Lawrence ismini, Ortadoğu belgesellerinden veya Haçlı filmlerinden duymuşsunuzdur. 1888 doğumlu Thomas Edvard Lawrence, zengin bir aileye mensup. Oxford bitirmiş. Arap dili ve medeniyetini artı İslam'ı çok iyi öğrenmiş bir İngiliz ajanı.
Ortadoğu halklarını etnik ve mezhepsel tahriklerle Osmanlıya karşı ayaklandırmış, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında aynı oyunları Anadolu'da uygulamaya çalışmış, doğudaki isyanlarda Nakşî şeyhlerine akıl hocalığı yapmış bir misyoner.
Müslümanlarla namaz kılmış, kıldırmış, Kuran okumuş, zikir yapmış, dini sohbetlerde bulunmuş, fetva vermiş Hıristiyan bir kişi.
Tabir olarak ise gerçek kimliğini saklayan kişi, için kullanılır. İşte Bülent Arınç'a da, "Lawrence" dediler.
Ha! Arınç, bu tabirle inancından ötürü mü muhatap oldu yoksa siyasi duruşundan ötürümü? Cevabı tabir sahiplerine sormak lazım!
Lawrence tabirini kim kullandı, sorusuna gelmeden önce Arınç ne dedi ki, bu kişiler ve AKP'li yetkililer alındı, kızdı, bağırdı?
Türkçe tercüme olarak Habur bir rezaletti, dedi. Dolmabahçe'de PKK ile oturma düzenine varıncaya kadar anlaşılmıştı ve bu anlaşmadan Erdoğan'ın anında haberi olduğunu Yalçın Akdoğan açıklamıştı, dedi.
Dünün ve bugünün HSYK' sına, hâkim ve savcılara adalet ve hukuktan başka ayar verenler var, dedi. Bank Asya adı altında Gülen örgütüne yapılan operasyonları kınadı.
Birde, "bizim cenahta başörtülü troller var bunlara, 'troliçe' deniyor" dedi.
Bakan Faruk Çelik, Arınç'ın açıklamalarına adeta 'neden konuşuyorsun' babında tepki gösterdi. Yalçın Akdoğan ve birçok AKP vekili tepkilerini sıraladılar.
Ama en anlamlı tepkiyi AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı yaptı; "Sevabıyla günahıyla her şeye ortaktır."
Haliyle yandaş medyada görev başına geçti; "Cübbeli Bilo", "maske düştü, Arınç göründü", "Paralel yapının ağzıyla konuştu" gibi manşetler attılar. Star gazetesi, "sonuçlarına katlanırsın" derken, kaset komplosu mu, dayak mı, faili meçhul mu vs. detay vermedi.
Hilal Kaplan ise 'troliçe' tabirinden mi alındı yoksa başka şeyden mi, bilmem ama işi Lawrence'ye götürdü.
"Manisalı Lawrence'ın son çırpınışları ama faydasız; siyasî cenazeleri dikkate almıyoruz." Dedi.
Dinler arası diyalogun en iyi reklamcılarından biri kimdir, derseniz, Hilal Kaplan'ı tek geçerim.
Öyle ki, Avrupa'ya gittiğinde namaz kılacak yer bulamaz ve gidip kiliselerde namaz kılar. Dua metodu da ilginçtir.
İstiklal Marşından da şikayetçi olan bu bayan, "Öcalan öldürmeyi değil, yaşatmayı seçti" diyerek açılımın yılmaz savunucuları arasına girmişti. Artı Londra merkezli DPI adlı örgütün toplantılarını hiç kaçırmayan bir isimmiş.
Bay googleye sordum; Nedir bu DPI örgütü? Google dedi ki, dinci medyanın sitelerine bak.
Baktım. "Öcalan'ın kurduğu Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Mithar Sancar, Yılmaz Ensarioğlu, Ahmet İnsel gibi birtakım yazar-çizer takımının gizli toplantılarına katıldığı esrarengiz bir örgüt," diyor. (http://www.habervaktim.com/haber/260236/alin-size-dpi.html)
Bayan Kaplan'da bu toplantılara katılmış. Her halde bu toplantılarda gaza gelmiş olacak ki, "aha! Şuraya yazıyorum. PKK en geç 2011'de silah bırakacak" demişti.
Neyse, biz trol ve troliçeleri bir kenara atalım, şu Lawrence'ye bakalım.
Biliyor musunuz? Lawrence'de "üstün hizmet madalyasına" layık görülenlerden.
Not; "Pensilvanyalı Lawrence" tabirini kullanan ise Sayın Erdoğan'dır.
Hatırlatma! Bizler bu sayfalardan Sayın Erdoğan'a, eğer Gülen yapılanmasını bitirmekte samimi ve kararlıysan ilk önce yanındakilerden başla ve dinler arası diyalogun bir "deccal" misyonu olduğunu açıkla, çağrısı yapmıştık.
Ama yapmadı. Gülen hareketiyle şahsi hesaplaşmaya gidildi. Bu tarafta güç var, diğer tarafta bilgi ve belge. Bakalım kim kazanacak?
Kesin olan ise milletin hem milli, hem de dini olarak kaybettiği ve kaybedeceği gerçeğidir.
Ortadoğu halklarını etnik ve mezhepsel tahriklerle Osmanlıya karşı ayaklandırmış, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında aynı oyunları Anadolu'da uygulamaya çalışmış, doğudaki isyanlarda Nakşî şeyhlerine akıl hocalığı yapmış bir misyoner.
