Mezhep çatışması yaralar

YENİ MESAJ - İSTANBUL

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Hz.Peygamber Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik Hukuku" temalı Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini, Emirgan'daki Beyazköşk'te düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. İnsanın topraktan geldiğini ve toprağa gideceğini, ancak günümüzde bunu unutan bir insanlık olduğuna işaret eden Görmez, bunun sonucunda insanlığın yoksullaştığını kaydetti. Küresel ölçekte de bütün dinlerin, kültürlerin kardeşliğe yer verdiğinin altını çizen Görmez, bu nedenle bu yılki kutlamalarda kardeşlik temasını işlemeye karar verdiklerini söyledi.

'Mezhep çatışması demek istemiyorum'

Konuşmasında Suriye'deki çatışmalara da işaret ederek devam eden Görmez, bölgesel ölçekte ve özellikle İslam dünyasında herkezi derinden yaralayan bir mezhep çatışması ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Mezhep çatışması demeye dilim varmıyor ancak, kökenine indiğimizde, siyasi ihtirasların mezhep rengine bürünerek karşı karşıya geldiğini görüyoruz. Bölgedeki çatışmaların dini ve mezhebi olduğunu iddia etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Siyasi güç tutkularının kenidlerini mezhep kimliği arkasına saklayarak birbirleriyle çatıştıklarına şahit oluyoruz. Bu vesileyle pek çok müslüman kardeşimiz ciddi acı ve sıkıntılar çekiyor."

Kardeşlik ihmal edildi

İnsanlığın kardeşliği ihmal ettiğini vurgulayan Görmez, bu açıdan büyük bir eksiklik içinde olunduğunu kaydetti. İslam dininin bir talebesi, Müslüman bir birey ve ateşten cübbeyi giyinen birisi olarak İslam dünyasında olup bitenleri zaman zaman anlamlandırmakta güçlük çektiğini belirten Görmez, "Ülkemizde, bizi kardeş kılan yüzlerce, binlerce değer ortadayken, birbirimizle olan ilişkilerimizi anlamakta zaman zaman güçlük çekiyorum. Tarihte yaşanmış acı hikayelerden kan davaları üretiyoruz. Acı hikayeleri karıştırarak birbirimize öfke ve intikam devşiriyoruz. Hiç birimiz yoktuk. Kerbela'da da yoktuk. Ne çaldıran da, ne Dersim'de vardık. Bunun hesabını birbirimize soruyoruz. Bütün bunları geride bırakarak geleceği bakmamız lazım. Yüzleşmek, hesaba çekmek önemli fakat affetmek, çok daha yücedir" dedi.

Hacıbektaş Külliyesi Alevilere verilsin

Soruları da yanıtlayan Görmez, Hacıbektaş Veli Külliyesi'nin müze olmaktan çıkarılarak Alevilere verilmesine ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine, tarihte yaşanmış bazı acı hadiseleri güncelleştirerek, oradan bir ayrılık gayrılık oluşturarak kardeşliğe gölge düşürmenin doğru olmadığını düşündüğünü söyledi. Danimarka'ya yaptığı ziyarette, Hacıbektaş-ı Veli Külliyesi'nin müze halinden çıkartılması konusunda kendisine isteklerin geldiğini belirten Görmez, şu yanıtı verdi: "Diyanet İşleri Başkanı olarak, Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi'nin asırlar önce hangi amaca hizmet ediyorsa, tarihteki o hüviyetine uygun olarak, bugün ona yüklediğimiz anlamda değil, aynı erkanla ve aynı niyazla açılması gerektiğine inanıyorum. Orada da bunu ifade ettim. Bence Madımak otelinin lokanta olmaktan çıkartılması önemliydi. Bizzat bunun için çaba sarf ettiğimizi söyleyebilirim. Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi'nin de müze olmaktan çıkartılıp, asli hüviyetine dönmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için de bütün yetkililerle bu konuyu görüşeceğimizi, oradaki arkadaşlarıma söz verdim. Buradan da bu girişimler devam edecek."

Diyanet'in kaldırılması milyonlarca Müslüman'ı etkiler

Diyanetin kaldırılması yönündeki sözlerin de hatırlatılması üzerine Görmez, Diyanet'i tartışmanın, dini tartışmak anlamına gelmediğini söyledi. Bu konuda doğrunun neyse onun tercih edilebileceğini ve kurumsal olarak bir asabiyetlerinin olmadığını açıklayan Görmez, "Diyanet kaldırıldığında bu sadece Türkiye için değil, Balkanlar ve Avrupa'daki 20 milyon müslümanı da etkileyecektir. O nedenle çok yönlü düşünülmesi gerekir. Yeni Anayasa çalışmasında olması gerekenlerle ilgili bizim de çalışmamız var. Onu da ayrıca duyururuz" diye konuştu.

Din eğitimi üzerinden ayrılık çıkarılmamalı

Din eğitimi tartışması üzerinden de bir ayrılık ortaya çıkarmanın doğru olmadığını düşündüğünü dile getiren Görmez, "Seçmeli derslerin tartışmasını Kuran-ı Kerim'e karşı ve taraftar olmak gibi yorumlamak asla doğru değil. Bu eğitimle ilgili teknik bir çalışmadır. Öyle kabul etmek lazım. Seçmeli Kuran-ı Kerim dersinin de anlamı ile birlikte, hem de bütün pedagojik unsurlar dikkate alınarak, her çocuğun seviyesine uygun olarak öğretilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Diyanet'e kadrolu 100 bin kişinin atanacağı haberlerinin hatırlatılması üzerine de Görmez, o rakamın 100 bin değil, sözleşmeli 10 bin olduğunu bildirdi.