” (Bkz. http://www.youtube.com/watch?v=l8ycnKkTUYY).
Kırmızı fes düştü, BOP keli göründü… Dün İngiliz kraliyetinden eline tutuşturulan hatırat müsveddeleriyle İngilizlere tercümanlık yapan koca kırmızı fesli Mısıroğlu, bugün Amerika’nın BOP işgalinin hizmetkarlığına soyunduğunu itiraf ediyor. Onun keli görününce vatan kahramanlarına inadına iftira ve düşmanlık içinde olan fesli ve sarıklıları elden geçirmek gerekti…
* * *
Bir de ne görelim… Nice “Şeyhü’l-İslam” geçinenler meğer “Şeyhü’l-İşgal” imişler… Allah’ın evliyası kılığına bürünen niceleri, meğer “İngiliz ve Amerikan eşkıyası”ymışlar!
I. Dünya savaşının ardından Osmanlı paylaşılıyor. İngiliz, Yunan, İtalyan ve Fransız Anadolu’ya çullanıyor. M. Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosu bu işgalcilere karşı vatan müdafaası yaparken, dünün sarıklı ve kırmızı feslileri işgalcilerin yanında yer alıyor. “Teâlî-i İslam Cemiyeti” bunlardan biri…
* * *
Teâlî-i İslam Cemiyeti, İngiliz ve Yunan işgalcilerinin safında, M. Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosuna karşı duruyor, vatanı müdafaa edenler hakkında dinsiz, hain, zalim ve katli vacip kafirler olarak fetvalar yayınlıyor (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22; Yücel Özkaya ‘Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler’, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, (Kasım 1987).
İlk bildirilerini 16 Eylül 1919’da İkdam gazetesinde yayınlayarak “İngiliz ve Yunan işgaline karşı durmayın, bunlara karşı vatan müdaafası yapanlar katl-i vacip hain ve dinsizlerdir” diyen bu Teâlî-i İslam Cemiyeti’nin yönetim kurulunda kimler vardı, biliyor musunuz?!
* * *
Sıkı durun; Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sarıkoyuncu’nun ilmi çalışmasından aynen aktarıyorum:
“Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Mehmet Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdî (İttihad-ı Muhammediye Cemiyeti önderlerinden) bulunuyordu” (Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22).
Anladınız mı şimdi, fitnenin hangi kılıklara büründüğünü?!
Başyazarımız ve kıymetli ağabeyim Muharrem Bayraktar’ın bu konuda Mayıs 2005’te kaleme aldığı tarihi yazıları arşivlerde mevcuttur.
* * *
Dünün evliya kılıklı bu İngiliz ve Yunan yandaşlarının bugünkü şakirtleri ve kırmızı Osmanlı fesli sözcüleri, yıllardan beri Gazi M. Kemal’e ve muhterem annesine her türlü aşağılık iftiraları el altından yayıp geldiler. En basit bühtanları Atatürk’ün Deccal olduğu şeklindeydi.
Bugün ise işgalci Amerika’nın ocağına sığındılar. Çocuklara tecavüz suçuyla haklarında açılmış 4 bin 550 dava dosyasını sümenaltı edemediği için Papa’sı istifa eden Vatikan’ın hizmetine soyundular. Haçlının BOP safında yer aldılar. “Vatana, millete, dine ve devlete neden sahip çıkıyor” diye de Prof. Dr. Baş’a karşı durdular.
O halde gün, bu takkeli, sarıklı ve kırmızı fesli fitneleri keşfetme ve ayıkma günü; vakit, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye adresinde buluşma vaktidir.
Yıllarca kimi kırmızı fes ve sarıkların altındaki kalın kafalardan, Gazi M. Kemal Atatürk ve mümtaz anası Molla lakaplı Zübeyde Hanım hakkında en aşağılık iftiralar yayıldı.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yaptığı araştırma ve açıklamalarla M. Kemal, annesi ve ailesi hakkındaki birçok kırmızı fesli fitneyi dağıttı, bu konuda bir eser yazacağını da müjdeledi.
* * *
Fas’tan ithal “kırmızı Osmanlı fesi”nin simgesel bir anlamı var bu bağlamda…
Osmanlı’da, Hacı Bektaş-ı Veli’nin kurduğu Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla birlikte kırmızı fes, resmi giyecek olarak kabul edildi.
Yeniçeri ocağı, Hacı Bektaş-ı Veli’nin dua ve himmetiyle kurulmuş bir Bektaşi askeri ocağıdır. Mustafa Kemal Atatürk de ailecek bu Ehl-i Beyt ve aşk ocağının evladıdır. M. Kemal, Bektaşi Rıfat efendinin postnişin olduğu Selanik ocağında birçok defa kan-ter içinde Yüce Allah’ı “Hû, Hû” diye anarak devran ettiği vakidir (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, s. 11).
