Kuantum çağı başladı mı?
2025'te kuantum bilgisayarlar, kuantum üstünlük sayesinde ilaç geliştirmeden finansal modellemeye kadar gerçek hayattaki ilk pratik uygulamalarını sunarak klasik bilişimin sınırlarını aşıyor. Bu dönüşüm, Türkiye'de artan Ar-Ge yatırımları ve uluslararası iş birlikleriyle desteklenirken, mevcut şifrelemeyi tehdit eden kuantumun siber güvenlik ve etik boyutları için acil Post-Kuantum Kriptografi çözümlerini zorunlu kılıyor
16.10.2025 16:41:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Yapay zekâ (YZ) ve büyük dil modellerinin (LLM) günlük hayatımıza girdiği bir dönemde, teknolojinin bir sonraki sınırına, Kuantum Çağı'na geçiş yapıyoruz. 2025 yılı, kuantum bilgisayarların laboratuvarların soğuk ve izole ortamlarından çıkarak, gerçek dünya problemlerine ilk pratik çözümlerini sunduğu bir dönüm noktası oldu.
Artık kuantum, sadece teorik bir olasılık değil; ilaç geliştirme, finansal risk analizi ve iklim modellemelerinde somut sonuçlar üreten, kritik bir teknoloji haline geliyor.
KUANTUM ÜSTÜNLÜK NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Kuantum Üstünlük (Quantum Advantage), bir kuantum bilgisayarın, klasik bir bilgisayarın pratik olarak çözemeyeceği veya bunu yapması binlerce yıl sürecek bir problemi "makul" bir süre içinde çözebilmesi anlamına gelir. Klasik bilgisayarlar bilgiyi bitler (0 veya 1) ile kodlarken, kuantum bilgisayarlar kübitler (qubits) kullanır.
Kübitler, kuantum mekaniğinin iki temel özelliğinden yararlanır:
1. Süperpozisyon: Bir kübitin aynı anda hem 0 hem de 1 olabilme yeteneği. Bu, kuantum bilgisayarların aynı anda birçok farklı hesaplamayı paralel olarak yapabilmesini sağlar.
2. Dolanıklık (Entanglement): İki kübitin, aralarındaki mesafe ne olursa olsun, birinin durumu ölçüldüğünde diğerinin durumunun anında belirlenmesi. Bu özellik, kuantum bilgisayarların işlem gücünü katlanarak artırır.
Kuantum üstünlüğe ulaşmak, mevcut en iyi süper bilgisayarların bile yetersiz kaldığı alanlarda devrim niteliğinde çözümler sunacağı için kritik öneme sahiptir. Bu, sadece hız değil, imkânsız görülenin başarılması demektir.
TÜRKİYE'DE KUANTUM ARAŞTIRMALARI VE YATIRIMLAR
Türkiye, kuantum teknolojileri alanında stratejik öneme sahip olduğunun farkında olarak ulusal ve uluslararası iş birliklerine hız vermiştir. 2025 yılındaki gelişmeler şunları göstermektedir:
• Ulusal Çağrılar ve Yol Haritası: TÜBİTAK, 2025'te hem ulusal hem de uluslararası (Eureka Network, QuantERA) ortaklıklar aracılığıyla Uygulamalı Kuantum Teknolojileri çağrıları açtı. Bu çağrılar, kuantum hesaplama, kuantum simülasyonu ve algoritmalar gibi odak alanlarında yerli Ar-Ge çalışmalarını desteklemektedir.
• Akademik Güçlenme: Üniversiteler, Fizik ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümlerinde kuantum bilişim ve kriptografi konularına odaklanan yeni merkezler ve lisansüstü programlar kurmaya devam ediyor. QTurkey gibi inisiyatifler, ekosistemin geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır.
• TEKNOFEST Yarışmaları: Kuantum Teknolojileri Yarışması, genç yeteneklerin kuantum algoritmaları ve sistemleri geliştirmesini teşvik ederek, ulusal teknoloji hamlesine katkı sağlamaktadır.
