Hükümet BDDK Başkanı Engin Akçakoca'yı 11 ayın sonunda nihayet istifa ettirebildi.
Kemal Derviş'in atadığı Akçakoca'nın icraatları hep tartışma konusu olmuştu.
Bankaları denetleme ve gözetleme sorumluluğu olan BDDK, Akçakoca yönetiminde devletin sırtında bir yüke dönüştü.
Birçok bankaya iş işten geçtikten sonra el koyan BDDK'nın kamuya getirdiği ilave yük 50 milyar doları aştı.
Denetleme ve gözetleme sorumluluğunu yerine getirmediği İmar Bankası skandalı ile iyice açığa çıkan BDDK, özelikle medya patronlarına ait batık bankalara sağladığı kıyak borç ödeme takvimleri ile de şüpheleri üzerine çekmişti.
Hükümetin tartışmalı kurumun tüm yöneticileri hakkında gelir gelmez soruşturma açacağı ve yönetimi görevden alacağı beklentisi boş çıkmıştı.
11 aylık gecikmeden sonra yapılan operasyon hortumlamanın önüne geçememiş oldu.
Hükümetin 11 aylık ihmali, cesaretsizliği sayesinde batık medya patronların batık banka borçları düşük faiz ve 15 yıllık taksitlere bağlandı.İktidarın ağırdan almasının sadece ihmalden kaynaklanmadığı izlenimi gözlerden kaçmıyor.
Nereden mi çıkarıyorum.
Bu yazıyı yazmama neden olan bir reklam anonsundan.
Sabah gazetesi AKP Milletvekili Ömer Çelik'in gazetede yazmaya başlayacağını anons ediyor.
Ömer Çelik sıradan bir milletvekili değil. Başbakan Erdoğan'ın dar çevresindeki 3-5 isimden biri. Erdoğan'ın zihniyet dünyasının şekillenmesinde, hatta konuşma metinlerinin yazımında ve dış ilişkilerinde imzası olan önemli bir isim.
Ömer Çelik'in son İmar Bankası operasyonuna kadar Cem Uzan'ın Star gazetesinde yazması, hatta operasyonun ilk haftalarında dahi yazmaya devam etmesi istifhamlara neden olmuştu.
Aynı ismin şimdi kartel medyasının en batık şirketine ait gazetede yazmaya başlaması da benzer sonu işaretlerini davet ediyor.
Batık medya patronunun iktidara yanaşma isteği anlaşılabilir ancak iktidarın batık medyaya can suyu olacak davranışlardan sakınması beklenir.
Büyük bir çoğunlukla tek başına iktidar olan AKP'nin iktidarının en güçlü döneminde dahi batık medyaya yakın durma arzusu anlaşılabilir gibi değil.
Hükümet eğer kartel medyası ile hiç değilse arasına mesafe koyamazsa önceki iktidarlar gibi kendini çürütür.
AKP kadrosu, şunu unutmasın ki, siyasi partiler medya sayesinde iktidar olabilir ama medya ile yakınlaştıkça iktidarını kaybeder. Yakın siyasi tarihimiz bunun canlı tanığıdır.