Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nda yazdığı gibi 'Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar.' Medeniyet, canavara benzetilmiştir. Tek dişi kalmış canavar denmesinin sebebi, ne kadar vahşi görünse de bile eski gücünü kaybetmiş ve ölmek üzere olmasındandır. Burada vahşiliğine, hainliğine rağmen, kendilerini medenî olarak tanıtan Batı dünyasıyla apaçık bir alay da vardır.
Anadolu'yu işgal edenler, bu işgallerini haklı çıkarabilmek için Anadolu'da barbar Türkler olduğunu ve onları medenîleştirmek için geldiklerini söylüyorlar. Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyeti ile Türk İslam medeniyeti asla bağdaşmaz. Allah'ın (c.c.) gönderdiği en son din İslam'dır. Türk ve İslam medeniyetinde ahlak, namus, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti çok önemlidir. Ancak Hristiyan batı ve Avrupa medeniyetinde bu saydıklarımızın hiç önemi yoktur. İnsanları din, ırk ve mezhep olarak ayırmışlardır. Allah'a hakaret ederek, şirk koşarak Allah'ın gönderdiği kitapları değiştirdiler. Allah'ın emrettiği gibi değil nefslerinin istediği gibi din uydurdular. Bu uyduruk dine inanmalarını sağlamak için önce Avrupa'da sonra da batıda insanlara zulmettiler. Peygamberlere zulmettiler.
Türk ve İslam dünyasının batı ve Avrupa hayranlığını anlamak mümkün değildir. İnsanımız batı medeniyeti, Avrupa medeniyeti hayranlığı yaparken kendi köküne, aslına gerici ve de geride kalmış gözü ile bakıyor. Sizin medeniyet dediğiniz batı ve Avrupa medeniyetinde beğendiğiniz, olmak istediğiniz nedir? Namussuzluk mu, ahlaksızlık mı? Ana dediğimiz kadınları materyal, malzeme olarak görerek kullanmak mı?
Bir hatıramı anlatarak örnek vermek istiyorum. Yıllar önce Azerbaycan Üniversitesinde İngilizce dersi veren İngiliz öğretmen sınıfa şort ile giriyordu. Azerbaycanlı Türk kardeşlerimize "siz domuzsunuz" diyerek hakaret etti. Öğrenciler, "neden bize hakaret ediyorsunuz" deyince İngiliz öğretmen "çünkü sizin kızlarınız tecrübe etmeden evleniyor" dedi.
Batı ve Avrupa medeniyetinin kadına verdiği değer araba lastiğinin reklamında mayo ile kadınlarını oynatmalarıdır. Her işte kadınlarını öne atarak kullanırlar, hiç utanmazlar bundan. Çünkü bu onların medeniyetinde var. Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyetinde bakirelik suç ve utançtır. Erkek, erkek ile evleniyor, ve bunlara yasal haklar veriliyor. Size soruyorum Müslüman ve Türk dünyasına, siz böyle mi olmayı istiyorsunuz.
Cahiliye devrinde ise Araplar utanç unsuru olarak görülen kız çocuklarını canlı canlı kabre koyardı.
İslam'ın kadına verdiği değer çok büyüktür. "Anne cennet kapılarının ortasındadır." (İbn Hanbel, V, 198); "Cennet annelerin ayakları altındadır." (Nesâî, Cihad, 6) Müslüman bir kadın Allah'ın bir kulunu dünyaya getirmek için ölümü göze aldığı için, Allah, kadın, çocuğunu kazasız, belasız dünyaya getrince bütün günahlarını affeder. Eğer doğum esnasında ölürse şehit sayılır. Bu mübarek kadına bu değeri veren medeniyet bizim medeniyetimizdir. Annelerimiz, bacılarımız bize Allah tarafından emanettir. Kadınlar bir hazinedir. Sizin bir sandık hazineniz olsa onu cam kenarına, ortalık bir yere koyar mısınız. İşte analarımız bacılarımız bize emanet olarak verilmiş hazinedir. Onu nasıl olur da reklam malzemesi ve yahut herhangi bir amaç için malzeme olarak kullanırız. Bizim Medeniyetimizde bunun adı namussuzluktur.
