Sultan Abdülhamid devri.... Padişah, Yıldız camiinde cuma selamlığında. Merasim bitince devlet ricali rütbelerine göre arabalarına binip ayrılıyorlar. Zamanın nezaket ve adabına riayetle ünlü ferik (tümgeneral) Hasan Paşa ile oğlu müşir (mareşal) Deli Fuat Paşa da yan yana araba bekliyorlar. Araba geliyor. Askeri rütbeye göre önce müşirin binmesi lazım. Fakat evlat babadan önce nasıl binsin? Babasına yol verip buyur ediyor.Babası, - Hâşâ paşa hazretleri, siz buyurunuz, rütbeniz benden yüksektir.Oğul bu söz karşısında müşkil duruma düşünce bir an tereddütten sonra kendini toparlıyor ve diyor ki: - Öyle ise emrediyorum paşa, evvela siz bininiz. Ertesi gün bu hoş teşrifatı duyan hünkâr, Hasan Paşa'yı da müşirliğe terfi ettirerek meseleyi kökünden halletmiş.Camları olsaymışSultan Mahmud, İzzet Molla'ya camsız bir gözlük hediye eder. Molla gözlüğü gözüne takar, Edirnekapı tarafına doğru bakar ve " Hüvel hallâkul bâki" diye okuyormuş gibi yapar.Padişah gülerek"- Efendi! Maşallah pek uzaktan görüyorsunuz." deyince şair şu cevabı verir:- Padişahım! Camları olsaydı Levh-i-Mahfuzu bile okurdum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.