Başbakan R. T. Erdoğan, Twitter yasağını iptal kararı yüzünden Anayasa Mahkemesi'ne "saygı duymuyorum" diyerek rest çekti, kararı "gayr-ı milli" ilan etti.Erdoğan'ın bu hazmı zor refleksini ve ağır tepkisini, Cumhurbaşkanlığı işine bağlayanlar var... Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Cumhurbaşkanlığına aday olmayı içinden geçirdi; Erdoğan'dan zılgıtı yedi, diyor kimi siyasi analistler.Görünen şu ki, Türkiye, benzer reflekslere bundan böyle sıkça şahit olacaktır? Çankaya heveslileri "cambaza yeniden bak" orta oyunuyla sahne alacaktır. Koca bir millet, yeni bir "hiç" uğruna sürüklenecektir.Eyvallah? Lakin Türk milletinin artık şu hesabı yapma vakti gelmiş ve geçmek üzeredir:Bunların tamamını, diledikleri koltuğa istedikleri gibi oturtsak, millet ne hayır görecektir?!Erdoğan, Çankaya'ya mı çıkmak istiyor; çıkartalım. Abdullah Gül, tekrar Başbakan mı olmak istiyor, onu da yapalım? Olmadı; bütün AKP'li vekilleri, diledikleri makamlara münavebeli olarak oturtalım... Hatta tüm patileri lağvedip sadece bunların taleplerini karşılayacak bir "demokrasi" türetelim, taleplerini karşılayalım?Zaten 12 yıldan beri ellerinde-avuçlarında olan devleti ve milleti, nasıl isterlerse yine öyle ellerine verelim? Tamam da, Türk milleti, bunlardan ne görecek?! Hiiiççç?Erdoğan, tam bir "demokratik kral" gibi, "ali kıran baş kesen güçlü bir devlet başkanı" gibi Cumhurbaşkanı koltuğuna otursa ne yapacak?! Gül, Başbakan olsa ne olacak?!Millet, bugüne kadar yokluk ve kaostan başka ne gördü ki, bundan sonra ne görecek?! Hiiiççç?Madalyonun öbür yüzünden okuyalım: Bunların tamamını, zamanı durdurup antika müzelerde mumyalayıp sakladık. Yerlerine muhalefet partilerini işbaşına koyduk, Cumhurbaşkanı yaptık, başbakan yaptık, hükümet yaptık? Millet adına ne olacak, millet bunlardan ne hayır görecek?! Yine hiiiççç? Her halükarda hiç!Devletin borcu, milletin batağı azalacak mı? Yok?Reel sektörün pozisyon açığı kapanacak mı? Yok? İşsizlik ortadan kalkacak mı? Yok...Batıda asgari ücret diye kölelere reva görülen 830 TL'lik asgari ücret rakamımız artacak mı, işçi-memur ve emeklilerimiz insan onuruna ve emeğine yakışır bir asgari ücrete kavuşacak mı? Yok?Köylü, çiftçi, emekçi, hayvancı, ormancı, balıkçı, kısaca tarım kesimi bayram ederek ekip-biçebilecek mi, ekip-biçtiği mahsulün en helal karşılığı olan ücreti alabilecek mi? Yok?Vergilerin, zamların ve harçların arkası kesilecek mi; dar gelirlinin ve piyasanın tüketim kabiliyetini sıfırlayıp belini büken dolaylı vergiler ortadan kalkacak mı? Yok...Bunlar, üç dönemden beri zaten diledikleri makamda, diledikleri yerde ve yetkide değiller miydi? Evet. Millet ne gördü bunlardan? Hiiiççç.Köylü icra ile cebelleşiyor. Çiftçi kan ağlıyor. Tarım kesimi bağını-bahçesini-topraklarını elden çıkartıyor. Vatandaş 350 milyar TL borca batmış can çekişiyor. Reel sektör 174 milyar dolar pozisyon açığıyla batağa kulaç atıyor. Devlet ise 900 milyar doları aşan borcun faizine yetişemiyor, bırakın borcunu ödemeyi faizini ödemekte zorlanıyor; Dünya Bankası Türkiye'ye kefen biçiyor, Ankara'ya kara haber salıyor.Her türlü makam ve yetki ile donanmış bu ekibin Türkiye'yi sürüklediği vaziyet bu iken; nasıl bir akıl, nasıl bir iz'an ve nasıl bir iman ile hala bunların Cumhurbaşkanlığı ihtirasını konuşuyoruz, "hiç" yere çenemizi yoruyoruz.12 yılda canavarlaşan böylesi koca bir "Hiiiç" uğruna vatanımızı, devletimizi ve geleceğimizi heba ediyor, züğürt tesellisiyle kendimizi avutuyoruz; bu, akıl kârı bir iş mi?!O halde yapmamız asıl iş; aklımızı, ilmimizi, gönlümüzü odaklamamız gereken yeni bir gerçek var, kendi gerçeğimiz? Bu gerçek, devlet ve milletimizi toparlayıp şahlandıracak projelerdir. İşsizliği ortadan kaldıracak, sürekli büyümeyi, tam istihdamı ve gelir dağılımında adaleti sağlayacak formüllerdir. Tarım kesiminin, köylünün-çiftçinin mahsulüne hak ettiği bedeli temin edecek finans yöntemleridir. Üreticiye iç Pazar ve talep oluşturacak, dış pazarda da rekabet gücü sağlayacak enstrümanlardır. Devleti borç dilenciliğinden kurtaracak, kredi ve faize mahkum edilmiş kamu maliyesinin her türlü para ve finans ihtiyaçlarını devlet ve milletin alınteri olan GSMH'ya endeksleyip karşılayacak yeni bir ekonomi anlayışına yoğunlaşmamız gerekiyor.Prof. Dr. Haydar Baş, bunun kitabını yazdı, dünyaya okutuyor; bu, bizim kendi gerçeğimiz!Onurlu millet ve süper devlet olmanın yolu bu yeni anlayıştadır. Bu anlayışın adı Bağımsız Türkiye Partisi'dir, Milli Ekonomi Modeli'dir, Prof. Dr. Haydar Baş'tır? Dünyada bu yeni ekonomi gerçeğini idrak edip uygulayanlar şahlanmıştır, şahlanmaktadır. Türkiye, bu gerçeğe dönmediği müddetçe; hangi makama kim gelirse gelsin, sonuç hep "hiç"tir, netice hüsrandır... Türk milleti, artık geleceğini koca koca "hiç"lere kurban etmekten vazgeçmeli, kendi gerçeğine dönmelidir.Necip Fazıl ile bitirelim, dilerseniz:Bu yurda her bela içinden gelir;"Hep"leri hep, hiçin hiçinden gelir.Gelemez bir ithal malıdır akıl,Kafdağından, Çin'den, Maçinden gelir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019