İnsanların zekâsı, IQ ve EQ olmak üzere ikiye ayrılır. IQ dediğimiz zekâ, kapasitesi genetiktir ve değişemez. Bu zekâ türü, insanların zekâ seviyesinin yüzde 20 ile 25'ini kapsamaktadır.
EQ dediğimiz zekâ türü ise, duygusal zekâdır. Bu zekâ türünün gelişimi ve değişimi tamamen insanların iradesi ve hâkimiyetine bağlı olup, beyin kapasitesinin yüzde 80 ile 75'i arası kapsamına sahip olmaktadır.
Buradan çıkarılması gereken sonuç karakter ve huy değişiminin insanın iradesinde olduğudur. Hani halk arasında bir tabir vardır ya "can çıkar, huy çıkmaz" diye, işte bu tespit bu tabiri çürütmektedir.
"Ben sinirli bir insanım, ben anlamam, ben yapamam, ben sabredemem, benlik değil" gibi ifadeler tembelliğin ürettiği bahaneden başka bir şey değildir. En ufak olumsuzluklarda dizlerinin üzerine çökmek, ben bittim diye beyinen intihar etmek, aciz insanların işidir. Ama Allah insanları yaratırken, onlara idrak ve sabır gücü verip, şükretmek ilmiyle mücadele edip, güçlü olması gerektiğini emreder. Bazı insanlar vardır, bir defa düşer ve düştüğü yerde kalır, bir daha ayağa kalkamaz. Bazı insanlar vardır, her düşüşünde yerden bir şey alarak daha yükseğe sıçrar.
Hayattaki olumsuzluklar karşısında, gösterdiğiniz tavırlar, yetinme duygusunu kaybetmeden sizi hırslı yapmalı ki, hedeflerinize ulaşasınız. Her düşmede daha yükseğe sıçramanın gücünü kendinizde oluşturmalısınız.
Unutmamak lazım ki, hayat tek düze değildir. Ne acılar süreğendir, ne mutluluklar, ne başarısızlıklar, ne de yükselişler. Her durumu kontrol edip, kendini toparlamak, insanı değerli kılar.
En önemli ölçü; girdiğiniz toplumu, edindiğiniz çevreyi, doğru bildiğiniz düşünce çemberine ram etmenizdir. Onları da etkileyip çembere dahil etmektir.
Etkilenmeyenler olabilir, yalnız olduğunuzu düşündüğünüz zamanlar da olabilir. Ama bu sizin gücünüzü ve istikrarınızı hiçbir zaman kırmamalıdır.
Yolda, yolsuz kalınabilir, yoldaş olabilir. Bir yol yolcusuz da olabilir. Ama unutulmamalıdır ki, hiçbir yolcu yolsuz yol alamaz. Bir yolunuz olsun ve o yolun sonuna doğru gelmek için sürekli yürüğün. İster yoldaş olsun, ister olmasın, bu önemli değil. Önemli olan sizin yoldan sapmamanızdır.
Kendinizi yenileyip, kendinizi tanımanızıdır.
İnsanın hayatında başına gelen olaylar kendi kontrolü ve kontrolü dışında cereyan eder. Örneğin; doğum, ölüm, kaza gibi olayları kontrol edemeyiz. Fakat kariyer, kişilik, aile inanç, eğitim, sosyal potansiyel, duygusal yaptırımlar, hedefler, hevesler ve hayaller kontrol edilebilir. İşte bu sebeple kontrolü bizde olan olguları hâkimiyetimiz altına alıp, gerçeğe yakın bir şekilde hayatımızı yönlendirmek, duygularımızı anlamlandırmak gerekir.
Kendi kişiliğinizi kendi yolunuzu oluşturup çizmeden, ilerlemek mümkün değildir.
İnsanlara verdiğiniz nasihatler unutulabilir, vaatler unutulabilir, insanlar sizi unutabilir ama hissettirdikleriniz unutulmaz. Bu sebeple sağlam duruşlu olup, kendinizi kontrol ettiğiniz sürece, hep hatırda kalır, unutulmaz olursunuz.
