Koskoca bir maç uzatmalar dahil son 15 dakika hariç uyuttu.
80. dakikaya kadar tıngır mıngır tempoda hiçbir şey ifade etmeyen bir karşılaşma seyrettik.
Böyle maçlar ile uyku haplarına ihtiyaç yok. Maçı seyret uykuya dal.
80 dakikalık sıkıcı bölümde üstün oynayan bir taraf yoktu.
Hemen maçın başında dikkat çeken olgu. Rashica'nın topla çok buluşması ve hemen hemen bütün buluşmalarda hücumları heba etmesi idi.
Sol tarafta Masuaku biraz maçı zorlamak ister gibiydi ama o da çok fazla zorlamadı.
13'te Masuaku'nun anlamlı bir ortasına Muleka sert bir kafa şutu vurdu. Hemen bir dakika sonra Masuaku'dan bir rastgele orta seyrettik.
Beşiktaş 38'de golü buldu. Bu golde iki güzel anlamlı hareket izledik.
Amir Hadziahmetoviç golü atan Semih Kılıçsoy'a doğru iyi pas attı. Bu pasın hedefi Semih değildi ama Semih Kılıçsoy o yöne çok güzel hareketlenip golü attı.
Semih Kılıçsoy demişken onun hakkında şu gözlemi yapabiliriz. Semih'in attığı golde yaptığı koşu büyük işler yapabileceğini gösteriyor.
Ne var ki Semih tuhaf hatalar da yapıyor. Misal hemen maçın başında Muleka'dan aldığı pasta Semih üzerinde hiç baskı yokken topu durduk yerde öylesine taca attı.
Bu amatörce bir hata. Şimdi bir yanda büyük futbolcu sinyali veren hareketler var ama bir yanda amatörce hatalar. Semih bu hataları azaltmalı.
İkinci yarı maçın temposuna bir değişiklik getirmedi. 50'den sonra Hadziahmetoviç biraz kıpırdandı.
53'te ise Beşiktaş kornerden Colley ile basit bir gol buldu. Hatay savunması uyuyunca Colley sıçramadan kafa ile golü attı.
Kanımca 60'ta Masuaku ceza sahası içinde elle oynadı. Beşiktaş aleyhine bir penaltı kararı çıkabilirdi.
68'te Rashica'nın 55-60 metre bir topla koşusu var. Fakat sonuç ne? Pas yok ve Maksimoviç'e çarptırdığı bir anlamsız şut denemesi.
76'da Masuaku Tayfur Bingöl'e bir pas attı. Bu güzel pasa Tayfur çok iyi hareketlendi. Sonrası Tayfur'un rakip sahada hedefi belli olmayan bir geri pas.
Ee Tayfur neden kendini o kadar yordun.
Gelelim maçın eğlenceli son 15 dakikasına. Bu son bölüm Hatay'ın golü ile başladı.
Gol Beşiktaş savunmasının gülünç hatalarının bir sonucuydu.
Önce Amartey kendine doğru gelen topta dizini kırıp baldırını sola doğru yönelttikten sonra ayağının dışı ile topu kalesine doğru dürttü.
Bilemiyorum belki de top sekti. Bu arada topu arayan Colley'in hemen yanından vuruşu yapan Hodziç golü atıverdi.
Son bir not Hodziç vuruşu yaparken topu arayan Colley topu görünce hem toptan hem de rakibinden korktu. Şöyle bir irkildi gerçekten.
Bundan sonra maç tempo kazandı. Tempoyu yükselten taraf Hatayspor idi.
86'dan bir başka gülünç örnek. Tayfur rakip sahada köşe gönderi civarında rakibini çalımlamak için mücadele ederken yere düşüp takla attı.
Halbuki az gerisinde Amir boş. Versene pasını kardeşim. Ne diye bu durumlara düşüyorsun.
Son olarak 90+5'te Ghoulam'ın kullandığı frikiği Mert Günok nefis çıkardı. Böylece Beşiktaş maçı 1-2 kazandı.
Beşiktaş'ın işi zor. Bu sene de Beşiktaş taraftarı için sıkıntı ile geçecek. Bütün hocaları gönderdiler.
En son Rıza Çalımbay da gitti. Fakat bir şeyi yazmak lazım. Rıza Çalımbay'ın gelirken izlediği yöntem hoş değildi.
Sanırım Şenol Güneş'in gönderildiği Lugano maçı olması lazım. O maçı kimseye görünmeden kuytuda kimseye fazla gözükmeden tribünden izlemişti.
Birkaç gün sonra da Beşiktaş'a teknik direktör oldu. Bir insanın bahtsızlığı başka birinin bahtı olmuştu.
O maçı tribünden izlemek zorunda mıydı? Hayır. Ama sonuçta bu görevi o da sürdüremedi.
Şimdi bu sefer Sergen Yalçın ismi geçiyor. Bence yanlış tercih. Beşiktaş 120 yıllık bir dev.
