Hayatımızın her yönüne dokunan el gitti, İmam Ali'yi hatırlatan yüz gitti, bizleri Hakka götüren ayak gitti.
Onun arakasından yazı yazmak kolay değil.
Onu anlatmak için onu tanımak, onun yaslandığı gücü bilmek gerekir.
Öyle bir imkanımız olmadığı için sadece bizim pencereden neler görünüyor bunu anlatmak istiyorum.
Düşünün öyle bir insan ki hayatının merkezine Allah'ı koymuş.
Koca hayatını bunun üzerine şekillendirmiş, her şeyde O'nun rızası gözetilmiş...
Düşünün ki ibadet yaparken bile ibadet etmeyenlerin olduğu bir dünyada, çalışması, uykusu, oturması, kalkması ibadet olan beş vakit değil her vakit Allah ile beraber olan bir insan...
İmam Ali için derler ki Peygamber demedikten onun vasıflarını söylemedikten sonra ne denilirse azdır.
Aynı cümleyi hocam için İmam Ali demedikten sonra ne söylense azdır.
Bizler de hocamı kendi hayat merkezimize koymuşuz. O gidince daha iyi anladık.
Tabiri caizse bizim hayatımızda Kâbe olmuş.
Bütün yollar hep ona çıkıyor.
Hayatımız hep "Hocam ne der?" ile geçmiş.
Kızar mı, sevinir mi, nasıl tepki verir diye...
Çünkü her konuşması, her hareketi ölçü verirdi.
Biz de ileride miyiz, geride miyiz anlardık.
Hakkın rızası onun gönlüne girmeyle oluyordu.
Kazançlı bir kapı bulmuştuk.
Çok nasipliymişiz onu tanıdığımız için.
İstifade ettik mi, doğrusu ona çok takılmıyorum.
Önemli olan onunla aynı gemide olmaktı.
Onun bu gemide olduğunu bilmekti.
Şimdi ölümü sevmek için bir sebebimiz daha var.
Şu üç günlük dünyada bizi bırakmayan Haydar Hoca...
Koca ahirette bizi bırakmaz, eminim ki Rabbine bizim için niyazda bulunur.
Rabbimin rahmetini öyle bir anlattı ki kendimizde o umudu fazlasıyla buluyoruz.
Bizim için yeni bir dönem başladı. Bundan sonra her şey farklı olacak.
O kadar hatıra varken nasıl Trabzon'a gideceğiz.
Zigana'yı aşıp Maçka'dan nasıl geçeceğiz?
Köftecide onsuz nasıl köfte yiyeceğiz?
Akçabaat'ın yokuşlarını nasıl çıkacağız?
Evinin altında hangi hal ile bekleyeceğiz?
Bir ses duyunca "Hocam mı çıktı?" diyeceğiz.
Ve en önemlisi türbede ne yapacağız?
Bilen bir yiğit varsa çıksın ortaya.
Vefatından sonra bir şiir yazmıştım şiirin son iki kıtasıyla veda edeyim.
"Ne yaptıysam seni toprağa seremedim
İçimde gülleri bir türlü veremedim
Ansızın gideceğini nasıl göremedim
Ne zormuş be hocam sensiz yaşamak
Seni kim karşıladı Fatıma annemiz mi?
Evlatlarım nerde, nasıl demez mi?
Yaşarken bu vuslat hemen gelmez mi?
Ne zormuş be hocam sensiz yaşamak."
- R.Sümeyye Aydın: Hüseyin Baş’ın mücadelesi / 27.05.2023
- FATİH KIVIK: Son çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız / 18.04.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Millete rağmen o koltukta oturulmaz / 28.03.2023
- FATIMA ZEHRA AYDIN: Milletimiz Ata’sını arıyor-1 / 16.02.2023
- Şener KONUKSEVEN: Canım vatanım / 01.11.2022
- Ali Hamza Aydın: Kim bu Hasan Yeşildağ? / 25.08.2022
- Fatma Er : Bırakın yaram kanasın / 18.04.2021
- Ben kime kimin aşkını anlatıyorum / 14.04.2021
- Halil Zafer SIĞIN: VAR Bİ HAYALİMİZ / 05.12.2020