logo
29 MART 2024

Libya diken üstünde

 
ABD'nin Rusya'nın Libya'da güç kazanmasını engellemek amacıyla General Hafter'e olan desteğini çekmesi, Türkiye ve Katar'ın desteklediği ve BM'nin tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin güç kazanmasını beraberinde getirdi. Uzmanlar, çatışan taraflar arasında dengenin tesis edildiği Libya'da müzakere masasının yakın olduğunu düşünüyor. Ancak barış çok uzakta. 
26.05.2020 17:21:00
Libya diken üstünde
Libya diken üstünde
 
RECEP BAHAR / HABER ANALİZ
 
Dünya, dolayısıyla Türkiye bir süredir koronavirüs salgınına kilitlenmişken, Libya'da çatışmalar derinden derinden devam ediyordu. Türkiye ve Katar'ın yanı sıra İtalya'nın da destek verdiği, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından resmen tanınan başkent Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), son iki aylık bu dönemde Fransa, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya tarafından desteklenen Bingazi merkezli General Hafter güçlerine karşı ciddi kazanımlar elde etti. Bu kazanımların en dikkat çekeni kuşkusuz UMH güçlerinin geçtiğimiz hafta Vatiyye Hava Üssü'nü ele geçirmesiydi. 
 
UMH'yi Türk İHA'ları ayağa kaldırdı
 
Türkiye, Libya'daki çatışmalara geçtiğimiz yıl 27 Kasım'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Feyiz el-Serrac arasında Dolmabahçe Sarayı'nda imzalanan Doğu Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası sonrasında hem diplomatik, hem siyasi, hem ekonomik, hem de askeri olarak dahil oldu. Ankara bu süreçte Trablus'a SİHA'lar, İHA'lar, özel askeri eğitmenlerin yanı sıra Suriye'deki iç savaşta Mehmetçik ile aynı safta çatışarak tecrübe kazanan silahlı unsurları sevketti. Bu noktada Katar'ın ekonomik desteği de devreye girdi. Buna karşılık Hafter cephesinde ise Fransa, Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Rusya yer alıyordu. ABD ise gelişmelere tepeden bakıyordu. Zira karşı kamplarda yer alan hem Katar, hem de Mısır, Suudi Arabistan ve BAE, Washington'un Orta Doğu'daki en sadık müttefikleri. ABD, Libya'daki iç savaşta başlangıçta UMH tarafında yer almıştı, akabinde Başkan Trump'ın geçtiğimiz yıl Nisan ayında General Hafter ile yaptığı telefon görüşmesi, onun tarafında yer alıyormuş izlenimi doğurdu. Ancak ABD, istihbari faaliyetler dışında sahada aktif olarak yer almadı. Ne zamanki Rusya, Libya Suriye'de aktif pozisyon aldı; Washington'un tavrı değişti. Gerçi koronavirüs salgınıyla mücadelede bocalayan Trump, Libya'da gelinen noktaya dair bir açıklamada bulunmadı. ABD, bu konuda henüz net bir tavır ortaya koymuş değil. Washinton; Hafter tarafında yer alan Mısır, Suudi Arabistan ve BAE'yi dizginlemiyor. Karşı cephede yer alan Katar'ı da, Türkiye'yi de. Örneğin geçtiğimiz yıl Mehmetçiğin Barış Pınarı Harekâtı'nda kısa sürede başarı kazanması üzerine Trump yönetimi güçlü şekilde devreye girmiş, harekatın durdurulmasını sağlamıştı. Şimdi Libya'ya dair sahada böyle bir gelişme yaşanmıyor. 
 
Rusya rahatsızlığı
 
Ancak New York Times ve Wall Street Journal gibi Amerikan gazetelerinde yer alan yorumlarda, Rusya'nın Libya'da güç kazanmasının ABD'nin bölgedeki çıkarlarına uygun olmadığı sıklıkla gündeme getiriliyor. Amerikan kamuoyunda da böyle bir izlenim mevcut…  Lakin bu bağlamda ne ABD Başkanı Trump, ne de Dışişleri Bakanı Pompeo, doğrudan Rusya'yı hedef alıyor. Dolayısıyla ABD, Libya'daki sürece istihbarat  birimleri vasıtasıyla dahil oluyor. Haliyle onların kime, ne kadar destek sağladığını da tespit etmek kolay değil. ABD Kongresi Araştırma Servisi'nden Orta Doğu Uzmanı Christoprer Blanchard'ın 13 Nisan 2020 tarihli raporu ABD'nin Libya politikasının ne olduğunu şu şekilde yansıtıyor: "ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri yaşananları 'zehirli yabancı müdahale' olarak değerlendiriyor ve 'dış müdahaleden arınmış egemen bir Libya' çağrısında bulunuyor. Mart 2020'de ABD'li yetkililer Covid 19 salgınının önüne geçmek için çatışmaların durdurulması, kamu maliyesinin güçlendirilmesi ve böylece sağlık sisteminin desteklenmesinin önceliklendirilmesi çağrısında bulundu. Amerikalı diplomatlar, Libyalılarla irtibatlarını sürdürmekte ve Tunus'taki ABD Büyükelçiliği'ndeki Libya Dış İlişkiler Ofisi vasıtasıyla Amerikan yardımlarını izlemektedir. ABD Kongresi de 2011'den bu yana ülkede geçiş dönemi desteği, güvenlik yardımı ve insanı programları desteklemeyi şartlı olarak onaylamaktadır."
 
