Çocukluğumda camiye gittiğim günleri hatırlıyorum. Bugün yaşadıklarımla kısaca tam bir köprü kurulduğunu görüyorum. Bana bu sağlam ruh halini yaşamama vesile olan cami hocasından ve ebeveynimden Allah razı olsun.Cami hocası Nuri Hoca'nın bir gün sol elini kaldırarak: "İşte taharet sol elin son üç parmağı ile yapılır" dediğini bugün bile gözümün önüne getirebiliyorum.Yine bazı özel konuları o gün sadece hafızama kaydetmiş, ancak buluğ çağından sonra anladığım, daha sonrada ilmihal kitaplarında detaylı olarak okuduğum bilgilerin ne kadar hayatı önem taşıyan bilgiler olduğunu sonradan anladım. 55 yaşlarında bir adamın cami hocasına şu soruyu sorduğuna şahitlik ettim: "Hocam, âdet hallerinde cinsi ilişki olmaz haramdır, dediniz Halbuki ben bunu bilmiyordum. Gerçekten böyle mi?"Bugün halkın önüne yıldız olarak takdim edilen adına sanatçı denilen, şöyle veya böyle kimseleri çıkarıp her şeyi konuşuyorlar.Bir yıldız ilim adamı. Bir yıldız çocuk. Bir yıldız örnek anne? konularının işlendiğine şahit olamazsınız. Artık ip bu vasıftaki medyanın elinde.Neyse konumuzun dışına çıkmadan şunu görebiliyoruz: Az da olsa çocukluk yıllarında annesinden, camiden , okuldan dini bilgi alanların inançlarını büyük ölçüde koruyabildiklerini görüyoruz.Aksi halde Allah'a kul olmaktan kaçınanların nasıl nefislerine, kullara kul oldukları, hayatı sadece gözden, tırnaktan ibaret zannedenlerin bir bardak mutlulukla geçinip gittikleri tesellileri görüyoruz.Nuri Hoca'dan bahsettim. Nuri hoca daha ilkokul 4. sınıfta bize hatim yaptırdı. Beni ve iki arkadaşımı kürsüye çıkarıp Kur'an okuttu. Ben İhlas suresini okumuştum. Ve çıkışta lokum tutmuştum.Mütevazi hatim merasiminden cemaat daha da kaynaştı. Hatim yaptığımız çocuklarla vefalı bir arkadaşlığımız oldu. Bugün de camilerimizde hatim merasimlerinin artarak devam etmesini sevinçle karşılıyor başarılar diliyorum.Ben camiye gittim. Evde anne ve babamdan dini yaşantıyı gördüm. Daha sonrada İmam Hatip Lisesine gittim. Orada da namazımı kıldım. Böyle bir bütünlük içinde ancak din insanın yaşantısına nüfuz eder.Bugün içinden çıkılmaz meselelerin başında çelişkiler yatmaktadır. Çocuk evde din eğitimi alıyor. Okulda Hıristiyanlığın da hak bir din olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Din bilgiden ibaret. Böyle bir anlayış Müslümanlığın yaşanmasına mı yöneliktir, yoksa kaldırmaya mı?Bizi birbirimize sımsıkı bağlayacak dîni yaşantıdır. Halkımız Müslüman'dır. Bunu uygulayın. Görülecektir ki artık evinizde hırsız beklemenize gerek kalmayacaktır.Heyhat ki bağları her geçen güm şiddetle kopan milletin ve onun evlatlarının bugün böyle bir şansı yok. Nerede ne zaman duracağı belli olmayan ayrılıkların, zıtlıkların, dedikoduların, birbirine düşman kesilmelerin hız kazandığı bu günlerde böyle ümitli yazılar yazmak artık çok zor.Anne ve babalar çocukları yaz döneminde camiye göndermeleri artık çok elzem duruma gelmiştir. Hocalar mutlaka birer eğitimci olarak yetiştirilmelidir. Duyduğuma göre Diyanet "Temel Dini Bilgiler Kitabını" ücretsiz dağıtacakmış. Bu çok önemli bir çalışmadır. Hocalar mutlaka ücret almadan çocukları hediye kitaplarla ödüllendirmelidir.Bir olalım beraber olalım. Dinimize, vatanımıza sahip olalım. Yegane tatlı lokma budur. Biz sapasağlam oldukça, sineler toplu vurdukça hiçbir düşman biz alt edemez.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011