Başta Rusya olmak üzere 4 milyar nüfusu kapsayan BRICS devletlerini, kapitalizmin cenderesinden kurtaran ve de dünyanın zirvesine oturtan Milli Ekonomi Modeli, Batılı birçok ülkenin de gündeminde?
Her zaman ifade ettiğimiz gibi, 2008 yılında küresel krizin zirve yaptığı dönemlerde, Batılı ülkeler de dahil 120'yi aşkın ülke MEM'in tüketimi teşvik projeleriyle krizden kurtulmaya çalışmıştı, bugün ise Batılı ülkelerde seçimlerin belirleyici unsuru MEM projeleri oldu.
Yunanistan'da Syriza partisinin iktidara gelmesi, Trump'ın başkan olması, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı ve daha birçok gelişme, MEM'in dünyada oluşturduğu tsunamiyle gerçekleşti. Bunu biz iddia etmiyoruz, son Davos toplantısı için hazırlanan Oxfam raporu bunu açıkça gösteriyor.
Tabi, altını çizmemizde fayda var; bu gelişmeler Batılı ülkelerin sürpriz bir şekilde seçilen siyasilerinin seçimlerde vaat ettikleri MEM projelerini uygulayacakları anlamına gelmiyor, kendi ülkelerinin halklarından, tabandan MEM talebi var, onlar bu rüzgarı vaatleriyle kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.
Önümüzdeki dönemde belki Fransa'nın durumu farklılık arz edebilir.
Fransa'nın yeni dönem Cumhurbaşkanı olarak görülen Marine Le Pen'den Milli Ekonomi Modeli'nin projeleriyle ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Le Pen, Ulusal Cephe lideri, bu yıl Nisan ve Mayıs aylarında iki turlu düzenlenecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılan anketlerde açık ara önde?
Son olarak Euro-1 radyo kanalına konuşan Le Pen, "Fransızlar günlük yaşamda kendi ulusal paralarını kullanmalı. Fransızların cüzdanında kendi ulusal paraları olmalı" dedi.
Euro ortak birimine geçilmesinin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eden Le Pen, "Aralarında 4 kez Nobel ekonomi ödülü almış, 140'a yakın ekonomist Euro para biriminin ekonomik rekabet için engel teşkil ettiği ve bunun sonucunda da işsizliğin arttığı görüşünde" dedi.
Hatırlarsanız, 2014 yılında Rus televizyonu Ren-TV'ye bir demeç veren Le Pen, dünyada bir savaşın yaşandığını ifade ederek, "Bu, ekonomik modellerin savaşıdır. ABD'nin tüm dünyaya dayattığı aşırı liberal modeli ile Rusya'nın yeni vatansever modeli arasında bir savaş" demişti.
Rusya'nın vatansever modelinin Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli olduğunu bilmeyen yok, zaten 27 Şubat 2013 yılında Sayın Baş'ı Duma'sına davet eden, O'na ve modeline 4,5 saat zaman ayıran Rusya, bunu en üst düzeyde tüm dünyaya ilan etti.
Birkaç hafta önce İstanbul'a gelen, Putin'in danışmanlarından olan Prof. Dr. Ali Victor Minin, "Bugün dünyada Prof. Dr. Haydar Baş'ın modeli 4 milyarlık bir nüfusa sahip ülkeler (BRICS) tarafından uygulanıyor. Bu tezle dünya yeniden şekilleniyor. Haydar hocaya bizim de sizin de dünyanın da ihtiyacı var" diyerek sadece Rusya'nın değil, BRICS devletlerinin de MEM'le zirveye ulaştığını, tüm dünyanın MEM'le şekillendiğini ifade etmişti.
"BRICS olarak en büyük şansımız 2005 yılında MEM'le tanışmış olmamızdır" diyen BRICS temsilcisi Prof. Dr. Vladimir Gorbanovski, "Hindistanlı ve Çinli arkadaşlarımız yeni iktisadi uygulamalar için Rusya'ya bakıyorlar, Rusya ise size bakıyor" demişti.