Namus bizim en önemli ahlakımızdır. Analarımız, bacılarımız ve tüm kadınlarımız başımızın tacıdır. Biz asla onları menfaatimiz için malzeme yaparak kullanmayız. Batı ve Avrupa'da olan teknolojiyi medeniyet ile karıştırmamak lazımdır. Teknoloji nerede olursa olsun alınır taşınır sende de olur. Ancak medeniyet bir millet ve toplumun maddî, manevî varlığına âit üstün niteliklerden, değerlerden, hayat tarzı, yaşama biçimidir. Bizim medeniyetimizde ar vardır, edep vardır, büyük küçük vardır, komşuluk hakları vardır, hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun din ve vicdan hürriyeti vardır. O haseple bizim medeniyetimiz Allah'ın razı olacağı medeniyettir.
Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyetini benimseyenler ya içimizde yaşayan gayrimüslim ve gayri Türk olan insanlardır. Ya da kimliğini kaybetmiş kim olduğunu bilmeyendir. Kısaca Hıristiyan batı ve Avrupa dünyasında insanlık, insan hakları ve medeniyet sadece kürsü konuşmasında görünüyor uygulamada Türk ve İslam dünyası onların gözünde tiksindirici bir böcek gibidir. O yüzden her bakımdan necis olan bu dünyanın ne kendisi lazım, ne birliğine girmek ve ne de medeniyeti.
Biz Müslüman Türk milletiyiz, medeniyetimizle ne kadar gurur duysak azdır. Edep, ahlak, insanlık, din ve vicdan hürriyetini doruklara kadar yaşamış ve yaşatmış milletiz. Avrupa ve batının bizim medeniyetimize ihtiyaçları vardır. Zira bu adam ve insan olmanın gereğidir. Batı ve Avrupa medeniyeti çökmüştür. Çocuk yapmak yerine hayvan beslemeyi tercih ettiklerinden soyları da kurumak üzeredir. Bu yüzden Avrupa'da yaşayan Türklere Avrupa vatandaşlığı verdiler. Bu canavar yıkılacağını anladı, bu yüzden bizim coğrafyamıza da dört bir taraftan saldırıyorlar. İçimizdeki ne Avrupalı ne de Anadolu çocuğu olamayan ortada kalan orta malı olanlardan istifade ederek o silik medeniyetlerinin hastalıklarını yaymaya çalışıyorlar. Ama beyhudedir. Türk milletinin Baştürk'ü Haydar Hocası sizin her oyununuzu sizden de önce görerek milletini ayıktırarak sahip çıkıyor. Allah ondan razı olsun.
Anadolu'yu işgal edenler, bu işgallerini haklı çıkarabilmek için Anadolu'da barbar Türkler olduğunu ve onları medenîleştirmek için geldiklerini söylüyorlar. Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyeti ile Türk İslam medeniyeti asla bağdaşmaz. Allah'ın (c.c.) gönderdiği en son din İslam'dır. Türk ve İslam medeniyetinde ahlak, namus, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti çok önemlidir. Ancak Hristiyan batı ve Avrupa medeniyetinde bu saydıklarımızın hiç önemi yoktur. İnsanları din, ırk ve mezhep olarak ayırmışlardır. Allah'a hakaret ederek, şirk koşarak Allah'ın gönderdiği kitapları değiştirdiler. Allah'ın emrettiği gibi değil nefslerinin istediği gibi din uydurdular. Bu uyduruk dine inanmalarını sağlamak için önce Avrupa'da sonra da batıda insanlara zulmettiler. Peygamberlere zulmettiler.
Türk ve İslam dünyasının batı ve Avrupa hayranlığını anlamak mümkün değildir. İnsanımız batı medeniyeti, Avrupa medeniyeti hayranlığı yaparken kendi köküne, aslına gerici ve de geride kalmış gözü ile bakıyor. Sizin medeniyet dediğiniz batı ve Avrupa medeniyetinde beğendiğiniz, olmak istediğiniz nedir? Namussuzluk mu, ahlaksızlık mı? Ana dediğimiz kadınları materyal, malzeme olarak görerek kullanmak mı?
Bir hatıramı anlatarak örnek vermek istiyorum. Yıllar önce Azerbaycan Üniversitesinde İngilizce dersi veren İngiliz öğretmen sınıfa şort ile giriyordu. Azerbaycanlı Türk kardeşlerimize "siz domuzsunuz" diyerek hakaret etti. Öğrenciler, "neden bize hakaret ediyorsunuz" deyince İngiliz öğretmen "çünkü sizin kızlarınız tecrübe etmeden evleniyor" dedi.