• Stratejik Önem Vurgusu: Kamu otoriteleri ve teknoloji liderleri, kuantum teknolojilerindeki üstünlüğün, gelecekte nükleer teknolojilerdeki üstünlüğe benzer bir "kuantum esareti"nden korunmak için hayati olduğunu vurgulamaktadır.
KUANTUMUN ETİK VE GÜVENLİK BOYUTLARI: POST-KUANTUM KRİPTOGRAFİ
Kuantum çağının en büyük tehdidi, mevcut dijital dünyanın güvenlik temellerini sarsma potansiyelidir. Kuantum bilgisayarların, özellikle Shor Algoritması sayesinde, bugün bankacılık, e-ticaret ve devlet sırlarını koruyan RSA ve ECC (Eliptik Eğri Kriptografisi) gibi yaygın şifreleme algoritmalarını kısa sürede kırma gücüne sahip olması bekleniyor. Bu duruma "Şimdi Topla, Sonra Şifre Çöz" (Harvest Now, Decrypt Later) riski denmektedir.
2025 itibarıyla güvenlik önlemleri hız kazandı:
• Kuantuma Dayanıklı Kriptografi (Post-Quantum Cryptography - PQC): Dünya çapında güvenlik uzmanları, kuantum bilgisayarların kıramayacağı yeni şifreleme algoritmaları (örneğin: KYBER, DILITHIUM) geliştirmeye odaklanmıştır. ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) bu algoritmaları standartlaştırmaktadır.
• Türkiye'deki Siber Güvenlik Geçişi: TÜBİTAK'ın Ulusal Kuantum Teknolojileri Yol Haritası kapsamında, devlet kurumlarının PQC geçişine 2025'te başlaması ve 2027'de özel sektör için mevzuat zorunluluğu getirilmesi öngörülmektedir.
• Etik Sorunlar: Kuantum üstünlüğü, yapay zekâyı daha güçlü hale getireceği için, YZ'nin kontrol edilemez hale gelme ve derinlemesine kişisel veriye erişim gibi etik ikilemleri de derinleştirecektir. Kuantumun erişim maliyeti ve sınırlı sayıda ülkenin tekelinde olma potansiyeli ise yeni bir "Dijital Uçurum" yaratma riski taşımaktadır.
Kuantumun faydaları ne kadar büyükse, güvenlik ve etik boyutları da bir o kadar önemlidir. Bu devrim, teknolojik yeteneklerimizi artırırken, dijital altyapımızın tamamen yeniden düşünülmesini zorunlu kılmaktadır.
Artık kuantum, sadece teorik bir olasılık değil; ilaç geliştirme, finansal risk analizi ve iklim modellemelerinde somut sonuçlar üreten, kritik bir teknoloji haline geliyor.
KUANTUM ÜSTÜNLÜK NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Kuantum Üstünlük (Quantum Advantage), bir kuantum bilgisayarın, klasik bir bilgisayarın pratik olarak çözemeyeceği veya bunu yapması binlerce yıl sürecek bir problemi "makul" bir süre içinde çözebilmesi anlamına gelir. Klasik bilgisayarlar bilgiyi bitler (0 veya 1) ile kodlarken, kuantum bilgisayarlar kübitler (qubits) kullanır.
Kübitler, kuantum mekaniğinin iki temel özelliğinden yararlanır:
1. Süperpozisyon: Bir kübitin aynı anda hem 0 hem de 1 olabilme yeteneği. Bu, kuantum bilgisayarların aynı anda birçok farklı hesaplamayı paralel olarak yapabilmesini sağlar.
2. Dolanıklık (Entanglement): İki kübitin, aralarındaki mesafe ne olursa olsun, birinin durumu ölçüldüğünde diğerinin durumunun anında belirlenmesi. Bu özellik, kuantum bilgisayarların işlem gücünü katlanarak artırır.
Kuantum üstünlüğe ulaşmak, mevcut en iyi süper bilgisayarların bile yetersiz kaldığı alanlarda devrim niteliğinde çözümler sunacağı için kritik öneme sahiptir. Bu, sadece hız değil, imkânsız görülenin başarılması demektir.
