Nedir öğrenilmiş çaresizlik?
Sonucun değişmeyeceğine inanmak, olarak özetleyebiliriz.
Bugünkü durumumuz tam da bunu anlatıyor.
Ne kadar sıkıntı yaşasak da yine aynı tepkileri veriyoruz.
Çözemediğimiz, kronikleşen problemleri aynı yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz.
Konuşurken soruyorsunuz "Nasıl, hayatından memnun musun?"
"Hayır, kesinlikle memnun değilim" diyor. Başlıyor sorunlarını sıralamaya... Hepimiz gibi…
Herkes şikâyetçi; öğrenci sınav sisteminden, öğretmen eğitim sisteminden, ev hanımı mutfak masraflarından, esnaf para kazanamadığından, doktor çalışma şeklinden… Kısaca kimse memnun değil hayatından.
Soruyoruz nasıl düzelecek bu durum?
Cevaben diyor ki; bu sorunları bütün dünya yaşıyor. Değişmez bu durum.
Neden değişmesin?
Tarihe baktığımızda her sıkıntılı dönemde insanlara kılavuzlar gönderilmiştir. Örneğin; tam bitti denilen dönemde Atatürk ile milletimiz bağımsızlık mücadelesi vererek yeniden küllerinden doğmuştur. Günümüzde de sorunlarımıza çıkış yolu gösteren Bağımsız Türkiye Partisi lideri Hüseyin Baş var.
Belki de daha umutla uyanacağız yeni güne.
Daha mutlu ve huzurlu olacağız.
Neden olmasın!..
Ya Allah aşkına bu kurtuluş mücadelesini biz vermedik mi?
Batılı ülkeler ülkemizi kendi aralarında paylaşmışken Türk milleti bu zaferi kazanmadı mı? Hem de ne düzgün silahı vardı, ne düzgün kılık kıyafeti vardı, ne de yiyeceği vardı. Atatürk; "Milletimizin bu inancı olduğu müddetçe kimse bizi yenemez" dedi.
Bana göre, bu zaferin kazanılmasında Başkomutan'ın inancı, milletimizin kendini bu ülkeye adaması vardı. Düşünün, Atatürk zaferin kazanılacağına o kadar inanıyordu ki, cephede savaş sonrası yapacağı işleri planlayıp notlar alıyordu.
Günümüze ülkeler bu mücadeleyi ekonomik güçleriyle veriyorlar.
Hani eskiler derler ya "borç alan emir alır" öncelikle ekonomik sorunlarımızı aşmamız lazım. İnsanlar karnını doyuramazken ülkesinde olan biteni nasıl düşünecek?
Bu konuda da çaresiz değiliz.
Bir model var hem de farklı ülkelerde denenmiş bir model.
Milli Ekonomi Modeli.
Fakirliği suç sayan bir model.
Verdiğimiz bedeller yetmedi mi?
Artık yeter!
Kapitalist düzene "hayır", BTP'ye "evet" diyelim.
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023
- R.Sümeyye Aydın: Sandıktan sonra da umut var / 26.05.2023
- ALİ HAMZA AYDIN: Bireyin mutluluğu toplumsal huzurdur / 02.04.2023