Öncelikle bir süredir yazamadığım için siz sayın Yeni Mesaj okurlarından özür dilemek istiyorum. Bu yazıda geçtiğimiz aydan bu yana sosyal medya mecralarında tıklanma rekorları kıran malum videoya farklı bir açıdan bakacağız.
Bu arada videodan haberi olmayan okurlarımıza şu anda gazeteyi bir kenara koyup önce röportajı izlemesini tavsiye ederim.
Bu röportajı izledikten sonra ben de herkes gibi epey güldüm fakat üstünden zaman geçtikçe acı su tadında olan bir benzerlik aklıma takıldı: Bu röportaj adeta Türk siyasetinin son yıllarının alegorik bir yansımasıdır.
İzninizle izah edeyim:
Bir tarafta malum amcayı görüyoruz. Kendinden oldukça emin ve sert bir tavırla bağırıyor. Kendi kendine sinirlenip şekilden şekile giriyor. Bu arada Osmanlı'ya değinmeyi ve Atatürk'e saldırmayı ihmal etmiyor. Malumunuz üzere bu amca AKP iktidarının temsilidir. Fakat daha önemli ve dikkat edilmesi gereken biri var o videoda: Malum teyze.
Olur olmadık bağıran çağıran ve kızgınlığı kendi kendine yükselen amcaya garip bir tepki veriyor: "Sen önce dişlerini fırçalamayı öğren."
Komik tabii ama aynı zamanda manidar...
Tabiri caizse kendince gövde gösterisi yapan amcaya eleştiri olarak bunu getiriyor. İşte bu teyze de Türkiye siyasetinin son yıllarda maruz kaldığı beceriksiz muhalefetin temsilidir.
Belirtmemiz gerekir ki bir tarafta dediklerinde ve yaptıklarında hiç bir makuliyet bulunmayan, bağıran çağıran bir iktidar; diğer tarafta ise bunu eleştirmeyi beceremeyen, yerinde sayan ve hatta belki de milletin geleceği umurunda olmayan bir muhalefet.
Peki, millet olarak biz ne yapıyoruz?
Ağlanacak halimize gülüyoruz. Neden? Çünkü elden başka bir şey gelmiyor. Neden? Çünkü kapı gibi çözüm olan Millî Ekonomi Modeli'ni ve onun sahibini görmekten aciz haldeyiz.
Videonun devamında lafını edip kadrajı terk eden teyze, amcanın özgüvenini tazeliyor ve amca başlıyor tehdit etmeye; "155'i ararım", "vatan haini!" nidaları ile uğurluyor teyzeyi.
Alan razı veren razı...
Peki millet? Millet hâlâ bu beceriksizlere katlanmaya razı mı?
Bu arada videodan haberi olmayan okurlarımıza şu anda gazeteyi bir kenara koyup önce röportajı izlemesini tavsiye ederim.
Bu röportajı izledikten sonra ben de herkes gibi epey güldüm fakat üstünden zaman geçtikçe acı su tadında olan bir benzerlik aklıma takıldı: Bu röportaj adeta Türk siyasetinin son yıllarının alegorik bir yansımasıdır.
İzninizle izah edeyim:
Bir tarafta malum amcayı görüyoruz. Kendinden oldukça emin ve sert bir tavırla bağırıyor. Kendi kendine sinirlenip şekilden şekile giriyor. Bu arada Osmanlı'ya değinmeyi ve Atatürk'e saldırmayı ihmal etmiyor. Malumunuz üzere bu amca AKP iktidarının temsilidir. Fakat daha önemli ve dikkat edilmesi gereken biri var o videoda: Malum teyze.
Olur olmadık bağıran çağıran ve kızgınlığı kendi kendine yükselen amcaya garip bir tepki veriyor: "Sen önce dişlerini fırçalamayı öğren."
Komik tabii ama aynı zamanda manidar...
Tabiri caizse kendince gövde gösterisi yapan amcaya eleştiri olarak bunu getiriyor. İşte bu teyze de Türkiye siyasetinin son yıllarda maruz kaldığı beceriksiz muhalefetin temsilidir.
Belirtmemiz gerekir ki bir tarafta dediklerinde ve yaptıklarında hiç bir makuliyet bulunmayan, bağıran çağıran bir iktidar; diğer tarafta ise bunu eleştirmeyi beceremeyen, yerinde sayan ve hatta belki de milletin geleceği umurunda olmayan bir muhalefet.
Peki, millet olarak biz ne yapıyoruz?
Ağlanacak halimize gülüyoruz. Neden? Çünkü elden başka bir şey gelmiyor. Neden? Çünkü kapı gibi çözüm olan Millî Ekonomi Modeli'ni ve onun sahibini görmekten aciz haldeyiz.
Videonun devamında lafını edip kadrajı terk eden teyze, amcanın özgüvenini tazeliyor ve amca başlıyor tehdit etmeye; "155'i ararım", "vatan haini!" nidaları ile uğurluyor teyzeyi.
Alan razı veren razı...
Peki millet? Millet hâlâ bu beceriksizlere katlanmaya razı mı?
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018