Maçın analizini yapmadan önce Torrent'i eleştirerek başlamak lazım.
Torrent dedi ki ‘kadrom çok geniş bu benim için büyük dezavantaj. Ben hiçbir takımda 28 kişilik kadro ile çalışmadım’ diye de ekledi.
Her halde sayın Torrent bu durumdan o kadar şaşkın ki hangi oyuncu formda hangisi değil anlamıyor.
Türkiye'nin en kaliteli teknik oyuncularından Feghouli'yi kadroya almayıp oyunu koşacak hali olmayan Pulgar üzerinden kurgulamak bu kadar geniş kadronun bir dezavantajı olsa gerek Torrent için.
Yine Torrent diyor ki çok çalışıyoruz. Yani peki çok çalışmayacak mısınız?
Bu çok çalıştığınız haliniz ise çalışmadığınız durumu Galatasaray için düşünmek bile istemiyorum.
Bütün bunlara ek olarak Torrent hafta içinde bir de bahane üretti. Bu kadroyu ben kurmadım dedi.
Yani kadroyu kurup kurmamanız bir bahane olamaz. Kaç hafta oldu takımı tanıyamadınız mı? Bence tanıyamadınız.
Bakın ara sıra yazıyorum. Taylan bu takımda oynar. Babel ve Feghouli oynar.
Bu kadar kötü oynayan Pulgar'ı kendim getirdim diye oynatıyorsunuz her halde.
Yoksa bu takımı ben kurmadım bahanesini ileri süremezsiniz mantık olarak.
Hem bu Pulgar ne halde öyle. En kritik mevkide oynuyor. Oyun kurması lazım. Fakat koşacak hali yok.
Hadi diyelim yeni geldi daha hazır değil. Torrent bunu anlamıyor mu? Bu durumda Taylan'ı harcamanın ne anlamı var.
Taylan'ı oynatmayınca form da tutamıyor. Resmen hem futbolcuya yazık hem de Galatasaray'a yazık.
Şimdi biraz maçı değerlendirelim ama Galatasaray bir şey yapmadı ki. Galatasaray maç boyunca kesinlikle koşmadı.
Maçın tamamı boyunca oyuna hükmeden Konyaspor’du. Maç boyunca Galatasaray topun peşinden koşturdu.
Hiçbir zaman topa doğru düzgün sahip olamadı. Üstelik maçın temposu hiçbir zaman için takım oyunu oynamayı engelleyecek kadar yükselmedi.
Bu durumdan yararlanan Galatasaray değil Konyaspor oldu.
Nitekim Konyaspor 8'de ceza sahası civarında organize bir atak ile golü buldu. Konyaspor bu golde atağı Rahmanovic ile başlatıp Ahmed Hassan'ın kafası ile sonuçlandırdı.
Galatasaray'ın yediği bu golde Pulgar doğru bir şekilde topa müdahale edemiyor. Top Pulgar'ın havadaki tekme atar gibi yükselmiş ayağına çarpsa kendi kalesine gol atmış olur.
Galatasaray'ın yediği ikinci gol ise bir dizi defans hatasını barındırıyor. Kornerden gelen topa Adil ile birlikte yükselen Gomis topun üst direkte patlamasına engel olamıyor.
Direkten dönen topa kafa vurup golü atan Rahmanoviç'i ise Nelsson'un takip edip marke etmesi gerekirdi.
Peki Galatasaray maç boyunca niye oyuna hükmedemedi. Galatasaray maçın tamamında 4-1-4-1 düzeni ile oynadı.
Burada topla oynayıp oyunu Galatasaray adına kontrol etmesi gereken futbolcu Pulgar’dı.
Fakat oyunda kaldığı süre içinde Pulgar'ın bir tek olumlu pası yok. Zaten olumsuz pası da yok. Çünkü pası yok.
Hadi biraz olsun olaya olumlu yaklaşalım.
Galatasaray ikinci yarı bir iki pozisyon buldu.
73'te duran topta ceza sahasında Nelsson'un indirdiği topa kafa vuran Berkan Galatasaray'ın nisbeten en tehlikeli atağını oluşturdu.
Bundan on dakika sonra ise ceza sahasında kıvrak çalımlarla rakiplerini oyundan düşüren Morutan bir de şut çekti. Burada bir kere daha kaleci Sehiç başarılıydı.
Son Göztepe ve Rize maçlarını coşkulu oyun ile çevirip kazanan Galatasaray'da Barcelona maçı öncesi bu mağlubiyet hiç iyi olmadı.
Bu oyun hiç de umut vadetmiyor. Galatasaray bu sezon Avrupa maçlarında farklı oynadı. Şimdi ümit edelim ki yine aynı durum oluşsun.
Torrent dedi ki ‘kadrom çok geniş bu benim için büyük dezavantaj. Ben hiçbir takımda 28 kişilik kadro ile çalışmadım’ diye de ekledi.