Rusya'dan bir hamle daha mı?
 
Libya eksenli kritik gelişmeler yaşanırken ABD ordusu, 26 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Rusya'nın Halife Hafter güçlerini desteklemek için savaş uçağı gönderdiğini belirlediklerini duyurdu. ABD'nin Afrika Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Hafter safında savaşan Wagner Grubu'na hava desteği sağlayacağı düşünülen MiG-29 tipi jetlerin Rusya'dan geldiğini ve kamufle etmek için boyandığı aktarıldı. Uçakların Rusya'dan kalkarak Suriye'ye, oradan da Libya'ya gönderildiği açıklandı. Rus özel güvenlik şirketi mensubu paralı askerlerden oluşan Wagner Grubu, Türkiye'nin de desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) karşı savaşan Hafter güçlerine destek veriyor. 
 
İbre masadan yana
 
Sonuçta ABD, Barış Pınarı Harekâtı'nda olduğu gibi Türkiye'nin Libya'daki kazanımlarının önüne set çekmedi. Libya'da tarafları ve destekçilerini hesaba kattığımızda bu işin sahada bitmesi mümkün görünmüyor. Türkiye ve Katar'ın arka çıktığı UMH sahada bazı kazanımlar elde etse de; hiçbir uzman UMH'nin Fransa, Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Rusya'nın destek sağladığı bir Hafter'i tümüyle ortadan kaldırmasının olanak dahilinde olduğunu düşünmüyor. Dolayısıyla daha önce savaş meydanında eli güçlü olan Hafter, bu yıl 19 Ocak'ta Berlin'de yapılan Libya Konferansı'nda taviz vermeye yanaşmayarak anlaşma metnine imza atmamıştı. Yeni bir masa kurulduğunda Hafter'in artık bundan kolay kolay kaçamayacağı düşünülüyor. Dolayısıyla Libya'da mevcut koşullarda ibre diplomasi masasını gösteriyor. 
 
 
Paralı asker pazarı
 
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, dün geçen yıl yaz aylarında Libya'da General Halife Hafter'e bağlı güçlerle birlikte savaşmaları için 4 ülkeden 20 paralı askere Birleşik Arap Emirlikleri tarafından 80 milyon dolar ödendiğini yazdı. Ancak gazeteye göre Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen bir soruşturma, askerlerin Hafter'le yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle Libya'da sadece 4 gün kalıp Malta'ya gittiklerini ortaya çıkardı. NYT haberinde, "Askerlerin görevi Türkiye'nin gönderdiği silahların denizden Trablus hükümetine ulaşmasını önlemekti" denildi. NYT'nin haberine göre 2019 yılının Haziran ayında Bingazi'de konuşlandırılan 20 askerin başında eski Güney Afrika Hava Kuvvetleri Komutanlığı yetkilisi Steve Lodge vardı.
Lodge daha önce Nijerya'da da paralı asker olarak savaşmış bir isim. Tümü eski asker olan 20 kişiden 11'i Güney Afrika, beşi İngiltere, ikisi Avustralya, biri de ABD vatandaşı. BGeneral Halife Hafter'in ise paralı askerlerin eski helikopterler getirmelerine çok sinirlendiği, ona yakın yetkililerinden birinin helikopterler için "Ahı gitmiş, vahı kalmış" ifadesini kullandığı bildiriliyor. NYT'deki haberde şu satırlar yer aldı: "Libyalı komutanla anlaşamayan paralı askerler, çekilerek Malta'ya gitmeye karar verdiler. Ancak 2 Temmuz gecesi Bingazi'den ayrılmak istedikleri sırada, botlarından birinde sorun çıktı. 20 asker de bunun üzerine tek bir bota binerek Malta'ya gitti."
 
 
Rusya'dan Libya'ya 450 Suriyeli savaşçı 
 
Öte yandan Rusya'nın Suriyeli savaşçıları eğitip Libya'ya 'paralı asker' olarak göndermeye başladığı öne sürüldü. General Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu tarafında çatışan bu askerlerin sayılarının 450'yi bulduğu belirtiliyor. Hafter güçleri tarafında konuşlanacak bu askerler için ödenecek aylık maaşın bin dolar olduğu ileri sürüldü. Bu yıl Ocak ayında da 300 kadar Türkiye destekli Suriyeli savaşçı UMH tarafında savaşmak için Libya'ya sevkedilmişti. Bazı kaynaklara göre bu rakam en az 2 bin...
 
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.