Şiirleri; elliden fazla dile çevrilmiş olan Nazım Hikmet öleli 61; ben doğalı 72 yıl olmuş. Ne tesadüf ki, 61 yıl bu dünyanın kahrını çekmiş, kimine göre kahraman, kimine göre hain olarak ilan edilmiş.
Ancak aradan yıllar geçtikten sonra dizelerindeki vatan ve özgürlük kavramları anlaşılabilmiş, dünyanın dört bir yanındaki kendi gibi şair dostları arasında tanınmış, sahiplenilmiştir.
İçindeki sesi dizelere döken, kükreyen aslanını susturamayan bir özgürlük şairi…
Onu gerçek anlamda Şili'nin başkenti Sandiego'da tanıdık. Anlamaya, yorumlamaya başladık. Pablo Neruda'nın satırlarında ikisinin benzerliğini keşfettik… O sıralarda bencilliğin sınırlarında geziniyorduk…
***
Aradan geçen bunca yıl sonra Koca Nazım'ı anlamak; içindeki volkan püskürürken neler hissettiğini keşfetmeye çalışmak açıkçası beni üzüyor. Hükümet ajanlarından kaçarken yaşadıkları, açlık, parasızlık, yokluk günleri, ülkesinden ve sevdiklerinden uzakta ölmek, onun yazdıklarına ortak olan yoksul insanların inanılmaz sevgisi ve gizleyemedikleri duyguları her şeye galebe çalmış.
Dün vatan haini ilan ettiklerimizin bugün kahraman; kahramanları da vatan haini ilan eden bir önyargımız var. Bunu nasıl edindiğimizi anlamakta zorlanıyorum. Hele hele kendi insanımıza karşı son derece acımasız eleştiriler yapmak; iyi ve güzel işleri takdir etmek yerine bunlara birer kulp takmak en büyük maharetimiz olmuş.
***
Koca Nazım'ın neden dünya çapında bu kadar ünlü olduğunu anlamak için şiirlerine bakmak; insan ruhuna hitap eden yönlerini irdelemek lazım. İçinden geçen duyguları resmetmek çok zor bir iştir. Tuvalde uygun renkleri arayan ressam nasıl fırçasını renkten renge daldırıyor ise, şairde gönlündekileri satırlara dökebilmek için kelimeler havuzunda boğuşup durur. Uygun ifadeyi bulup yerine yerleştirmek ince bir iştir. Deyişler ile şiirleri birbirine karıştırmamak gerekir.
Pablo Neruda'nın esir tutulduğu yerde şiirlerini sobadan çıkardığı kömür parçaları ile duvarlara yazması sadece çaresizliğin çaresi değil, yaşamdaki engeller ne olursa olsun bir çözüm bulunabildiğinin ifadesidir.
***
İnsanlık mabedinin hizmetçileri sadece ateşte yürüyen insanlar değillerdir. Aynı zamanda her iki tarafı keskin bir kılıcı, boyunlarında taşıyan fertlerdir. Gelecek nesillerin özgürlüğü, demokrasi güvercininin uçabilmesi, insan haklarının tanınması, gelecekte adil bir dünyanın kurulması ancak onların cesaretleri ile mümkündür.
Tanıdığım ve anladığım kadarı ile Koca Nazım sadece ülkeden kaçmamış -ki buna kaçma denirse- fikirlerini zararlı bulan bağnaz ve tutucu çevreler ile diğer ülke düşmanlarından da uzaklaşmayı hedeflemiş ve onları geride bırakmıştır.
Bugün Koca Nazım'ın aramızdan ayrılışının; şiir köklerini tüm dünyaya yaydığı 61'nci yılı.
Ardından söylenecek çok şey var ama onun için; "İyi ki doğdun, İyi ki yazdın, İyi ki kaçıp gittin ve İyi ki dünya insanları seni tanıdı" demekten başka bir şey gelmiyor elimizden…
Işıklarda uyusun…
- Kıyılarda sorun büyük… / 05.08.2024
- Bir kral, bir prenses ve bir Demir Leydi / 28.07.2024
- Koca Nazım… / 04.06.2024
- Bizim 19 Mayıslarımız… / 19.05.2024
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023