Dünkü yazımızda Telafer'de ve Kerkük'te yaşananları, peşmergelerin yayılmacı politikalarını ve de bu yaşanan gelişmelerin arkasında arzı mevut projesinin sahibi İsrail'in ve bu projenin destekçisi evangelist ABD'nin olduğunu ifade etmiştik. İsrail bir taraftan masum pozlarına bürünürken, onun projesini hayata geçirecek birileri devreye sokulmuştur. Aynen İngilizlerin Ortadoğu emellerini gerçekleştirmek için "Vahhabiler"i devreye koyduğu gibi.Mesut Barzani'nin Yahudi kökenli olması, hatta dedeleri arasında haham bulunması bu oyunun perde arkasını da göstermektedir.İşgal sadece Kerkük ve Telafer'le de sınırlı kalmayacaktır. Dediğimiz gibi proje Arzı Mevut projesidir. Yani İsrail'in ilk Başbakanı David Ben Gurion'un ifadesiyle projenin kapsamı "Nil'den Fırat'a kadar"dır.Kuzey Irak'ta oluşturulan İsrail ve ABD kontrollü bir bölge, hatta geçici bir devlet, Türkiye, Suriye ve İran'ı da kontrol altına alacaktır. Bir de bu coğrafya askeri, ekonomik ve siyasi olarak desteklenirse, bir cazibe merkezi olacak ve İsrail'in ekmeğine yağ sürülecektir.Devlet değil de federasyon olması da çok ilginç. Ekmeğin yağı bu bölgeye yediriliyor, ama bir sorun çıkarsa top Irak parlamentosuna atılıyor. Konu Irak devleti olunca da ne Türkiye bir şey diyebiliyor, ne İran, ne de Suriye. Bu bölgedeki özü farklı, kendisi peşmerge olanlar, hal ve sözleriyle Türkiye, İran ve Suriye'de bulunan peşmergelere "bakın biz bağımsız olduk, huzura kavuştuk" imajını yansıtıp, onları da etkilemeye çalışıyorlar.Yalnız burada şu nükte önemli: "Gelin bu coğrafyaya, siz de rahata kavuşun" demiyorlar. "Siz mevcut devletinize baş kaldırın" diyerek bu üç ülkenin topraklarını da talep ediyorlar. Talep edilen bütün bir coğrafyayı ele aldığınızda, arzı mevut projesi karşımıza net olarak çıkıyor.İşte bizi de yakından ilgilendiren oyunların özeti bu. Bunları bilmenin ne önemi var diyebilirsiniz.Karşı stratejiyi bilmek zorundasınız ki önlem alabilesiniz. Bu önlemleri kısaca özetleyelim.Türkiye öncelikle uydu devlet olma politikalarından acilen kurtulmalıdır. Ekonomide, iç ve dış siyasette eteğindeki taşları dökmelidir.Milli menfaatlerini koruyan ve de kollayan bir model benimsemelidir.Çözümü Atlantik ötelerinde, kendi vatandaşlarına bile faydası olmayanlarda değil, kendi öz benliğinde arayan, kafası ve gönlü bu ülkeye ait liderler ve kadroların önü açılmalıdır.Bu temel çözümlerden sonra içimizde ve dışımızdaki bizi tehdit eden bütün terör oluşumları caydırıcı tedbirlerle durdurulmalıdır. Uluslararası kanunlar bile bize sınır dışı terör oluşumlarına müdahale hakkı vermektedir.Kerkük, Telafer ve diğer yerlerdeki haksız uygulamalara derhal müdahale edilmelidir.Masum halk ile terör arasına net bir çizgi çekip, terörün haddi bildirilmelidir.Terörün dış bağlantıları saptanıp, gerekli diplomatik girişimler onurlu bir şekilde yapılmalıdır. Gücü sadece yönettiği halka yeten iktidarlar, işgal ettikleri emaneti ehline bırakmalıdır. Ekonomik politikalar ve düzenli eğitimle topyekün millete sahip çıkılmalıdır. Bugün sadece Güneydoğu'da değil, Ege'deki vatandaşlarımız da maalesef IMF politikaları yüzünden çay içecek para bulamamaktadır. Cumhuriyetin ilk günlerinde Mustafa Kemal Atatürk bu onurlu siyaseti olabildiğince uygulamaya çalışmıştır. Bugün bu onurlu duruşu ortaya koyabilecek tek lider ise "Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projesi"nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Bugün yaşanan problemleri 15-20 yıl öncesinden görmüş, dönemin siyasilerini uyarmış ve de çözüm yollarını ortaya koymuştur. Eğer dün bu uyarılar dikkate alınsaydı, bugün manzara çok farklı olacaktı.Bu öngörüye sahip ve de çözüm yollarına da vakıf şahsiyetlerimizin önünü kesmek yerine açmalıyız.Neticede kazanan bu millet olacak, Türkiye olacak.Bu ülke üzeride menfur emelleri olanlar tarihte olduğu gibi her dönem fırsat arayacaklardır. Mesele, güçlü bir devlet, güçlü bir millet anlayışı ile bu oyunlara ve emellere asla müsaade etmemek, onları da içinde bulundukları bataklıktan kurtarmanın onuruna kavuşmaktır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024