AB, ABD ve IMF aklıyla hareket eden AKP hükümetinin tüketimi daraltıcı politikaları milletimizi perişan ediyor.Gerçekte yüzde 40'lar seviyesinde olan enflasyon, masa başı hesaplamalarıyla yüzde 5'ler seviyesinde gösteriliyor. Maaşlara yapılan zamlar bu enflasyon oranında hesaplandığı için vatandaşın maaşı eriyip gidiyor.Vatandaşın geliri giderini karşılamıyor, üstelik açığı sürekli artıyor. Dolayısıyla satın alma gücü azalıyor, ihtiyaçlarını alamıyor.Vatandaş en asgari ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşamak için doğal olarak borçlanmaya gidiyor. Bugün maalesef en kolay borçlanma şekli de her köşe başında vatandaşa altın tepside sunulan, nereye baksa reklamlarını gördüğü kredi kartları?Ne yapacağını bilemeyen vatandaş kredi kartı tuzağına bir can simidi gibi sarılıyor. Siyasilerin ve onların şakşakcısı olan ekonomist müsveddelerinin çizdiği pembe tablolara da kanan vatandaş, bir umutla kredi kartını kullanmaya başlıyor.Kullanıyor kullanmasına ama bu vatandaş zaten ihtiyaçlarını karşılayacak gelire sahip değildi, dolayısıyla kartın ödeme zamanı geliyor, vatandaş tamamını ödeyemiyor asgari tutarını ödüyor. Geri kalan meblağ ise astronomik faize tabi tutuluyor. Bir süre sonra vatandaşın en önemli gider kalemi faiz oluveriyor.Dilerseniz bu anlattığımız tabloyu, Merkez Bankası'nın resmi rakamlarıyla izah edelim:2009 yılında bir önceki yıla göre kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 91,1 oranında artarak 351 bin kişiden 672 bin kişiye çıktı.Ferdi kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı ise yüzde 195,5 oranında artarak 155 bin kişiden 458 bin kişiye yükseldi.Rakamlardaki artış oranlarını görüyor musun? Oldukça vahim bir tablo?Bu rakamlar Merkez Bankası'nın resmi verileri?Devam edelim. Bir kişinin tüm yıllar içinde bir kez sayılması durumunda, 2005 yılından bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 1 milyon 908 bin kişiye yükseldi.2 milyona yakın kişi borç ödeyememiş. Bunları bakmakla yükümlü oldukları aileleri ile birlikte değerlendirdiğinizde en az 10 milyon kişi yapıyor.Bu korkunç tablo neyin sonucu? Gelirin giderleri karşılamamasının sonucu?Peki, bunun sonucu ne olacak?Milyonlarca kişinin maaşlarının erimesi, bunların baktığı en az 5 kat insanımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olması piyasada kitlesel bir tüketim kaybına neden olmaktadır.Bu üretilen ürünlerin pazarının daha da daralması, dolayısıyla esnafın, sanayicinin kepenk kapatması, çiftçinin iflas etmesi anlamına gelmektedir.Borç ödeyemeyenlerin sayısı azalmıyor, dikkat edin, yüzde 91'ler, yüzde 195'ler seviyesinde yani katlanarak artıyor.Şimdi siz söyleyin bu resmi rakamlara göre 2010 ve sonrası ekonomi nasıl olacak? Pazar hızla daralacağına göre üretimin artması mümkün mü? Peki, işsizliğin azalması mümkün mü? O halde siyasilerimiz hangi iyileşmeden bahsediyor? Bu gerçekleri bugün gören ve ifade eden tek bir lider var: Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş.O, yaptığı televizyon programlarında sık sık "Mevcut siyasetle ve IMF ile devam ettiğimiz müddetçe 2010 daha iyi olmayacak" uyarısında bulundu, bulunuyor. Tek çıkış noktasının da, bu olumsuz ekonomik manzarayı tam tersine çevirecek olan Milli Ekonomi Modeli (MEM) olduğunun altını çiziyor.Çünkü bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan en temel problem tüketim darlığı ve bunu çözebilecek tek model de Milli Ekonomi Modeli.Eğer MEM'in tüketimi teşvik eden sosyal devlet projelerini en kısa zamanda hayata geçirmezsek, Türk milletini çok zor günler bekliyor, haberiniz olsun.Böyle devam ederse, işçilerin, memurların açlık grevi yapmalarına artık gerek kalmayacak. Çünkü açlık artık doğal bir yaşam olacak. Tarım iflas ederse -ki hızla ediyor- zaten istesek de yiyecek bir şey bulamayacağız. Dünyanın 400'ü aşkın bilim adamı MEM'in tek çıkış yolu olduğunu söylüyor, 100'ü aşkın ülkesi de uygulamaya başladı. Artık bırakalım şu kör inadı da MEM'i hızla yaklaşan büyük felaketler için kalkan yapalım.MEM'den başka hiçbir set, yaklaşan felaketlerin önünü kesemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025