Başta Malatya, Kahramanmaraş olmak üzere 10 ilimize Patriot füzelerinin yerleştirilmesi süreci NATO tarihinde rekor kıracak bir hızla devam ediyor.
Birilerinin acelesi olduğu kesin.
Patriotların yerlerini belirlemek üzere yeni bir NATO heyeti geldi. 39 Alman, 15 Hollandalı ve çeşni olsun diye 20 Türk’ten oluşan heyet Kahramanmaraş’ta çalışmalar yaptı.
Buraya kurulacak 2 Patriot rampası için Türkoğlu, Karabıyıklı veya Ahir dağı düşünülüyor.
NATO ve ABD askerleri radar bahanesiyle, üs bahanesiyle, füze rampası bahanesiyle dağımıza, taşımıza ovamıza yerleşip duruyor.
Yakında, “Orda bir dağ var uzakta, o dağ bizim dağımızdır. Gitmesek de görmesek de o dağ bizim dağımızdır, ovamızdır, üssümüzdür, köyümüzdür, şehrimizdir, bölgemizdir ve en son olarak da ülkemizdir” şarkılarını sıkça söylemeye başlayacağız.
Önceden kıvılcım olarak, provokasyon olarak sadece İncirlik vardı. Oradan kalkan bir ABD uçağının İran’ı ya da başka bir komşumuzu vurması durumunda Türkiye’nin büyük bir kaosa ve çatışmaya girebileceği konusunda uyarıyorduk.
Siyasilerimiz bu uyarıları dikkate aldılar(!) ve daha fazla İncirlik açma kararı verdiler.
Şimdi kıvılcımların sayısı her gün artıyor. Türkiye’nin her ili, her karış toprağı savaş için bahane, kıvılcım haline dönüştürülüyor.
NATO, Türkiye’nin üye olduğu üst bir kuruluştur. Topraklarını Başbakan Erdoğan’ın ifadesiyle NATO toprağı haline getiren Türkiye yarın bir gün bir sorun yaşadığında, üstü olan NATO’ya hesap sorabilecek mi?
Onu bırakın denetleyebilecek mi? Belki sorun yaşadığımızın bile farkına varmadan kendimizi büyük bir sorunlar yumağı içinde, çatışma ve savaşların içinde bulabiliriz.
Topraklarımızı öyle birilerine devrediyoruz ki, biz ona hesap soramıyoruz, denetleyemiyoruz ama o bizi her an denetleyebilecek, hesap sorabilecek. Hangi ülke böyle bir kontrolsüzlüğe müsaade edebilir?
Füze kalkanıyla, Ortadoğu’yu BBG evi yapan X-Band radar sistemiyle, Patriot sistemleriyle, sayıları durmadan artan savaş uçakları ve yabancı askerlerle mermi namlunun ağzına verilmiş oldu.
Soruyorlar, “Bunlar Suriye için mi, İran için mi” diye…
Be ne fark eder ki, ha İran, ha Suriye, ha başka bir yer…
Bu savaş hazırlığı Suriye içinse, İran ve Rusya zaten karşımıza geçecek. Eğer İran içinse, Suriye ve Rusya karşımızda olacak. Hangi seçenek olursa olsun netice aynı noktaya varıyor.
Karşımızda kimlerin olacağı kesin. Kesin olan bir şey de Türkiye asla yanında bir müttefik bulamayacak. BM, Rusya vetosu sebebiyle işin içinde değil, NATO BM kararı olmadan askeri bir operasyon düşünmüyor, ABD de böyle bir maceraya giremiyor.
Türkiye’ye Patriotların yerleştirileceği açıklanmadan hemen önce, ABD, sessizce, USS Eisenhower uçak gemisini ve saldırı grubuyla USS Iwo Jima Amfibi grubunu, bu gemilerdeki 2 bin askerini Suriye sularından geri çekti. Neden?
Çünkü ABD, Patriot ve füze kalkanı kıvılcımı sebebiyle çıkabilecek bir çatışmanın sorumluluğunu tek başına Türkiye’nin üslenmesini istiyor.
Oynanan oyunu görmüyor musunuz? Türkiye Saddam’ın düşürüldüğü tuzağın, hukuksuz bir mücadelenin içine çekiliyor.
