logo
29 MART 2024

Manevi değerler giderse, devlet de gider

Tarihçi-Yazar Tahsin Aydın, İcmal Gençlik Derneği Trabzon Şubesi'nin organize ettiği 'Kaybolan Değerlerimiz' panelinde yaptığı konuşmada, "Eğer bir toplumun maddi unsurları ayakta ama manevi unsurlarını kaybetmişse, o toplum maddi unsurlarını da kaybedecek ve bir daha devlet kuramayacaktır" dedi
20.09.2019 00:00:00
Manevi değerler giderse, devlet de gider
Manevi değerler giderse, devlet de gider
YENİ MESAJ / DETAY HABER

Son dönemlerde özellikle Türk medyası tarafından söz birliği edilmişçesine aralıksız olarak ekranları işgal eden gayriahlaki dizi bombardımanlarıyla Türk gençliği hedef alınıyor.

İcmal Gençlik Derneği Trabzon Şubesi tarafından organize edilen 'Kaybolan Değerlerimiz' konulu panelle bu vahim gidişata dikkat çekilerek, çözümler ortaya konuldu.

Üçüncü kez gerçekleştirilen panel Trabzon Ortahisar Belediyesi salonunda yapıldı. Halkın yoğun bir katılım sağlayarak ilgi gösterdiği panelin onur konuğu ise BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tı.

Moderatörlüğünü Av. Haydar Ergan'ın yaptığı panelin konuşmacıları; Eğitimci-Tarihçi Tahsin Aydın, İlahiyatçı Ali Altunbaş ve Av. Mustafa Hayri Ergan'dı.

Adliye koridorları ibretlik

Panelin ilk konuşmacısı Av. Mustafa Hayri Ergan özellikle son yıllarda yaşanan ve adliye koridorlarına yansıyan gayri ahlaki olaylardan çok çarpıcı örnekler verdi.

Ergan, özellikle son 20 yıllık zaman diliminde medyanın da olumsuz yayın bombardımanlarıyla Türk gençliğinin gayri ahlaki yollara evrildiğini ve maalesef bu olumsuz gelişmelerin giderek toplumda normalmiş gibi kabul görmeye başladığının altını çizdi.

Ergan, Türk milletinin nasıl bir gençliğe sahip olması halinde maddi ve manevi hastalıklardan korunabileceğine ilişkin en canlı örnek olarak da Prof. Dr. Haydar Baş'ın nefesiyle yetişen İcmal Gençliği'ni adres gösterdi.

Devleti ayakta tutan iki unsur

Panelin son konuşmacısı Eğitimci ve Tarihçi-Yazar Tahsin Aydın ise yaptığı konuşmasında, toplumsal ahlaki çöküntüye dair tarihten günümüze çarpıcı örnekler verdi.

Toplumda yaşanan ahlaki yozlaşmanın önüne geçebilmek için her bireye görevler düştüğünü belirterek, ahlaken çöküş içinde olan bir toplumun devletini bile kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği tespitini yapan Aydın, şöyle konuştu: "İsmail Hami Danişmend ismini, bilmem bilir misiniz? Osmanlı devleti üzerine İslam medeniyeti ve Türkler üzerine sayısız eseri olan bir ilim insanı. Danişmend'e göre devletleri kuran ve ayakta tutan iki ana unsur vardır. Danişmend maddi unsuru, toprak, asker, millet vb. öğelerle tanımlarken manevi unsuru da din, ahlak, gelenek ve görenek olarak tanımlamakta ve şu hayati noktayı eklemektedir: 'Eğer bir toplum maddi unsurunu kaybetmiş lakin manevi unsurları sağlam ise yeniden bir devlet kurabilir. Eğer bir toplumun maddi unsurları ayakta ama manevi unsurlarını kaybetmiş ise maddi unsurlarını da kaybedecek ve bir daha devlet kuramayacak. Ve o toplum başka milletlerin uşağı durumuna düşecektir.' Danişmend Hocanın dediklerini doğrular birkaç örnek verelim; Endülüs'teki İslam devleti son dönemlerine bakıldığında maddi unsuru ayakta olmasına rağmen manevi unsurlarını tamamen kaybettiler. Müslümanlar Kur'an'dan ziyade Aristo ve Eflatun'u öne çıkarmaya başladılar, Yahudi ve Hıristiyanlar ile diyalog içerisinde olup kendi inanç ve akaitlerini bozmaya başladılar. İçki, fuhuş, faiz, adam kayırma, rüşvet toplumda artmaya başladı. Sonuç; İspanyollar geldi Endülüs'ü yıktı bir tane bile Müslüman bırakmadı.