Anlaşılan o ki, Le Pen'li Fransa da Rusya'ya bakacak.
Milli Ekonomi Modeli'ne "vatansever model" diyen Fransız siyasetçi Le Pen şimdi de MEM'in milli para politikasından bahsediyor, Fransız vatandaşların cebinde ulusal para olması lazım diyor. Euro para biriminin başarısızlıkla sonuçlanması, rekabet için engel teşkil ettiği ve de işsizliği artırdığı görüşleri ise Prof. Dr. Haydar Baş'ın bundan 15 yıl önce ifade ettiği gerçekler?
Prof. Dr. Baş, AB Euro para birimine geçtiği 2000'li yılların başında, "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" tarihi tespitinde bulunduktan sonra, gerekçe olarak şunları ifade etmişti:
"AB ülkeleri yeraltı kaynaklarını tüketmiştir, nüfusu yaşlanmıştır. Bunlar dağılmasına sebep iki gerekçedir. Bir arada kalmasına engel olacak bir diğer hayati neden ise AB'nin ortak para birimine geçmesidir. Bu sayede birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir ve zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki, bu birliği dağıtacaktır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybedeceği için, borçlanmaya gidecektir. Bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır."
Ülkelerin milli paralarını ve de senyoraj hakkını kaybedip, bir merkeze bağımlı hale gelmesi zaten o ülkelerin rekabet şansını ortadan kaldıran en büyük etkendir.
Hatta o günlerde Sayın Baş, üreten ama ürettiği nispette para basamayan özellikle Almanya, Fransa gibi ülkelerin, deflasyon sürecine gireceğini, ekonomilerinin daralacağını, şirketlerin kapanacağını, işsizliğin tırmanacağını belirtmişti.
Le Pen'in, "Rusya'ya yaptırımlara karşı olduğu", "Rusya'nın Kırım politikasını desteklediği" gibi açıklamalarına da bakılırsa, Le Pen'li Fransa, Kapitalist Batı dünyasından vatansever Milli Ekonomi Modeli bloğuna geçiş yapacak ilk Batılı ülke gibi duruyor.
Ama zaman neyi gösterir bilemeyiz, göreceğiz.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi, 2008 yılında küresel krizin zirve yaptığı dönemlerde, Batılı ülkeler de dahil 120'yi aşkın ülke MEM'in tüketimi teşvik projeleriyle krizden kurtulmaya çalışmıştı, bugün ise Batılı ülkelerde seçimlerin belirleyici unsuru MEM projeleri oldu.
Yunanistan'da Syriza partisinin iktidara gelmesi, Trump'ın başkan olması, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı ve daha birçok gelişme, MEM'in dünyada oluşturduğu tsunamiyle gerçekleşti. Bunu biz iddia etmiyoruz, son Davos toplantısı için hazırlanan Oxfam raporu bunu açıkça gösteriyor.
Tabi, altını çizmemizde fayda var; bu gelişmeler Batılı ülkelerin sürpriz bir şekilde seçilen siyasilerinin seçimlerde vaat ettikleri MEM projelerini uygulayacakları anlamına gelmiyor, kendi ülkelerinin halklarından, tabandan MEM talebi var, onlar bu rüzgarı vaatleriyle kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.
Önümüzdeki dönemde belki Fransa'nın durumu farklılık arz edebilir.
Fransa'nın yeni dönem Cumhurbaşkanı olarak görülen Marine Le Pen'den Milli Ekonomi Modeli'nin projeleriyle ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Le Pen, Ulusal Cephe lideri, bu yıl Nisan ve Mayıs aylarında iki turlu düzenlenecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılan anketlerde açık ara önde?
Son olarak Euro-1 radyo kanalına konuşan Le Pen, "Fransızlar günlük yaşamda kendi ulusal paralarını kullanmalı. Fransızların cüzdanında kendi ulusal paraları olmalı" dedi.