Sergen Yalçın bu deve deva olamaz. Bakalım izleyip göreceğiz.
80. dakikaya kadar tıngır mıngır tempoda hiçbir şey ifade etmeyen bir karşılaşma seyrettik.
Böyle maçlar ile uyku haplarına ihtiyaç yok. Maçı seyret uykuya dal.
80 dakikalık sıkıcı bölümde üstün oynayan bir taraf yoktu.
Hemen maçın başında dikkat çeken olgu. Rashica'nın topla çok buluşması ve hemen hemen bütün buluşmalarda hücumları heba etmesi idi.
Sol tarafta Masuaku biraz maçı zorlamak ister gibiydi ama o da çok fazla zorlamadı.
13'te Masuaku'nun anlamlı bir ortasına Muleka sert bir kafa şutu vurdu. Hemen bir dakika sonra Masuaku'dan bir rastgele orta seyrettik.
Beşiktaş 38'de golü buldu. Bu golde iki güzel anlamlı hareket izledik.
Amir Hadziahmetoviç golü atan Semih Kılıçsoy'a doğru iyi pas attı. Bu pasın hedefi Semih değildi ama Semih Kılıçsoy o yöne çok güzel hareketlenip golü attı.
Semih Kılıçsoy demişken onun hakkında şu gözlemi yapabiliriz. Semih'in attığı golde yaptığı koşu büyük işler yapabileceğini gösteriyor.
Ne var ki Semih tuhaf hatalar da yapıyor. Misal hemen maçın başında Muleka'dan aldığı pasta Semih üzerinde hiç baskı yokken topu durduk yerde öylesine taca attı.
Bu amatörce bir hata. Şimdi bir yanda büyük futbolcu sinyali veren hareketler var ama bir yanda amatörce hatalar. Semih bu hataları azaltmalı.
İkinci yarı maçın temposuna bir değişiklik getirmedi. 50'den sonra Hadziahmetoviç biraz kıpırdandı.
53'te ise Beşiktaş kornerden Colley ile basit bir gol buldu. Hatay savunması uyuyunca Colley sıçramadan kafa ile golü attı.
Kanımca 60'ta Masuaku ceza sahası içinde elle oynadı. Beşiktaş aleyhine bir penaltı kararı çıkabilirdi.
68'te Rashica'nın 55-60 metre bir topla koşusu var. Fakat sonuç ne? Pas yok ve Maksimoviç'e çarptırdığı bir anlamsız şut denemesi.
76'da Masuaku Tayfur Bingöl'e bir pas attı. Bu güzel pasa Tayfur çok iyi hareketlendi. Sonrası Tayfur'un rakip sahada hedefi belli olmayan bir geri pas.
Ee Tayfur neden kendini o kadar yordun.
Gelelim maçın eğlenceli son 15 dakikasına. Bu son bölüm Hatay'ın golü ile başladı.
Gol Beşiktaş savunmasının gülünç hatalarının bir sonucuydu.
Önce Amartey kendine doğru gelen topta dizini kırıp baldırını sola doğru yönelttikten sonra ayağının dışı ile topu kalesine doğru dürttü.
Bilemiyorum belki de top sekti. Bu arada topu arayan Colley'in hemen yanından vuruşu yapan Hodziç golü atıverdi.
Son bir not Hodziç vuruşu yaparken topu arayan Colley topu görünce hem toptan hem de rakibinden korktu. Şöyle bir irkildi gerçekten.
Bundan sonra maç tempo kazandı. Tempoyu yükselten taraf Hatayspor idi.
86'dan bir başka gülünç örnek. Tayfur rakip sahada köşe gönderi civarında rakibini çalımlamak için mücadele ederken yere düşüp takla attı.
Halbuki az gerisinde Amir boş. Versene pasını kardeşim. Ne diye bu durumlara düşüyorsun.
Son olarak 90+5'te Ghoulam'ın kullandığı frikiği Mert Günok nefis çıkardı. Böylece Beşiktaş maçı 1-2 kazandı.
Beşiktaş'ın işi zor. Bu sene de Beşiktaş taraftarı için sıkıntı ile geçecek. Bütün hocaları gönderdiler.
En son Rıza Çalımbay da gitti. Fakat bir şeyi yazmak lazım. Rıza Çalımbay'ın gelirken izlediği yöntem hoş değildi.
Sanırım Şenol Güneş'in gönderildiği Lugano maçı olması lazım. O maçı kimseye görünmeden kuytuda kimseye fazla gözükmeden tribünden izlemişti.
Birkaç gün sonra da Beşiktaş'a teknik direktör oldu. Bir insanın bahtsızlığı başka birinin bahtı olmuştu.
O maçı tribünden izlemek zorunda mıydı? Hayır. Ama sonuçta bu görevi o da sürdüremedi.
Şimdi bu sefer Sergen Yalçın ismi geçiyor. Bence yanlış tercih. Beşiktaş 120 yıllık bir dev.
Sergen Yalçın bu deve deva olamaz. Bakalım izleyip göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025