Endülüs'te böyle oldu da (!) Anadolu da olmadı mı? Anadolu Selçuklu Devleti en parlak dönemi Alaaddin Keykubad zamanıdır. Devletin maddi unsurları güçlü olduğu gibi manevi unsurlar da güçlüydü. Çünkü Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran bu dönemde halkın eğitim ve ahlakı için çalışıyorlardı. Devlet de bu mana erlerine sahip çıkıyordu. Keykubad'ın zehirlenerek öldürülmesinden sonra devlet kademelerine gelenler, Frenklerden oluşan ordular kurarak Anadolu'da, Türkmen katliamına başladı. Bu mana erlerine düşman oldular. Devlet kademelerinde zevk-i sefa artarken içki ve fuhuş toplumda yaygınlaşmaya başladı. Sonuç; Moğollar geldi. Anadolu'da tabiri caizse taş üstünde taş bırakmayarak, büyük bir katliam yaptı. Selçuklular yıkıldı. Bu örnekleri başka devletlerle de çoğaltabiliriz. Eğer bugün biz, devletimizin yıkılmasını istemiyorsak aynı hatalara düşmememiz, devleti oluşturan hem maddi, hem de manevi unsurlara sahip çıkmamız gerekmektedir. Bugün konuşulan belki maddi kayıplardır ama asıl kayıpları maneviyatta yaşıyoruz. Bakın topluma. Kur'an'da geçen kavimlerin helak olmasına sebep olan bütün günahlar, ahlaksızlıklar her tarafı sarmış ve kimsenin de itirazı yok. Son söz olarak derim ki tek bir çare-çözüm ve adres vardır. O da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kendisi ve ortaya koyduğu eşsiz çözümlerdir."

Toplumsal çürümeye doğru yol alınıyor

Panelin ikinci konuşmacısı İlahiyatçı Ali Altunbaş ise çürümeye yüz tutmuş toplumsal gayri ahlaki olumsuzluklara, ayetler ve hadisler ışığında yer erdi. Türk milletinin sağlam örf-adet ve gelenekleri olduğuna işaret eden Altunbaş, maalesef bu sermayenin de hoyratça kullanıldığına ve manevi olarak toplumsal bir çürümeye doğru yol alındığına dikkat çekti.

 Türk eğitim sisteminin mutlaka bir Türk delikanlı ve Türk hanımefendi modeline ihtiyaç olduğuna vurgu yapan İlahiyatçı Ali Altunbaş, ne yazık ki bu alanda da hiç bir gayret ve niyetin olmadığını üzülerek görmekteyiz şeklinde konuştu.

Çözüm olarak milli ve manevi değerlerimize peygamberi bir ölçüde sahip çıkmak gerektiğinin altını çizen Altunbaş, özellikle yeni nesillerimizin eğitiminde Atatürk'ün çok iyi anlatılması ve anlaşılmasına gayret gösterilmesi, bunun da ancak Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından kaleme alınan "Hoş Geldin Atatürk" eseriyle mümkün olabileceğine dikkat çekti.



Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.

YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın yaptığı Ramazan ayı nedeniyle oy sayımı sırasında iftar saatinde kısa bir mola verilmesi talebinin reddedildiğini ve sayımın aralıksız yapılacağını açıkladı.
29.03.2024 07:40:00 / Güncelleme: 29.03.2024 07:42:27
İhlas Haber Ajansı
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nca Yüksek Seçim Kurulu'na gönderilen yazıda, sandık kurullarınca saat 17.00 itibarıyla sayım ve döküm işlemlerine başlanacağı ancak Ramazan ayı içerisinde bulunulması nedeniyle sadece su ile orucun açılması durumunda sağlıklı bir oy sayımının yapılamayacağı, sandık kurulu görevlilerinin iftar saatinde kısa bir mola verip veremeyeceği konusu gündeme belirtildi.

Konuyu inceleyen ve kararını açıklayan YSK, Bahçe Seçim Kurulunun talebinin, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 'Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümü' başlıklı 100'üncü maddesinin birinci fıkrasında, 'Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır' hükmü bulunduğu hatırlatıldı. YSK'nın Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğuna dikkati çeken kurul, bu sebeple 'oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğine' oy birliğiyle karar verildiği paylaşıldı.

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.