Her halde sayın Torrent bu durumdan o kadar şaşkın ki hangi oyuncu formda hangisi değil anlamıyor.
Türkiye'nin en kaliteli teknik oyuncularından Feghouli'yi kadroya almayıp oyunu koşacak hali olmayan Pulgar üzerinden kurgulamak bu kadar geniş kadronun bir dezavantajı olsa gerek Torrent için.
Yine Torrent diyor ki çok çalışıyoruz. Yani peki çok çalışmayacak mısınız?
Bu çok çalıştığınız haliniz ise çalışmadığınız durumu Galatasaray için düşünmek bile istemiyorum.
Bütün bunlara ek olarak Torrent hafta içinde bir de bahane üretti. Bu kadroyu ben kurmadım dedi.
Yani kadroyu kurup kurmamanız bir bahane olamaz. Kaç hafta oldu takımı tanıyamadınız mı? Bence tanıyamadınız.
Bakın ara sıra yazıyorum. Taylan bu takımda oynar. Babel ve Feghouli oynar.
Bu kadar kötü oynayan Pulgar'ı kendim getirdim diye oynatıyorsunuz her halde.
Yoksa bu takımı ben kurmadım bahanesini ileri süremezsiniz mantık olarak.
Hem bu Pulgar ne halde öyle. En kritik mevkide oynuyor. Oyun kurması lazım. Fakat koşacak hali yok.
Hadi diyelim yeni geldi daha hazır değil. Torrent bunu anlamıyor mu? Bu durumda Taylan'ı harcamanın ne anlamı var.
Taylan'ı oynatmayınca form da tutamıyor. Resmen hem futbolcuya yazık hem de Galatasaray'a yazık.
Şimdi biraz maçı değerlendirelim ama Galatasaray bir şey yapmadı ki. Galatasaray maç boyunca kesinlikle koşmadı.
Maçın tamamı boyunca oyuna hükmeden Konyaspor’du. Maç boyunca Galatasaray topun peşinden koşturdu.
Hiçbir zaman topa doğru düzgün sahip olamadı. Üstelik maçın temposu hiçbir zaman için takım oyunu oynamayı engelleyecek kadar yükselmedi.
Bu durumdan yararlanan Galatasaray değil Konyaspor oldu.
Nitekim Konyaspor 8'de ceza sahası civarında organize bir atak ile golü buldu. Konyaspor bu golde atağı Rahmanovic ile başlatıp Ahmed Hassan'ın kafası ile sonuçlandırdı.
Galatasaray'ın yediği bu golde Pulgar doğru bir şekilde topa müdahale edemiyor. Top Pulgar'ın havadaki tekme atar gibi yükselmiş ayağına çarpsa kendi kalesine gol atmış olur.
Galatasaray'ın yediği ikinci gol ise bir dizi defans hatasını barındırıyor. Kornerden gelen topa Adil ile birlikte yükselen Gomis topun üst direkte patlamasına engel olamıyor.
Direkten dönen topa kafa vurup golü atan Rahmanoviç'i ise Nelsson'un takip edip marke etmesi gerekirdi.
Peki Galatasaray maç boyunca niye oyuna hükmedemedi. Galatasaray maçın tamamında 4-1-4-1 düzeni ile oynadı.
Burada topla oynayıp oyunu Galatasaray adına kontrol etmesi gereken futbolcu Pulgar’dı.
Fakat oyunda kaldığı süre içinde Pulgar'ın bir tek olumlu pası yok. Zaten olumsuz pası da yok. Çünkü pası yok.
Hadi biraz olsun olaya olumlu yaklaşalım.
Galatasaray ikinci yarı bir iki pozisyon buldu.
73'te duran topta ceza sahasında Nelsson'un indirdiği topa kafa vuran Berkan Galatasaray'ın nisbeten en tehlikeli atağını oluşturdu.
Bundan on dakika sonra ise ceza sahasında kıvrak çalımlarla rakiplerini oyundan düşüren Morutan bir de şut çekti. Burada bir kere daha kaleci Sehiç başarılıydı.
Son Göztepe ve Rize maçlarını coşkulu oyun ile çevirip kazanan Galatasaray'da Barcelona maçı öncesi bu mağlubiyet hiç iyi olmadı.
Bu oyun hiç de umut vadetmiyor. Galatasaray bu sezon Avrupa maçlarında farklı oynadı. Şimdi ümit edelim ki yine aynı durum oluşsun.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Net penaltı / 23.04.2024
- Pendikspor küme düşer / 22.04.2024
- Çakmayan kıvılcım / 19.04.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024
- Kaleciler sınıfta kaldı / 04.04.2024
- Bu maçı taraftar nasıl izledi? / 03.04.2024
- Pendikspor küme düşer / 22.04.2024
- Çakmayan kıvılcım / 19.04.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024
- Kaleciler sınıfta kaldı / 04.04.2024
- Bu maçı taraftar nasıl izledi? / 03.04.2024