Aylardır, hatta son birkaç yıldır S-400'le yatıp S-400'le kalkıyoruz.
Nasıl yatmayalım ki?
Olayın bir dünya stratejik, lojistik, jeopolitik, teknik ve sair açılımı var ve medyada bunlara ilişkin yüzlerce belki de binlerce inceleme, araştırma ve yorum yapıldı.
Ben de S-400 olayına farklı bir açıdan bakmak istiyorum..
(Eğer ki kamuoyundan gizlenen ve şu anda bilemediğimiz farklı bir pazarlık yoksa, yani Trump ve Erdoğan tarafından millete, Rusya'ya ve dünyaya karşı bir tiyatro oynanmıyorsa) S-400 olayı AKP iktidarının ve Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ile en ciddi ve en gerçek imtihanı haline dönüşmüş durumda.
17 yıllık AKP iktidarında milletin gazını almak adına çok fazla tiyatroya ve "Cambaza bak" oyununa maruz kaldığımız ve sonunda hep ABD'nin dedikleri hayata geçtiği için her vakaya paranoyak bir bakış açısıyla bakmak zorunda kalıyoruz. (Örneğin rahip Brunson. Örneğin Çin Savunma Sistemleri vs...)
Tekrar başa dönelim ve Sayın Cumhurbaşkanının S-400 konusunda samimi olduğunu kabul edelim.
Mevcut iktidarın Trump'un tehditlerine rağmen S-400 alması demek köklü ve mevcut konjonktürde doğru bir eksen değişikliği demektir.
Peki, Sayın Cumhurbaşkanı yıllar sonra neden bunu yapar?
- ABD'nin ekonomik çöküşüyle birlikte Rusya ve Çin'in yükselişini görüp ABD ile birlikte batmak istemiyordur.
- Topraklarımız üzerinde ABD'nin hesaplarını ve Rusya'nın samimiyetini görmüştür.
- ABD'nin ekonomik ve siyasi olarak kendisinden desteğini artık çektiğini hatta bu desteğin gerçek anlamda zaten hiç olmadığını anlamıştır.
- Stratejik ve teknik olarak S-400'lerin Pariot'lara göre çok daha üstün ve çok daha önemli olduğuna karar vermiştir.
- ABD'nin yıllardır kendisini kullandığını ve sonunda gözden çıkardığını anlayıp intikam almaya karar vermiştir.
- Rusya resti çekerek "Ya S-400'leri alarak yanımda yer alırsın veya düşmanım ABD ile beraber olup benim de düşmanım olursun" demiştir ve bu sebeple Rusya'ya yanaşmak zorunda kalmıştır.
Bunlar ve bunlar gibi daha onlarca gerekçe bulabiliriz, S-400 kararına gerekçe olarak.
Hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın S-400 alımı iktidar açısından çok önemli bir adım olacaktır!
Zira artık ABD, AB ve NATO merkezli dış siyaset terk edilme noktasına gelecektir.
Ancak iktidarın böyle bir adımdan sonra yaşayacaklarını göğüsleyebilmesi için ekonomik olarak da çok daha büyük bir devrime karar vermesi lazım. Gelin görün ki dünyada bu devrimi yapabilecek tek irade Prof. Dr. Haydar Baş ve O'nun Milli Ekonomi Modeli'dir.
Sayın Cumhurbaşkanının, (ve dahi Türk Milleti'nin) hemen yanı başında olduğu halde görmediği (görmek istemediği) bu gerçek, dünyanın yarısından fazlasını ayağa kaldırmıştır.
Zamanında bir kez olsun doğru karar verilmiş olsaydı bugün ABD, AB, Rusya ve Çin eksenleri yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin merkezde bulunduğu her yönden zirvede bulunduğumuz bir dünyada yaşıyor olacaktık!
Her şeye rağmen o güzel günlerin yine geleceğine inanıyorum.
Tekrar bugüne gelecek olursak: Gelinen bu kritik ve hayati virajda bakalım nasıl bir netice çıkacak ve kimin dediği olacak?!
Anlaşılan o ki önümüzdeki günlerde yapılacak Trump-Erdoğan görüşmesi ile birlikte dananın kuyruğu kopacak!
Dananın kuyruğunun kopuşunun yani S-400'lerin tesliminin ertelene ertelene uzatmalı İstanbul seçimlerinin sonrasına bırakılması ister istemez kafamızı yine karıştırıyor!
Böylece sırf yerel seçimleri kazasız belasız atlatmak adına yeni bir tiyatro mu oynandığını veya gerçekten ciddi bir adım atmaya karar mı verildiğini bir hafta içinde anlamış olacağız!
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022