Laiklik devre dışı bırakıldı!

Bakın çok açık söylüyorum!

Ordu kimsenin babasının malı ve çiftliği değildir!

Ordu, Generallerin de tapulu malı değildir.

Türk ordusu, Atatürk'ün ordusudur.

Atatürk ise vatandır.

Bilmem anlatabildim mi?

Aynı zamanda İslam dini evrenseldir ve hiçbir iradenin tekelinde veya idaresinde değildir!

Kimin dindar olup olmayacağına hiçbir güç ve irade karar veremez.

Kimin daha fazla dindar olup olmadığına da aynı şekilde kimse karışamaz ve karara veremez.

Meydanlarda siyaset yapacağız ve taraftar toplayacağız diye, her aklınıza geleni söyleyemezsiniz.

Bu kadar zifiri karanlık bir seçim dönemi daha sanırım Cumhuriyet tarihinde görülmemiş.

Nerede Cumhuriyet başsavcıları?

Nerede Anayasa?

Nerede kaldı ahlak ve vicdan?

Bir parti seçim propagandası için reklam hazırlıyor, Türk ordusunun görev sahasından görüntüler kullanılıyor.

Aynı parti bir başka seçim propaganda reklamında, caminin içini ve namaz kılınacak mekânların ne kadar kutsal olduğunu anlatıyor.

Küçük bir çocuğun dedesine, "Haydi cumaya geç kalıyoruz dede" şeklindeki bir beyanı, aynı reklamın içerisine yerleştiriliyor.

Ayasofya Camii, reklamın öznesi yapılıyor.

Aynı şekilde bir özel şirketin kendi imkânlarıyla ürettiği Savunma Sanayi araç gereçleri, sanki bir parti tarafından yapılmış gibi reklama konuyor.

Bu reklamlarda, sonuna kadar din istismarı var.

Sonuna kadar, ordu ve asker sevgisinin istismarı var.

Nerede kaldı laiklik?

Büyük önder Atatürk, bu mülahazaların devletin altını oyacağını çok iyi sezdiği için, Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası'nı, kuruluşundan bir yıl sonra kapatmıştır.

Kapattığı için bugün Cumhuriyet vardır.

Öyle her aklına esenin canı istediği şekilde dini siyasete alet etmesi ve sınırsızca istismar etmesine müsaade edilmiş olsaydı, bugün başka bir devletin mandası olurduk.

Türkiye'de dini hayatın dokunulmazlığını garanti altına alan da, istismarının önüne geçen de, laikliktir.

Bu seçimlerde bir parti bu sınırları çoktan aşmıştır.

Konu çoktan mevzuat ve hukuk ötesine geçmiş, milletin birlik ve beraberliğine tehdit oluşturacak, fiili durumlara evrilmeye yönelmiştir.

Bu seçimlerde partilerin yaptığı propaganda reklamları ve halka yönelik açıklamaları, mutlaka mercek altına alınmalıdır.

Cumhuriyetin bekası ve milletimizin birliği için bu vazife ile memur olanlar, görevlerini aksatmamalıdır.

Bir gün gelir tüm bunların hesabı hukuk çerçevesinde toptan sorulur belki ama, Türkiye ne halde olur onu kestiremiyorum!