Hatta günler, haftalar ve aylar evvelinden görebilmektir ama bu her kişinin harcı değildir.
Hiç olmazsa devlete, millete ve milletin geleceğine, gelecek nesillere kurulan tuzağı gününde görebilmektir basiret ve maharet.
Hangi gazetenin hangi manşeti niçin attığının sebebini sezebilmek, satır aralarını çözebilmek ve dediklerinden demek istediklerini çıkarabilmektir maharet.
Hangi televizyonun hangi konuyu güya konunun uzmanlarıyla bugün masaya yatırdığının sebeplerini hissedebilmek, hararetli tartışmaların satır aralarını ve arkalarını okuyabilmek ve yaklaşmakta olan tehlikeyi tespit edebilmektir basiret.
Arzu edilen mesajın toplum katmanlarına ulaşabilmesi için kimlerin, hangi zamanda falancayı ziyaret ettiğinin sebeplerini çözebilmek ve aslında verilen mesajı değil verilmek istenen mesajı alabilmektir maharet ve basiret.
Devlete ve millete, devletin ve milletin geleceğine, istiklaline ve istikbaline kast etmek için kurulmakta olan tuzakları gününde, zamanında ve zemininde fark etmek, hissetmek hatta bilip belgelemek devlet adamlığının, yönetici olmanın olmazsa olmaz şartlarındandır ve elbette ki devlet aklı bunu gerektirir.
Az-çok okur-yazar olanlarımız, aç-çok mürekkep yalamış olanlarımız ve yaşı müsait olanlarımız lütfen şu geride kalan yirmi yılı bir güzel masaya yatırsınlar, mercek altına alsınlar, atılan manşetleri, yazılan köşe yazılarını gün gün hafta hafta, ay ay bir güzel incelesinler ve görecekler ki "vay bee, demek bu manşetin sebebi buymuş, demek bu ziyeretin sebebi buymuş" diyecekleri kucaklar dolusu olaylara rastlayacaklardır.
15 Temmuz 2016'da devletin ve milletin tepesine bomba yağdıran FETÖ hareketini o günden sonra lanetlemek herkesin yapacağı ve elbette yapması gereken davranış ama asıl maharet, asıl basiret, takvimler 1998'e doğru ilerlerken, bu adamın Papa'yı ziyarete gideceği konuşulurken bu küreselleşme faaliyetini görebilmek ve canhıraş feryadla devlet ricalini ve milleti uyarabilmektir.
İşte bu korkunç, işte bu hain tuzağı ta o günden görüp devlet ricalini ve topyekun milleti uyaran tek adam tanıyorum o da; Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Haydar Hoca, tuzağı gününde gördü, gününde fark etti ve hiç zaman kaybetmeden şairin; "Kastım budur şehre varam/Feryad u figan koparam" ifadesine uygun olarak memleketin dört bir yanında adeta feryad u figan kopardı, hem milleti medya aracılığı ile, hem de milletin önünde görünen kanaat önderlerine bizzat heyetler göndererek, dosyalar hazırlayarak uyardı.
Asıl devlet adamlığı, asıl erdemlilik neymiş; iş işten geçtikten sonra, memleket ve milletin ordusu paramparça edildikten sonra "yanıldık, Allah bizi affetsin, millet bizi affetsin" demek değilmiş, zamanında uyanmak, zamanında uyarmak ve gerekli tedbirleri almakmış.
Asıl maharet tuzağı gününde görebilmekmiş.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024