TÜRKİYE'DE KUANTUM ARAŞTIRMALARI VE YATIRIMLAR
Türkiye, kuantum teknolojileri alanında stratejik öneme sahip olduğunun farkında olarak ulusal ve uluslararası iş birliklerine hız vermiştir. 2025 yılındaki gelişmeler şunları göstermektedir:
• Ulusal Çağrılar ve Yol Haritası: TÜBİTAK, 2025'te hem ulusal hem de uluslararası (Eureka Network, QuantERA) ortaklıklar aracılığıyla Uygulamalı Kuantum Teknolojileri çağrıları açtı. Bu çağrılar, kuantum hesaplama, kuantum simülasyonu ve algoritmalar gibi odak alanlarında yerli Ar-Ge çalışmalarını desteklemektedir.
• Akademik Güçlenme: Üniversiteler, Fizik ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümlerinde kuantum bilişim ve kriptografi konularına odaklanan yeni merkezler ve lisansüstü programlar kurmaya devam ediyor. QTurkey gibi inisiyatifler, ekosistemin geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır.
• TEKNOFEST Yarışmaları: Kuantum Teknolojileri Yarışması, genç yeteneklerin kuantum algoritmaları ve sistemleri geliştirmesini teşvik ederek, ulusal teknoloji hamlesine katkı sağlamaktadır.
• Stratejik Önem Vurgusu: Kamu otoriteleri ve teknoloji liderleri, kuantum teknolojilerindeki üstünlüğün, gelecekte nükleer teknolojilerdeki üstünlüğe benzer bir "kuantum esareti"nden korunmak için hayati olduğunu vurgulamaktadır.
KUANTUMUN ETİK VE GÜVENLİK BOYUTLARI: POST-KUANTUM KRİPTOGRAFİ
Kuantum çağının en büyük tehdidi, mevcut dijital dünyanın güvenlik temellerini sarsma potansiyelidir. Kuantum bilgisayarların, özellikle Shor Algoritması sayesinde, bugün bankacılık, e-ticaret ve devlet sırlarını koruyan RSA ve ECC (Eliptik Eğri Kriptografisi) gibi yaygın şifreleme algoritmalarını kısa sürede kırma gücüne sahip olması bekleniyor. Bu duruma "Şimdi Topla, Sonra Şifre Çöz" (Harvest Now, Decrypt Later) riski denmektedir.
2025 itibarıyla güvenlik önlemleri hız kazandı:
• Kuantuma Dayanıklı Kriptografi (Post-Quantum Cryptography - PQC): Dünya çapında güvenlik uzmanları, kuantum bilgisayarların kıramayacağı yeni şifreleme algoritmaları (örneğin: KYBER, DILITHIUM) geliştirmeye odaklanmıştır. ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) bu algoritmaları standartlaştırmaktadır.
• Türkiye'deki Siber Güvenlik Geçişi: TÜBİTAK'ın Ulusal Kuantum Teknolojileri Yol Haritası kapsamında, devlet kurumlarının PQC geçişine 2025'te başlaması ve 2027'de özel sektör için mevzuat zorunluluğu getirilmesi öngörülmektedir.
• Etik Sorunlar: Kuantum üstünlüğü, yapay zekâyı daha güçlü hale getireceği için, YZ'nin kontrol edilemez hale gelme ve derinlemesine kişisel veriye erişim gibi etik ikilemleri de derinleştirecektir. Kuantumun erişim maliyeti ve sınırlı sayıda ülkenin tekelinde olma potansiyeli ise yeni bir "Dijital Uçurum" yaratma riski taşımaktadır.
Kuantumun faydaları ne kadar büyükse, güvenlik ve etik boyutları da bir o kadar önemlidir. Bu devrim, teknolojik yeteneklerimizi artırırken, dijital altyapımızın tamamen yeniden düşünülmesini zorunlu kılmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.














































































