Önceki gün Vahit Abi ile Aksaray Eskil ilçesi Emniyet Müdürlüğü’ne gitmek üzere yola çıktık. Yolda bir vatandaş el etti. Durup arabaya aldık. Böget köyündenmiş, Eskil’e gidiyormuş. Köylü nasıl geçim ne durumda dedik, demez olaydık. Veysi bey öyle dertli ki.
- Bu milletin aklına şaşıyorum. Bittik bey. Herkes ipotekli. Boğaza kadar borçlandık. Bu işin içinden nasıl çıkacağız?
Vahit abi: Tarlalar yeşermiş, mahsul iyi dedi.
Veysi Efendi: Geç onu beyim, harman kurtarmaz. 10 yıl önce mazot 1.20 TL, buğday 0.50 TL idi. Şimdi mazot 4.30 TL, buğday 60-70 Kuruş.
Vahit abi: Mazot desteği yok mu?
Veysi Efendi: Mazot desteği dekarı 10.80 TL. 10 dekar için (10x 10.80 =108 TL) eder.
Vahit abi: Doğrudan gelir desteği var?
Veysi Efendi: Dekar başına 9 TL idi, 13 TL yaptılar. 10 dekar için (10x13=130 TL) eder. Adı var kendi yok. Duyan da bir şey sanıyor. Kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorlar. Kandırmaca işlerle olmaz. Bu durumdan nasıl çıkacağız bey. Millet aklını yitirdi dedi.
Böyle konuşarak bir müddet yol aldıktan sonra:
Veysi Efendi: Bölünüyoruz, ülke elden gidiyor demesin mi?. Hayret ettim.
Eskil’e vardık, Veysi Efendiden ayrıldık. Emniyete uğrayıp seçim evraklarını teslim aldık.
Dönüş yolunda bir genç arabaya el etti. Aldık. Diyanet’in yarışması varmış, seyretmeye gidiyormuş. AKP’den ne haber dedik?
Genç: 11 yıllık hükümet her şey yolunda, süper dedi.
Bir de babasına sorabilseydik, ailesini nasıl geçindirdiğini, oğluna nasıl harçlık verdiğini? Garibim bilmez ki, kiliselerin önünün nasıl açıldığını.
Restore edilip Müslüman avına çıkıldığını… Dini yayınlarda Hıristiyanlık lehine ne tahribatlar yapıldığını. Genci ineceği yerde indirip yola devam ettik.
Böget köyüne vardık. Bakkalın önünde birikmiş vatandaşların yanında indik. Selam verdik. Hal hatır sorduk.
Kar ve yağmurların bolluğundan mahsulün yeşerdiğinden söz ettiler. Durumlar iyi dediler.
Vahit abi: Kredilerden ne haber dedi.
Muhtar: Herkes ipotekli, hiç sorma dedi.
O anda yanımıza bir oto gelip durdu.
Köylü: Bak işte kredi kartı dağıtıcısı geldi dedi. Üç kişi otonun kapısına yanaştı. Bir şeyler konuşuyorlardı, ilgilenmedim.
Vahit abi: Süt işi nasıl dedi.
Birisi: “Boş iş” dedi. Süt 80 Kuruş, yem 55 TL (kilosu =1.10 TL)
Öteki: Bankadan 6 bin TL aldım. Bir inek bir dana sattım, temizleyemedim. Faizine gitti.
Bir dokun bir ah işit.
Hadi gidelim, durum anlaşıldı dedik.
Yola çıkıp, Yeşiltömek köyüne vardık. Birde buranın durumuna bakalım dedik. Arabadan inip selam verdik. Yolun bir yanında gençler bir yanında yaşlılar küme küme olmuş lakırdı ediyorlardı. Selamımızı aldılar, el sıkıştık. Hal hatır sorduk.
İş yok. 500 TL’ye bile çalışırız yeter ki iş olsun dedi birisi.
Yaşlı sakallı: İsrail’e çalışıyoruz. Elektrik borcu bıktırdı. Faturalar aylık geliyor ne yapıp edip ödüyoruz. İflahımız kesildi. Tarlaya su yok, eve su yok. Şimdide tarlada kuyulara sayaç taktırıyorlar. Allah sonumuzu hayır eyleye.
Yaşlı birisi esnafa varmış (alacağının şeyin ismini söyledi de ben kavrayamadım) yarısını vereyim kalanını bir ay içinde vereyim demiş.
Kredi kartın yoksa, yok. Çık dışarı, cevabı almış. Kredi kartı ne iş bu yaştan sonra dedi.
Orta yaşlı bir köylü Vahit abinin tanışı çıktı. İş yok ki, ne iş yapacağız. Haydar Hoca’yı bekliyoruz. Çok olsa bizde geleceğiz dedi.
Öte kümede oturan yaşlılara el salladık eyvallah deyip ayrıldık.
Köylüleri çaresiz, bitik gördüm.
Banka önünde diz çöktürülmüş gördüm.
Uygulanan program AKP’nın IMF ile imzaladığı 18. stand-by antlaşmasıdır. Sıkı para politikasıdır. Devlet parasal alandan çekilmiştir. Piyasa para babalarına bırakılmıştır. Para ihtiyacının bankalar tarafından sağlanması sebebiyle kaçınılmaz sonuç ortadadır. Dahası hiç bitmeyecek borç sarmalı içine düşürüldük.
Prof. Dr. Haydar Baş hocam “Bu programla gökten Cebrail (as) inse olmaz” demişti.
Olmadı işte...
