Bizim kuşak bu başlığı iyi hatırlar. Ölen ve ağır hesaplara düçar olan Kadir Mısıroğlu, yazdığı kitaba bu adı vermişti. Kendi yaşadığı hezimet gibi, Lozan'ı da hezimet saymıştı.
Kitabı incelendiğinde, açık bir M. Kemal Atatürk düşmanlığı göze çarpıyor. Maddi ve manevi kayıplar diye sıraladığı her bir başlıkta ağır ve haksız, belgesiz bir sürü suçlamalar yapıyor. Hatta asker kişiliği ve komutanlığı tartışılamayan Gazi'ye askerlikle ilgili ağır eleştiriler getiriyor. Sanki kendi askermiş gibi… İnönü ise Lozan'ın heyet başkanı olarak ayrıca düşmanı… O'na göre Lozan hezimet… Paramparça olmuş Osmanlı'dan arda kalan Anadolu'da zafer kazanılmış, ama yeni kurulan devlet hezimet?! "Keşke Yunan galip gelseydi!" diyecek kadar şaşırmış biri… "Cenazeme Atatürk'ü seven gelmesin" diyecek kadar nasipsiz…
Halbuki yıkılmış, harabe olmuş Osmanlı coğrafyasında ve Anadolu'da yaraları saran, yeniden milleti ayağa kaldıran, Kuvay-ı Milliye ruhuyla şahlanan milleti zafere taşıyan M. Kemal'di… Arkadaşları ile kafa kafaya gönül gönüle veren Gazi, zaferden zafere koşmuş, Yunan'ı (tabii ki İngilizleri) denize dökmüştü.
İnönü başkanlığındaki heyeti Lozan'a göndermişti. Misak-ı Milli hudutlarını korumak ana hedefti. Kapitülasyonlardan Türkiye tamamen kurtuldu. Türkiye Cumhuriyeti devleti uluslararası camia da kabul gördü. Karşılıklı uzun ve kesintili çetin müzakereler oldu. Batılılar Türkiye'yi her sahada baskı altında tuttular. Bu esnada Türk heyeti geri çağrılıp İzmir İktisat Kongresi toplandı. Gazi batıya muhtaç olmadan milli bir ekonomik modelin sinyalini verince kapitülasyonlar kaldırıldı.
Misak-ı Milli içindeki Musul ve Hatay dışında, Mondros mütarekesindeki hudutlar korundu. Hatay 1939'da anavatana katıldı. Musul ise çıkarılan iç isyan nedeniyle 1925'te İngilizler tarafından ele geçirildi.
BTP lideri Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'a göre ; "Lozan Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedidir." Bağımsız bir devlet kurulmuş, ilan edilmiş ve kabul edilmiştir. Bu büyük bir zaferdir. Ayrıca barış temin edilmiş, Anadolu'nun yaralarını sarmaya sıra gelmiştir.
Kısacası Lozan Zaferdir! Hem de ne Zafer! İngiliz pasaportlu, Yunan aşığı ajan ve delilerin dili, kalemi, iftirası, çarpıtması ne olursa olsun, bu gerçek gizlenemez.
Türkiye'de hiçbir siyasetçi, sağdan, soldan, ortadan fark etmez, "Türkiye'nin madenleri vardır, kaynakları vardır. Bunları işleyeceğiz, halkımıza vereceğiz" diyemedi? Sadece ve ilk defa Prof. Dr. Haydar Baş "Kaynaklarımız var" dedi. Hemen maden lobisi (yabancı merkezli) devreye girdi. Lozan'daki antlaşmada madenlerin çıkarılması ve işlenmesi yasaklandı diye… Külliyen yalan… Lozan'da böyle bir tahdit ve sınırlama ve madde yok… Olsaydı verdiğimiz maden ruhsatları neyin nesi…
Bu ülkeyi sevenler ve bu millete ait olanlar, yeraltı madenlerinin Türk milletine ait olduğunu devlet-millet ortaklığı ile işletilip devletin ve milletin zenginleşeceğini savunuyorlar. Bu konuda BTP tek çözüm olarak Türk siyasetinde yer alıyor.
Velhasıl Lozan zaferdir!
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019