Peygamberimiz canlı Kuran’dır. Kuran-ı Kerim onun hayatında müşahhas olarak yaşanmıştır. İnsanlara örnek olmuştur. Peygamberimizi yok kabul etmek aslında Kuran’ı yok kabul etmeye denktir. Asırlardan beri İslam inancını yozlaştırmak isteyenler peygamberimizi devreden çıkartmanın hesaplarını hep yapagelmişlerdir. Böylece Müslümanların birliğini ortadan kaldırmak istiyorlar. Allah’ın razı olacağı bir din anlayışından ziyade siyasi ve felsefi bir yaklaşım sergiliyorlar.
***
Bizler çocuk yaşlarımızdan beri ‘Cibril hadisi’ni dinleyerek büyüdük. Bir tek hadis-i şerif bile imanı, İslam’ı ve Müslüman’ın yaşam tarzını ifade etmeye yeter.
“Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:
– Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam:
– Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam:
– Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.
Adam tekrar:
– Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:
– Peki, ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.
Adam yine:
– Doğru söyledin dedi, sonra da:
– Kıyamet ne zaman kopacak diye sordu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.
Adam:
– O halde alâmetlerini söyle, dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Annelerin, kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başıkabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ”buyurdu.
Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben:
– Allah ve Resûlü bilir, dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu. (Hadisin kaynakları: Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime,9)
Bu toplum aşılı bir toplumdur.
Buna rağmen kalkıp toplumun imanı ile oynamaya kalkanlar adeta cami duvarını pislemiş gibi olurlar.
***
Fethullah Gülen’in facebooka düşen bir videosuna dikkat çekmek istiyorum. (Videoyu Buradan İzleyebilirsiniz)
Lailahe illallah diyen birisi Muhammeden Resullulah demese de rabbimin hatırına onu alır başıma koyarım, diyor.
İslam inancının temeli Kuran-ı Kerim’dir, hadisi şeriftir. Kelime-i Tevhid sadece ‘’La ilâhe illallah’’ değildir! Tamamı ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah’tır!
Fethullah Gülen maalesef bugüne kadar yaptığı cürümlere ek olarak, artık açıktan Kelime-i Tevhid’i bile tahrif etmekten kaçınmamaktadır.
Şunu bir kere hatırlamakta fayda var. Gayrimüslimlerin Allah inancı İslam inancında olduğu gibi değildir.
İslam inancında İhlâs süresinde beyan edildiği üzere; “O Allah’tır, bir tektir / Her şey ona muhtaçtır; o, hiçbir şeye muhtaç değildir / O, doğurmamış ve doğmamıştır / Hiçbir şey O’nun dengi ve benzeri değildir.”
Gayrimüslimler ise Allah’a oğul isnat ederler ve burada beyan edilen sıfatlar onların tanrı anlayışında yoktur. Dolayısıyla peygamberimizi kabul etmeyen bir kişinin Müslüman olması da mümkün değildir, kurtulması da mümkün değildir. Hele hele bu insan için olsa olsa şeytanın hatırından söz edilebilir.
***
Yurdumuzun dört bir yanında kutlanan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri elbette takdire şayandır. Ancak burada görülen bazı eksikleri de ifade etmek gerekir. Yıllardan beri peygambersiz bir din anlayışı topluma hazmettirilmeye çalışılırken, bu tehlikeden hiç bahsetmemek eksik olmaktadır.
Bir adım daha ileri atarak peygamberimiz anlatılırken peygamberimizi inkâr eden oyuncuları da hatırdan çıkartmamak gerekir.
***
Bizler çocuk yaşlarımızdan beri ‘Cibril hadisi’ni dinleyerek büyüdük. Bir tek hadis-i şerif bile imanı, İslam’ı ve Müslüman’ın yaşam tarzını ifade etmeye yeter.
“Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:
– Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam:
– Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam:
– Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.
Adam tekrar:
– Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:
– Peki, ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.
Adam yine:
– Doğru söyledin dedi, sonra da:
– Kıyamet ne zaman kopacak diye sordu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.
Adam:
– O halde alâmetlerini söyle, dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Annelerin, kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başıkabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ”buyurdu.
Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben:
– Allah ve Resûlü bilir, dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu. (Hadisin kaynakları: Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime,9)
Bu toplum aşılı bir toplumdur.
Buna rağmen kalkıp toplumun imanı ile oynamaya kalkanlar adeta cami duvarını pislemiş gibi olurlar.
***
Fethullah Gülen’in facebooka düşen bir videosuna dikkat çekmek istiyorum. (Videoyu Buradan İzleyebilirsiniz)
Lailahe illallah diyen birisi Muhammeden Resullulah demese de rabbimin hatırına onu alır başıma koyarım, diyor.
İslam inancının temeli Kuran-ı Kerim’dir, hadisi şeriftir. Kelime-i Tevhid sadece ‘’La ilâhe illallah’’ değildir! Tamamı ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah’tır!
Fethullah Gülen maalesef bugüne kadar yaptığı cürümlere ek olarak, artık açıktan Kelime-i Tevhid’i bile tahrif etmekten kaçınmamaktadır.
Şunu bir kere hatırlamakta fayda var. Gayrimüslimlerin Allah inancı İslam inancında olduğu gibi değildir.
İslam inancında İhlâs süresinde beyan edildiği üzere; “O Allah’tır, bir tektir / Her şey ona muhtaçtır; o, hiçbir şeye muhtaç değildir / O, doğurmamış ve doğmamıştır / Hiçbir şey O’nun dengi ve benzeri değildir.”
Gayrimüslimler ise Allah’a oğul isnat ederler ve burada beyan edilen sıfatlar onların tanrı anlayışında yoktur. Dolayısıyla peygamberimizi kabul etmeyen bir kişinin Müslüman olması da mümkün değildir, kurtulması da mümkün değildir. Hele hele bu insan için olsa olsa şeytanın hatırından söz edilebilir.
***
Yurdumuzun dört bir yanında kutlanan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri elbette takdire şayandır. Ancak burada görülen bazı eksikleri de ifade etmek gerekir. Yıllardan beri peygambersiz bir din anlayışı topluma hazmettirilmeye çalışılırken, bu tehlikeden hiç bahsetmemek eksik olmaktadır.
Bir adım daha ileri atarak peygamberimiz anlatılırken peygamberimizi inkâr eden oyuncuları da hatırdan çıkartmamak gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Çocuklar yaşarsa millet yaşar / 29.04.2025
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Çocuklar yaşarsa millet yaşar / 29.04.2025
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025