Olmaza olur, deyip Erdoğan’ın peşine takılanlar ibret alsınlar. Bir musibet bin nasihatten iyidir.
Hala yanlışta ısrar ediliyor.
Ruslar kadar aklımız olsaydı.
- Bu milletin aklına şaşıyorum. Bittik bey. Herkes ipotekli. Boğaza kadar borçlandık. Bu işin içinden nasıl çıkacağız?
Vahit abi: Tarlalar yeşermiş, mahsul iyi dedi.
Veysi Efendi: Geç onu beyim, harman kurtarmaz. 10 yıl önce mazot 1.20 TL, buğday 0.50 TL idi. Şimdi mazot 4.30 TL, buğday 60-70 Kuruş.
Vahit abi: Mazot desteği yok mu?
Veysi Efendi: Mazot desteği dekarı 10.80 TL. 10 dekar için (10x 10.80 =108 TL) eder.
Vahit abi: Doğrudan gelir desteği var?
Veysi Efendi: Dekar başına 9 TL idi, 13 TL yaptılar. 10 dekar için (10x13=130 TL) eder. Adı var kendi yok. Duyan da bir şey sanıyor. Kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorlar. Kandırmaca işlerle olmaz. Bu durumdan nasıl çıkacağız bey. Millet aklını yitirdi dedi.
Böyle konuşarak bir müddet yol aldıktan sonra:
Veysi Efendi: Bölünüyoruz, ülke elden gidiyor demesin mi?. Hayret ettim.
Eskil’e vardık, Veysi Efendiden ayrıldık. Emniyete uğrayıp seçim evraklarını teslim aldık.
Dönüş yolunda bir genç arabaya el etti. Aldık. Diyanet’in yarışması varmış, seyretmeye gidiyormuş. AKP’den ne haber dedik?
Genç: 11 yıllık hükümet her şey yolunda, süper dedi.
Bir de babasına sorabilseydik, ailesini nasıl geçindirdiğini, oğluna nasıl harçlık verdiğini? Garibim bilmez ki, kiliselerin önünün nasıl açıldığını.
Restore edilip Müslüman avına çıkıldığını… Dini yayınlarda Hıristiyanlık lehine ne tahribatlar yapıldığını. Genci ineceği yerde indirip yola devam ettik.
Böget köyüne vardık. Bakkalın önünde birikmiş vatandaşların yanında indik. Selam verdik. Hal hatır sorduk.
Kar ve yağmurların bolluğundan mahsulün yeşerdiğinden söz ettiler. Durumlar iyi dediler.
Vahit abi: Kredilerden ne haber dedi.
Muhtar: Herkes ipotekli, hiç sorma dedi.
O anda yanımıza bir oto gelip durdu.
Köylü: Bak işte kredi kartı dağıtıcısı geldi dedi. Üç kişi otonun kapısına yanaştı. Bir şeyler konuşuyorlardı, ilgilenmedim.
Vahit abi: Süt işi nasıl dedi.
Birisi: “Boş iş” dedi. Süt 80 Kuruş, yem 55 TL (kilosu =1.10 TL)
Öteki: Bankadan 6 bin TL aldım. Bir inek bir dana sattım, temizleyemedim. Faizine gitti.
Bir dokun bir ah işit.
Hadi gidelim, durum anlaşıldı dedik.
Yola çıkıp, Yeşiltömek köyüne vardık. Birde buranın durumuna bakalım dedik. Arabadan inip selam verdik. Yolun bir yanında gençler bir yanında yaşlılar küme küme olmuş lakırdı ediyorlardı. Selamımızı aldılar, el sıkıştık. Hal hatır sorduk.
İş yok. 500 TL’ye bile çalışırız yeter ki iş olsun dedi birisi.
Yaşlı sakallı: İsrail’e çalışıyoruz. Elektrik borcu bıktırdı. Faturalar aylık geliyor ne yapıp edip ödüyoruz. İflahımız kesildi. Tarlaya su yok, eve su yok. Şimdide tarlada kuyulara sayaç taktırıyorlar. Allah sonumuzu hayır eyleye.
Yaşlı birisi esnafa varmış (alacağının şeyin ismini söyledi de ben kavrayamadım) yarısını vereyim kalanını bir ay içinde vereyim demiş.
Kredi kartın yoksa, yok. Çık dışarı, cevabı almış. Kredi kartı ne iş bu yaştan sonra dedi.
Orta yaşlı bir köylü Vahit abinin tanışı çıktı. İş yok ki, ne iş yapacağız. Haydar Hoca’yı bekliyoruz. Çok olsa bizde geleceğiz dedi.
Öte kümede oturan yaşlılara el salladık eyvallah deyip ayrıldık.
Köylüleri çaresiz, bitik gördüm.
Banka önünde diz çöktürülmüş gördüm.
Uygulanan program AKP’nın IMF ile imzaladığı 18. stand-by antlaşmasıdır. Sıkı para politikasıdır. Devlet parasal alandan çekilmiştir. Piyasa para babalarına bırakılmıştır. Para ihtiyacının bankalar tarafından sağlanması sebebiyle kaçınılmaz sonuç ortadadır. Dahası hiç bitmeyecek borç sarmalı içine düşürüldük.
Prof. Dr. Haydar Baş hocam “Bu programla gökten Cebrail (as) inse olmaz” demişti.
Olmadı işte...
Olmaza olur, deyip Erdoğan’ın peşine takılanlar ibret alsınlar. Bir musibet bin nasihatten iyidir.
Hala yanlışta ısrar ediliyor.
Ruslar kadar aklımız olsaydı.
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013