Müslümanlarla namaz kılmış, kıldırmış, Kuran okumuş, zikir yapmış, dini sohbetlerde bulunmuş, fetva vermiş Hıristiyan bir kişi.
Tabir olarak ise gerçek kimliğini saklayan kişi, için kullanılır. İşte Bülent Arınç'a da, "Lawrence" dediler.
Ha! Arınç, bu tabirle inancından ötürü mü muhatap oldu yoksa siyasi duruşundan ötürümü? Cevabı tabir sahiplerine sormak lazım!
Lawrence tabirini kim kullandı, sorusuna gelmeden önce Arınç ne dedi ki, bu kişiler ve AKP'li yetkililer alındı, kızdı, bağırdı?
Türkçe tercüme olarak Habur bir rezaletti, dedi. Dolmabahçe'de PKK ile oturma düzenine varıncaya kadar anlaşılmıştı ve bu anlaşmadan Erdoğan'ın anında haberi olduğunu Yalçın Akdoğan açıklamıştı, dedi.
Dünün ve bugünün HSYK' sına, hâkim ve savcılara adalet ve hukuktan başka ayar verenler var, dedi. Bank Asya adı altında Gülen örgütüne yapılan operasyonları kınadı.
Birde, "bizim cenahta başörtülü troller var bunlara, 'troliçe' deniyor" dedi.
Bakan Faruk Çelik, Arınç'ın açıklamalarına adeta 'neden konuşuyorsun' babında tepki gösterdi. Yalçın Akdoğan ve birçok AKP vekili tepkilerini sıraladılar.
Ama en anlamlı tepkiyi AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı yaptı; "Sevabıyla günahıyla her şeye ortaktır."
Haliyle yandaş medyada görev başına geçti; "Cübbeli Bilo", "maske düştü, Arınç göründü", "Paralel yapının ağzıyla konuştu" gibi manşetler attılar. Star gazetesi, "sonuçlarına katlanırsın" derken, kaset komplosu mu, dayak mı, faili meçhul mu vs. detay vermedi.
Hilal Kaplan ise 'troliçe' tabirinden mi alındı yoksa başka şeyden mi, bilmem ama işi Lawrence'ye götürdü.
"Manisalı Lawrence'ın son çırpınışları ama faydasız; siyasî cenazeleri dikkate almıyoruz." Dedi.
Dinler arası diyalogun en iyi reklamcılarından biri kimdir, derseniz, Hilal Kaplan'ı tek geçerim.
Öyle ki, Avrupa'ya gittiğinde namaz kılacak yer bulamaz ve gidip kiliselerde namaz kılar. Dua metodu da ilginçtir.
İstiklal Marşından da şikayetçi olan bu bayan, "Öcalan öldürmeyi değil, yaşatmayı seçti" diyerek açılımın yılmaz savunucuları arasına girmişti. Artı Londra merkezli DPI adlı örgütün toplantılarını hiç kaçırmayan bir isimmiş.
Bay googleye sordum; Nedir bu DPI örgütü? Google dedi ki, dinci medyanın sitelerine bak.
Baktım. "Öcalan'ın kurduğu Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Mithar Sancar, Yılmaz Ensarioğlu, Ahmet İnsel gibi birtakım yazar-çizer takımının gizli toplantılarına katıldığı esrarengiz bir örgüt," diyor. (http://www.habervaktim.com/haber/260236/alin-size-dpi.html)
Bayan Kaplan'da bu toplantılara katılmış. Her halde bu toplantılarda gaza gelmiş olacak ki, "aha! Şuraya yazıyorum. PKK en geç 2011'de silah bırakacak" demişti.
Neyse, biz trol ve troliçeleri bir kenara atalım, şu Lawrence'ye bakalım.
Biliyor musunuz? Lawrence'de "üstün hizmet madalyasına" layık görülenlerden.
Not; "Pensilvanyalı Lawrence" tabirini kullanan ise Sayın Erdoğan'dır.
Hatırlatma! Bizler bu sayfalardan Sayın Erdoğan'a, eğer Gülen yapılanmasını bitirmekte samimi ve kararlıysan ilk önce yanındakilerden başla ve dinler arası diyalogun bir "deccal" misyonu olduğunu açıkla, çağrısı yapmıştık.
Ama yapmadı. Gülen hareketiyle şahsi hesaplaşmaya gidildi. Bu tarafta güç var, diğer tarafta bilgi ve belge. Bakalım kim kazanacak?
Kesin olan ise milletin hem milli, hem de dini olarak kaybettiği ve kaybedeceği gerçeğidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025
- Erdoğan satınca muhalefet hatırlıyor / 23.10.2025
- Kıbrıs’ta tufan / 22.10.2025
- Sayın Erdoğan’ın bahsettiği emperyalistler kim? / 20.10.2025
- Bugün tarımdan bahsedelim / 19.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025
- Erdoğan satınca muhalefet hatırlıyor / 23.10.2025
- Kıbrıs’ta tufan / 22.10.2025
- Sayın Erdoğan’ın bahsettiği emperyalistler kim? / 20.10.2025
- Bugün tarımdan bahsedelim / 19.10.2025


















































