Hacı Bektaş dergahından saygıdeğer Arife Ana’nın ve tarihi kaynakların belirttiği üzere, M. Kemal, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temelini, dönemin postnişini Cemalettin Çelebi ile Nevşehir Hacı Bektaş ocağında attı, adını koydu.
Kırmızı feslerin altındaki kalın kafalardan, M. Kemal ve annesi hakkında sadır olan iftira ve küfürnameler, Bektaşî ocağındaki bu iman ve Ehl-i Beyt aşkına yönelik hınç ve Yezid ahlakının tezahürü olsa gerektir.
* * *
Müverrih edasıyla ömrü Cumhuriyeti kuran kahramanlara balçık atmakla geçen kırmızı fesli Mısıroğlu, Amerika’nın BOP projesi ekseninde kendini şöyle deşifre etti:
“Amerika’nın Irak’ı işgaline AKP’yi ben ikna etmeye çalıştım. Ankara’ya gittim. 2 saatten fazla Tayyip’le ben konuştum. Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiye için bir nimettir. Clinton zamanında rapor verdim, bana da sordular” (Bkz. http://www.youtube.com/watch?v=l8ycnKkTUYY).
Kırmızı fes düştü, BOP keli göründü… Dün İngiliz kraliyetinden eline tutuşturulan hatırat müsveddeleriyle İngilizlere tercümanlık yapan koca kırmızı fesli Mısıroğlu, bugün Amerika’nın BOP işgalinin hizmetkarlığına soyunduğunu itiraf ediyor. Onun keli görününce vatan kahramanlarına inadına iftira ve düşmanlık içinde olan fesli ve sarıklıları elden geçirmek gerekti…
* * *
Bir de ne görelim… Nice “Şeyhü’l-İslam” geçinenler meğer “Şeyhü’l-İşgal” imişler… Allah’ın evliyası kılığına bürünen niceleri, meğer “İngiliz ve Amerikan eşkıyası”ymışlar!
I. Dünya savaşının ardından Osmanlı paylaşılıyor. İngiliz, Yunan, İtalyan ve Fransız Anadolu’ya çullanıyor. M. Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosu bu işgalcilere karşı vatan müdafaası yaparken, dünün sarıklı ve kırmızı feslileri işgalcilerin yanında yer alıyor. “Teâlî-i İslam Cemiyeti” bunlardan biri…
* * *
Teâlî-i İslam Cemiyeti, İngiliz ve Yunan işgalcilerinin safında, M. Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosuna karşı duruyor, vatanı müdafaa edenler hakkında dinsiz, hain, zalim ve katli vacip kafirler olarak fetvalar yayınlıyor (Bkz. Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22; Yücel Özkaya ‘Ulusal Bağımsızlık Savaşı Boyunca Yararlı ve Zararlı Dernekler’, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt IV, Sayı 10, (Kasım 1987).
İlk bildirilerini 16 Eylül 1919’da İkdam gazetesinde yayınlayarak “İngiliz ve Yunan işgaline karşı durmayın, bunlara karşı vatan müdaafası yapanlar katl-i vacip hain ve dinsizlerdir” diyen bu Teâlî-i İslam Cemiyeti’nin yönetim kurulunda kimler vardı, biliyor musunuz?!
* * *
Sıkı durun; Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sarıkoyuncu’nun ilmi çalışmasından aynen aktarıyorum:
“Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Mehmet Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdî (İttihad-ı Muhammediye Cemiyeti önderlerinden) bulunuyordu” (Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Teâlî-i İslam’ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum, Haziran 1992, Sayı 102, s. 19-22).
Anladınız mı şimdi, fitnenin hangi kılıklara büründüğünü?!
Başyazarımız ve kıymetli ağabeyim Muharrem Bayraktar’ın bu konuda Mayıs 2005’te kaleme aldığı tarihi yazıları arşivlerde mevcuttur.
* * *
Dünün evliya kılıklı bu İngiliz ve Yunan yandaşlarının bugünkü şakirtleri ve kırmızı Osmanlı fesli sözcüleri, yıllardan beri Gazi M. Kemal’e ve muhterem annesine her türlü aşağılık iftiraları el altından yayıp geldiler. En basit bühtanları Atatürk’ün Deccal olduğu şeklindeydi.
Bugün ise işgalci Amerika’nın ocağına sığındılar. Çocuklara tecavüz suçuyla haklarında açılmış 4 bin 550 dava dosyasını sümenaltı edemediği için Papa’sı istifa eden Vatikan’ın hizmetine soyundular. Haçlının BOP safında yer aldılar. “Vatana, millete, dine ve devlete neden sahip çıkıyor” diye de Prof. Dr. Baş’a karşı durdular.
O halde gün, bu takkeli, sarıklı ve kırmızı fesli fitneleri keşfetme ve ayıkma günü; vakit, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye adresinde buluşma vaktidir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019