Batı ve Avrupa medeniyetinin kadına verdiği değer araba lastiğinin reklamında mayo ile kadınlarını oynatmalarıdır. Her işte kadınlarını öne atarak kullanırlar, hiç utanmazlar bundan. Çünkü bu onların medeniyetinde var. Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyetinde bakirelik suç ve utançtır. Erkek, erkek ile evleniyor, ve bunlara yasal haklar veriliyor. Size soruyorum Müslüman ve Türk dünyasına, siz böyle mi olmayı istiyorsunuz.
Cahiliye devrinde ise Araplar utanç unsuru olarak görülen kız çocuklarını canlı canlı kabre koyardı.
İslam'ın kadına verdiği değer çok büyüktür. "Anne cennet kapılarının ortasındadır." (İbn Hanbel, V, 198); "Cennet annelerin ayakları altındadır." (Nesâî, Cihad, 6) Müslüman bir kadın Allah'ın bir kulunu dünyaya getirmek için ölümü göze aldığı için, Allah, kadın, çocuğunu kazasız, belasız dünyaya getrince bütün günahlarını affeder. Eğer doğum esnasında ölürse şehit sayılır. Bu mübarek kadına bu değeri veren medeniyet bizim medeniyetimizdir. Annelerimiz, bacılarımız bize Allah tarafından emanettir. Kadınlar bir hazinedir. Sizin bir sandık hazineniz olsa onu cam kenarına, ortalık bir yere koyar mısınız. İşte analarımız bacılarımız bize emanet olarak verilmiş hazinedir. Onu nasıl olur da reklam malzemesi ve yahut herhangi bir amaç için malzeme olarak kullanırız. Bizim Medeniyetimizde bunun adı namussuzluktur.
Namus bizim en önemli ahlakımızdır. Analarımız, bacılarımız ve tüm kadınlarımız başımızın tacıdır. Biz asla onları menfaatimiz için malzeme yaparak kullanmayız. Batı ve Avrupa'da olan teknolojiyi medeniyet ile karıştırmamak lazımdır. Teknoloji nerede olursa olsun alınır taşınır sende de olur. Ancak medeniyet bir millet ve toplumun maddî, manevî varlığına âit üstün niteliklerden, değerlerden, hayat tarzı, yaşama biçimidir. Bizim medeniyetimizde ar vardır, edep vardır, büyük küçük vardır, komşuluk hakları vardır, hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun din ve vicdan hürriyeti vardır. O haseple bizim medeniyetimiz Allah'ın razı olacağı medeniyettir.
Hıristiyan batı ve Avrupa medeniyetini benimseyenler ya içimizde yaşayan gayrimüslim ve gayri Türk olan insanlardır. Ya da kimliğini kaybetmiş kim olduğunu bilmeyendir. Kısaca Hıristiyan batı ve Avrupa dünyasında insanlık, insan hakları ve medeniyet sadece kürsü konuşmasında görünüyor uygulamada Türk ve İslam dünyası onların gözünde tiksindirici bir böcek gibidir. O yüzden her bakımdan necis olan bu dünyanın ne kendisi lazım, ne birliğine girmek ve ne de medeniyeti.
Biz Müslüman Türk milletiyiz, medeniyetimizle ne kadar gurur duysak azdır. Edep, ahlak, insanlık, din ve vicdan hürriyetini doruklara kadar yaşamış ve yaşatmış milletiz. Avrupa ve batının bizim medeniyetimize ihtiyaçları vardır. Zira bu adam ve insan olmanın gereğidir. Batı ve Avrupa medeniyeti çökmüştür. Çocuk yapmak yerine hayvan beslemeyi tercih ettiklerinden soyları da kurumak üzeredir. Bu yüzden Avrupa'da yaşayan Türklere Avrupa vatandaşlığı verdiler. Bu canavar yıkılacağını anladı, bu yüzden bizim coğrafyamıza da dört bir taraftan saldırıyorlar. İçimizdeki ne Avrupalı ne de Anadolu çocuğu olamayan ortada kalan orta malı olanlardan istifade ederek o silik medeniyetlerinin hastalıklarını yaymaya çalışıyorlar. Ama beyhudedir. Türk milletinin Baştürk'ü Haydar Hocası sizin her oyununuzu sizden de önce görerek milletini ayıktırarak sahip çıkıyor. Allah ondan razı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020