Türkiye'nin resmi kanalı TRT 1'de seçime girecek tüm siyasi partilerin seçim propaganda konuşmalarını izleme imkanım oldu. Duyduklarım karşısında ülkemizin kimler tarafından yönetildiğini ve yönetilmek istendiğini üzülerek müşahede ettim. Parti sözcülerinin birbirlerini suçlaması, kısır çekişmeler, anlamsız övgüler peşpeşe sıralandı. Her parti "Ben olmazsam olmaz. Hangi parti gelirse gelsin sonuç aynı olur. Bizden başka hiç kimse ülkenin derdine çare olamaz" diyor. Yani sözün kısası hiç kimse yoğurdum ekşi demiyor.Fakat yoğurdunun ekşi olmadığını iddia edenler bozuk ve kokmuş sütten yoğurt yaptıklarının ya farkında değiller ya da milletten gizlemek istiyorlar. Yapacaklarını vaad ettikleri icraatleri, mevcut kapitalist sistem içerisinde ben daha iyi yaparım diyenlerin inandırıcılığı olabilir mi Allah aşkına? Yani dile getirdikleri vaadleri açıklayıp projelerini sunsalar belki inandırıcılığı olabilir. Ancak her haliyle çalıntı olduğu belli olan ve mevcut sistem içerisinde gerçekleşmesi mümkün olmayan vaadlerle halkımız kandırılmak istenmektedir. Artık defaatle kandırılan Müslüman Türk halkı kendine gelip, aldatmacalardan kurtulup gerçeği görmek zorundadır. Zira bu gidiş hayra alamet değildir. Burada halkımızın dikkatini çekmek için hafta sonu seçim propagandalarının en vahimini sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, Bağımsız Türkiye Partisi'nin haricinde istisnasız hiç bir parti, ülkemizin zenginliği olan ve milletimizin olan madenleri konu edinmedi ve bu konu bahis konusu dahi olmadı.Çok üzücü değil mi?Yalnız bu kadar değil. Şu anda hali hazırda ülkenin Başbakanı Sayın Davutoğlu madenlerimizden bahsetti. Evet, yanlış duymadınız, Davutoğlu yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizden bahsetti. Fakat heyhat ki Davutoğlu bizim yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin olmadığını söyledi. Yani kaynak fakiri bir ülke olduğumuzu söyledi. Kulaklarıma inanamadım. Bu kadar da olmaz dedim. Balık baştan kokar derler, çok doğru söz. Başbakan böyle söylerse bu makama talip olanların söylemleri de aynı doğrultuda olacaktır. Fakat Bağımsız Türkiye Partisi'nin propaganda sözcüsü Sayın Ahmet Erimhan adeta hem diğer siyasilerin, hem de Türk halkının gözlerinin içine soka soka gerçekleri adeta haykırdı. Aklı ve imanı olan herkes bence bu seçim propagandalarının akabinde safını belirlemesi gerekmektedir. Yani tek kelime ile şunu söylemek isterim ki madenlerimizi görmeyenleri görmemek, halkın değerlerini perdelemek isteyenleri görmezden gelmek zorundadır. Milli ve manevi değerlerimizin yegâne savunucusu olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni iktidara taşımak mecburiyetindedir. Aksi takdirde yaşadığımız kara günlerin aydınlanması ihtimali yoktur.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018