Euro ortak birimine geçilmesinin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eden Le Pen, "Aralarında 4 kez Nobel ekonomi ödülü almış, 140'a yakın ekonomist Euro para biriminin ekonomik rekabet için engel teşkil ettiği ve bunun sonucunda da işsizliğin arttığı görüşünde" dedi.
Hatırlarsanız, 2014 yılında Rus televizyonu Ren-TV'ye bir demeç veren Le Pen, dünyada bir savaşın yaşandığını ifade ederek, "Bu, ekonomik modellerin savaşıdır. ABD'nin tüm dünyaya dayattığı aşırı liberal modeli ile Rusya'nın yeni vatansever modeli arasında bir savaş" demişti.
Rusya'nın vatansever modelinin Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli olduğunu bilmeyen yok, zaten 27 Şubat 2013 yılında Sayın Baş'ı Duma'sına davet eden, O'na ve modeline 4,5 saat zaman ayıran Rusya, bunu en üst düzeyde tüm dünyaya ilan etti.
Birkaç hafta önce İstanbul'a gelen, Putin'in danışmanlarından olan Prof. Dr. Ali Victor Minin, "Bugün dünyada Prof. Dr. Haydar Baş'ın modeli 4 milyarlık bir nüfusa sahip ülkeler (BRICS) tarafından uygulanıyor. Bu tezle dünya yeniden şekilleniyor. Haydar hocaya bizim de sizin de dünyanın da ihtiyacı var" diyerek sadece Rusya'nın değil, BRICS devletlerinin de MEM'le zirveye ulaştığını, tüm dünyanın MEM'le şekillendiğini ifade etmişti.
"BRICS olarak en büyük şansımız 2005 yılında MEM'le tanışmış olmamızdır" diyen BRICS temsilcisi Prof. Dr. Vladimir Gorbanovski, "Hindistanlı ve Çinli arkadaşlarımız yeni iktisadi uygulamalar için Rusya'ya bakıyorlar, Rusya ise size bakıyor" demişti.
Anlaşılan o ki, Le Pen'li Fransa da Rusya'ya bakacak.
Milli Ekonomi Modeli'ne "vatansever model" diyen Fransız siyasetçi Le Pen şimdi de MEM'in milli para politikasından bahsediyor, Fransız vatandaşların cebinde ulusal para olması lazım diyor. Euro para biriminin başarısızlıkla sonuçlanması, rekabet için engel teşkil ettiği ve de işsizliği artırdığı görüşleri ise Prof. Dr. Haydar Baş'ın bundan 15 yıl önce ifade ettiği gerçekler?
Prof. Dr. Baş, AB Euro para birimine geçtiği 2000'li yılların başında, "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" tarihi tespitinde bulunduktan sonra, gerekçe olarak şunları ifade etmişti:
"AB ülkeleri yeraltı kaynaklarını tüketmiştir, nüfusu yaşlanmıştır. Bunlar dağılmasına sebep iki gerekçedir. Bir arada kalmasına engel olacak bir diğer hayati neden ise AB'nin ortak para birimine geçmesidir. Bu sayede birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir ve zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki, bu birliği dağıtacaktır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybedeceği için, borçlanmaya gidecektir. Bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır."
Ülkelerin milli paralarını ve de senyoraj hakkını kaybedip, bir merkeze bağımlı hale gelmesi zaten o ülkelerin rekabet şansını ortadan kaldıran en büyük etkendir.
Hatta o günlerde Sayın Baş, üreten ama ürettiği nispette para basamayan özellikle Almanya, Fransa gibi ülkelerin, deflasyon sürecine gireceğini, ekonomilerinin daralacağını, şirketlerin kapanacağını, işsizliğin tırmanacağını belirtmişti.
Le Pen'in, "Rusya'ya yaptırımlara karşı olduğu", "Rusya'nın Kırım politikasını desteklediği" gibi açıklamalarına da bakılırsa, Le Pen'li Fransa, Kapitalist Batı dünyasından vatansever Milli Ekonomi Modeli bloğuna geçiş yapacak ilk Batılı ülke gibi duruyor.
Ama zaman neyi gösterir bilemeyiz, göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025