Çok dikkatli olmamız lazım.
Birilerinin acelesi olduğu kesin.
Patriotların yerlerini belirlemek üzere yeni bir NATO heyeti geldi. 39 Alman, 15 Hollandalı ve çeşni olsun diye 20 Türk’ten oluşan heyet Kahramanmaraş’ta çalışmalar yaptı.
Buraya kurulacak 2 Patriot rampası için Türkoğlu, Karabıyıklı veya Ahir dağı düşünülüyor.
NATO ve ABD askerleri radar bahanesiyle, üs bahanesiyle, füze rampası bahanesiyle dağımıza, taşımıza ovamıza yerleşip duruyor.
Yakında, “Orda bir dağ var uzakta, o dağ bizim dağımızdır. Gitmesek de görmesek de o dağ bizim dağımızdır, ovamızdır, üssümüzdür, köyümüzdür, şehrimizdir, bölgemizdir ve en son olarak da ülkemizdir” şarkılarını sıkça söylemeye başlayacağız.
Önceden kıvılcım olarak, provokasyon olarak sadece İncirlik vardı. Oradan kalkan bir ABD uçağının İran’ı ya da başka bir komşumuzu vurması durumunda Türkiye’nin büyük bir kaosa ve çatışmaya girebileceği konusunda uyarıyorduk.
Siyasilerimiz bu uyarıları dikkate aldılar(!) ve daha fazla İncirlik açma kararı verdiler.
Şimdi kıvılcımların sayısı her gün artıyor. Türkiye’nin her ili, her karış toprağı savaş için bahane, kıvılcım haline dönüştürülüyor.
NATO, Türkiye’nin üye olduğu üst bir kuruluştur. Topraklarını Başbakan Erdoğan’ın ifadesiyle NATO toprağı haline getiren Türkiye yarın bir gün bir sorun yaşadığında, üstü olan NATO’ya hesap sorabilecek mi?
Onu bırakın denetleyebilecek mi? Belki sorun yaşadığımızın bile farkına varmadan kendimizi büyük bir sorunlar yumağı içinde, çatışma ve savaşların içinde bulabiliriz.
Topraklarımızı öyle birilerine devrediyoruz ki, biz ona hesap soramıyoruz, denetleyemiyoruz ama o bizi her an denetleyebilecek, hesap sorabilecek. Hangi ülke böyle bir kontrolsüzlüğe müsaade edebilir?
Füze kalkanıyla, Ortadoğu’yu BBG evi yapan X-Band radar sistemiyle, Patriot sistemleriyle, sayıları durmadan artan savaş uçakları ve yabancı askerlerle mermi namlunun ağzına verilmiş oldu.
Soruyorlar, “Bunlar Suriye için mi, İran için mi” diye…
Be ne fark eder ki, ha İran, ha Suriye, ha başka bir yer…
Bu savaş hazırlığı Suriye içinse, İran ve Rusya zaten karşımıza geçecek. Eğer İran içinse, Suriye ve Rusya karşımızda olacak. Hangi seçenek olursa olsun netice aynı noktaya varıyor.
Karşımızda kimlerin olacağı kesin. Kesin olan bir şey de Türkiye asla yanında bir müttefik bulamayacak. BM, Rusya vetosu sebebiyle işin içinde değil, NATO BM kararı olmadan askeri bir operasyon düşünmüyor, ABD de böyle bir maceraya giremiyor.
Türkiye’ye Patriotların yerleştirileceği açıklanmadan hemen önce, ABD, sessizce, USS Eisenhower uçak gemisini ve saldırı grubuyla USS Iwo Jima Amfibi grubunu, bu gemilerdeki 2 bin askerini Suriye sularından geri çekti. Neden?
Çünkü ABD, Patriot ve füze kalkanı kıvılcımı sebebiyle çıkabilecek bir çatışmanın sorumluluğunu tek başına Türkiye’nin üslenmesini istiyor.
Oynanan oyunu görmüyor musunuz? Türkiye Saddam’ın düşürüldüğü tuzağın, hukuksuz bir mücadelenin içine çekiliyor.
Çok dikkatli olmamız lazım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024