KKTC'de Talat'ın Başbakanlığından başlayarak cumhurbaşkanı olduktan sonra da devam eden süreçte sinsi ve derin bir değişim yaşanıyor.Cumhurbaşkanı Talat geçtiğimiz yıl, Kıbrıs'ı 1192-1489 yıllarında yönetmiş Haçlı Kral 2. Jacques soyundan gelen Lusinyan Prensi Philippe Roux'u KKTC'ye davet etmişti. Üstelik bu daveti Talat, cumhurbaşkanı sıfatıyla gerçekleştirdi. Talat'a bu davetin gerekçesi konusunda kimse bir şey sormadı, Talat da herhangibir açıklama yapmadı. Ama bu davet Talatla beraber KKTC'de yaşanacak olan derin değişimin bence en önemli işaretlerinden biriydi. Bu işaretten sonra değişim süreci hızlanarak devam etti.Bu yılın Nisan ayına gelindiğinde Talatlı derin değişim halkalarına bir yenisi daha eklendi. KKTC'de Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'na bağlı Kültür Dairesi Müdürü Mustafa Hastürk, 1958 ve 1974'ten sonra Rumcadan Türkçeye çevrilen ilçe ve köy isimlerinin tekrar Rumca olması için bir tavsiye kararı aldıklarını açıkladı. 3. Kültür Sanat Kurultayı Genel Sekreteri Tuncer Bağışkan da, 1974'ten sonra 21 bin isim değişikliği yapıldığını belirterek, "uydurma isimlerle adların yozlaştığını" söyledi. İsimler Türkçe olursa uydurma oluyor, Rumca olunca ise uydurma olmuyor. Rum'a ve Rum'a ait herşeye bu kadar hayran ama Türk'e ve Türkçeye bu kadar düşman bir nesli başka bir yerde görmeniz herhalde mümkün değildir.Değiştirilme gerçekleşirse Bafra "Bokalida", Maltepe "Yavusa", ve Akıncılar ise "Luricina" isimlerini alacaklar. Bu şekilde 21 bin ismin değiştirilmesi düşünülüyor. Bu planlar gerçekleşirse KKTC'de Türkçe bir isim bile bulmak neredeyse imkansız hale gelecek.KKTC'de yaşanan derin değişimler bunlarla kalmıyor.Son olarak 112 camide yaz döneminde başlayan Kuran kursları polis baskınlarıyla durduruldu. Gelen haberlere göre Milli eğitim bakanlığının verdiği sözlü izin üzerine başlayan kuran kursları, kaçak olarak yapıldığı gerekçesiyle polis baskınlarıyla süresiz olarak kapatılıyor. Kuran eğitimini KKTC'de tamamen bitirmeyi amaçlayan bu son gelişmeler, yeni işbirlikçiler ve kendi kültürüne düşman Rum'a hayran bir nesil yetişmesini sağlayacak çok tehlikeli sonuçları olacak gelişmelerdir.KKTC halkının ve özellikle gençliğinin yıllarca din eğitiminden yoksun bırakılmasının olumsuz etkilerini özellikle son yıllarda yaşamaktayız. İşte yukarıda Tuncer Bağışkan'ın ifadeleri bu eğitim yoksunluğundan kaynaklanan bir sonuç bence. Bu konuda Eski cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da bir özeleştirisi vardı. KKTC halkının milli bilincinin bu derece zayıf olmasını, din eğitimini ihmal ettiklerine bağlayarak bence çok yerinde bir tespit yapmıştı. Denktaş'ın bahsettiği bu ihmal, Talatla beraber çok daha derinleşiyor. Hatta ihmal olmaktan çıkıp bir kasıt halinin alıyor.Din eğitimi konusu kesinlikle basite alınmaması gereken bir konu. Çünkü yeri geldiğinde vatan için gözünü bile kırpmadan canını verecek olan insanlar ancak "vatan sevgisi imandandır" anlayışıyla yetiştirilen nesiller arasından çıkacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024