11 Eylül saldırısı birçok açıdan milat oldu. ABD Başkanı Bush'un "ya Amerika'dan yanasınız ya da terörden" çağrısı etkili oldu.
Bir çok kişi veya gruplar, siyasi partiler ABD'nin bu dayatmasına göre tercihlerini yaptılar. Tabii ki hemen herkes ABD'nin safını seçti.
Kimsenin aklına üçüncü şık gelmedi. Hatta ABD'nin yanında yer almakla terörden yana yer almak arasında bir fark var mı diye soran olmadı.
20 milyonluk aç-bitap Afganistan'a B-52 uçakları ile 5-10 metrelik kayalığı delip geçen basınçlı bombalar savurmak ile ikiz kuleleri uçurmak arasında nasıl bir mahiyet farkı var diye de kimse sormadı.
Sormadı, soramadı çünkü medya mahfillerine tünemiş Pentagon eğitimli gazeteciler, Müslümanlar'ın Taliban ve Bin Ladin ile aralarında kalın sınır çizmelerinden dem vurdu.
Müslümanların, ABD'nin saldırısını bir medeniyetler çatışması, hele hele Haçlı Seferi olarak görmemesi istendi. Aksi taktirde "kaybeden, gerici" saflarda yer alacakları ihtar edildi.
Bu noktada öyle Amerikan terörü estirildi ki, kendilerini muhafazakâr demokrat diye tanımlayan yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri Taliban'la aralarında kalın çizgi çizerken iktidardan daha ileri derecede Amerikan safına geçtiklerini hissettiren açıklamalar yaptılar.
Amerikanofillik işte öyle onulmaz bir hastalıktır ki bulaşıcı bir etkiyle önce kendinizi kendinizden, milletinizden nefret ettirir.
ABD, Avrupa medeniyetler çatışması, Haçlı Seferleri narası ile çullanırken siz melekler ordusu olarak algılamaya başlarsınız bir müddet sonra...
Oysa Taliban ile, Bin Ladin ile arasında kalın çizgi çekmesi gereken biri varsa o da Amerika'dır.
1996 yılından bu yana Pakistan istihbaratını taşeron olarak kullanıp Taliban hareketini örgütleyen, finanse eden, silahlandıran ABD'dir.
Bin Ladin'i Suud istihbaratını taşeron olarak kullanıp Afgan dağlarına gönderen de ABD'dir.
Niçin mi?
Bu sorunun cevabı Hollywood filmlerinde gizli. Alın size John Travolta'nın oynadığı "Kod adı Kılıç Balığı" filminden bir sahne.
Travolta ABD derin devletinin adamı. Kendisini engellemeye çalışan adama şöyle sesleniyor;
"Biz kendi uçaklarımızı düşüreceğiz, kendi binalarımızı bombalayacağız. Ve terörün acımasız yüzünü insanlığa göstereceğiz...
Böylece terörist devletlere saldırmak için arkamızda kamuoyu desteği olacak."
ABD yıllardır sinema sahnelerinde provasını yaptırdığı senaryoyu tüm dünyada vizyona koydu. Şu fotoğraftaki sahneler, şu spotlar ABD askerleri ile eli kanlı Hollywood aktörleri arasındaki benzerliği yansıtmıyor mu? Taliban zihniyetinden daha ürkütücü değil mi?
Ama bu senaryonun oyuncuları gerçek akan kanlar sahici kan. O kadar.