Yolda yoldaşlarla hep ileriye yürümek dileğiyle?
EQ dediğimiz zekâ türü ise, duygusal zekâdır. Bu zekâ türünün gelişimi ve değişimi tamamen insanların iradesi ve hâkimiyetine bağlı olup, beyin kapasitesinin yüzde 80 ile 75'i arası kapsamına sahip olmaktadır.
Buradan çıkarılması gereken sonuç karakter ve huy değişiminin insanın iradesinde olduğudur. Hani halk arasında bir tabir vardır ya "can çıkar, huy çıkmaz" diye, işte bu tespit bu tabiri çürütmektedir.
"Ben sinirli bir insanım, ben anlamam, ben yapamam, ben sabredemem, benlik değil" gibi ifadeler tembelliğin ürettiği bahaneden başka bir şey değildir. En ufak olumsuzluklarda dizlerinin üzerine çökmek, ben bittim diye beyinen intihar etmek, aciz insanların işidir. Ama Allah insanları yaratırken, onlara idrak ve sabır gücü verip, şükretmek ilmiyle mücadele edip, güçlü olması gerektiğini emreder. Bazı insanlar vardır, bir defa düşer ve düştüğü yerde kalır, bir daha ayağa kalkamaz. Bazı insanlar vardır, her düşüşünde yerden bir şey alarak daha yükseğe sıçrar.
Hayattaki olumsuzluklar karşısında, gösterdiğiniz tavırlar, yetinme duygusunu kaybetmeden sizi hırslı yapmalı ki, hedeflerinize ulaşasınız. Her düşmede daha yükseğe sıçramanın gücünü kendinizde oluşturmalısınız.
Unutmamak lazım ki, hayat tek düze değildir. Ne acılar süreğendir, ne mutluluklar, ne başarısızlıklar, ne de yükselişler. Her durumu kontrol edip, kendini toparlamak, insanı değerli kılar.
En önemli ölçü; girdiğiniz toplumu, edindiğiniz çevreyi, doğru bildiğiniz düşünce çemberine ram etmenizdir. Onları da etkileyip çembere dahil etmektir.
Etkilenmeyenler olabilir, yalnız olduğunuzu düşündüğünüz zamanlar da olabilir. Ama bu sizin gücünüzü ve istikrarınızı hiçbir zaman kırmamalıdır.
Yolda, yolsuz kalınabilir, yoldaş olabilir. Bir yol yolcusuz da olabilir. Ama unutulmamalıdır ki, hiçbir yolcu yolsuz yol alamaz. Bir yolunuz olsun ve o yolun sonuna doğru gelmek için sürekli yürüğün. İster yoldaş olsun, ister olmasın, bu önemli değil. Önemli olan sizin yoldan sapmamanızdır.
Kendinizi yenileyip, kendinizi tanımanızıdır.
İnsanın hayatında başına gelen olaylar kendi kontrolü ve kontrolü dışında cereyan eder. Örneğin; doğum, ölüm, kaza gibi olayları kontrol edemeyiz. Fakat kariyer, kişilik, aile inanç, eğitim, sosyal potansiyel, duygusal yaptırımlar, hedefler, hevesler ve hayaller kontrol edilebilir. İşte bu sebeple kontrolü bizde olan olguları hâkimiyetimiz altına alıp, gerçeğe yakın bir şekilde hayatımızı yönlendirmek, duygularımızı anlamlandırmak gerekir.
Kendi kişiliğinizi kendi yolunuzu oluşturup çizmeden, ilerlemek mümkün değildir.
İnsanlara verdiğiniz nasihatler unutulabilir, vaatler unutulabilir, insanlar sizi unutabilir ama hissettirdikleriniz unutulmaz. Bu sebeple sağlam duruşlu olup, kendinizi kontrol ettiğiniz sürece, hep hatırda kalır, unutulmaz olursunuz.
Yolda yoldaşlarla hep ileriye yürümek dileğiyle?
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016