logo
28 NİSAN 2024

Mikrobiyotayı korumanın vücut sağlığımız açısından önemi

 Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici: “Hedef sağlıklı mikrobiyota”   
 
18.07.2019 00:00:00
Mikrobiyotayı korumanın vücut sağlığımız açısından önemi
Mikrobiyotayı korumanın vücut sağlığımız açısından önemi
Prof.Dr. Ener Çağrı Dinleyici; mikrobiyotanın bozulmasının kanser, alerjik hastalıklar, parkinson hastalığı obezite, diyabet, depresyon gibi bir çok hastalıkta payı olduğunu söyledi.   
 
  Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Pediatrik Probiyotik, Prebiyotik ve Mikrobiyota Derneği Başkanı Prof.Dr. Ener Çağrı Dinleyici mikrobiyotaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof.Dr. Dinleyici sözlerini şu şekilde sürdürdü: " 2010 yılından itibaren önce bilim dünyasının daha sonrasında ise toplumun ve medyanın gündemine girdi mikrobiyota. Tanımlanması yeni olmakla birlikte insanoğlu varoluşundan beri mikrobiyotası ile birlikte yaşamaktaydı, yeni olan sadece bunu farketmemiz. Mikrobiyota vücudumuzda başta bağırsaklarımız olmak üzere tüm organlarımızda bizimle birlikte yaşayan mikroplar, yani bakterileri, virüsler ve diğerleri. Aslında önemli değişim bu noktaydı geçmişte bizi hasta eden bakterilerin yanında bizimle birlikte yaşadığında sağlıklı olmamızı sağlayan, birçok hastalıktan koruyan bakterilerin olduğu öğrendik. Mikrobiyom ise bizim ile birlikte yaşayan bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların genetik özelliklerini de tanımlamaktaydı. Sonuçta bizim bedenimiz, genetik özelliklerimiz, mikrobiyota elemanları ve onların genetik yükü hep birlikte yaşıyoruz. Tüm bu nedenlerin ışığında 27 Haziran günü tüm dünyada Dünya Mikrobiyom Günü olarak belirlenip, sağlıklı mikrobiyotanın korunması hedeflenmektedir. 
 
  Bizim ile birlikte yaşayan 100 trilyon mikroorganizma var ve bunların tamamına mikrobiyota diyoruz. Gökyüzünde ki yıldızlardan sayıca daha fazla olan bu mikroorganizmaların yüzde 95'i bağırsağımızda ve sayıları bizim hücre sayımızın 1.3 katı. Bu mikroorganizmaların gen yükü ise bizim 150 katımız. 10 binden farklı bakteri yalnızca bağırsağımızda var ve ağırlıkları da yaklaşık 2 kg. 2019 yılına geldiğimizde, tüm hastalıkların yüzde 90'nın mikrobiyota ile az ya da çok ilişkisi olduğu düşünülüyor ama halen kesin neden ve sonuç ilişkisi kurulabilmiş değil. Mikrobiyotamızın en büyük dezavantajı genetik özelliklerimize göre çok çabuk değişikliklere uğruyor olması ama bu aynı zamanda mikrobiyotamızı korumak için ümit verici. Son söz de mikrobiyotanız parmak iziniz gibi, hem size özel ama aynı zamanda geçtiğiniz her yerde bir iz bırakıyorsunuz, kolayca bulunabileceğiniz. 

  Kötü senaryo aslında mikrobiyota dengesinin bozulmasına neden olan birçok faktörün bir arada olması. İnsanların doğal olandan ve doğadan uzaklaşması, teknolojinin getirdiği az hareket eden ve çok tüketen dünya için birçok hastalık alarm düzeyinde. Bunların başında obesite geliyor. Tüm dünya hızla şişmanlıyor. Diyabet, kalp hastalıkları ve kanser de önemli sağlık sorunları. Bedensel sağlığın bozulmasının bu ürkütücü yanları dışında, ruhsal sağlığın bozulması da bir başka alarm veren durum. Depresyon sıklığında artış var ve artık çok küçük yaşlarda dahi depresyon tanısı konulabiliyor. Mikrobiyotanın bozulmasının tüm bunlarda payı var, ama temelde tek faktör değil tabii ki. Bunların yanında hepimizi en çok endişelendiren konu ise "antibiyotik direnci". Antibiyotiklerin gereksiz ve çok kullanılması sonucu tüm dünyada, hekim olarak hastayı tedavi edebileceğimiz antibiyotik seçenekleri çok kısıtlanmış durumda." 
 
  Mikrobiyotayı korumak için yapılması gerekenler 
 
  Prof.Dr. Ener Çağrı Dinleyici mikrobiyotamızı korumak için yapılması gerekenleri şöyle açıkladı: 
 
  "Sağlıklı gebelik 
  Mikrobiyota çalışmaları net olarak gösterdi ki bir bebeğin mikrobiyotasının gelişmesi anne karnında başlıyor. Annenin sağlıklı bir gebelik geçirmesi bebeklik ve sonrası döneminde çok önemli. Annenin gebe kaldığı gün kilolu olmaması, gebelik sırasında dengeli beslenmesi önemli. Bunun yanında annenin gebelik sırasında psikolojisinin iyi olması, bu anlamda desteklenmesi, kısacası mutlu bir gebelik geçirmesi bebek için de çok kıymetli. 
 
  Sezaryen yerine normal doğumun desteklenmesi 

  Mikrobiyota bütünlüğünün bozulmasında sezaryen ile doğum en önemli faktörlerden biri. Kadın doğum hekiminin gerekli gördüğü durumlar dışında sezaryen doğumdan kaçınmak ve normal doğumu tercih etmek önemli. Sezaryen rakamları ülkemizde çok yüksek düzeyde ve bunu uygun düzeltmek için önlemler almak şart. Hep altını çizdiğim konuyu tekrar söylemem de gerekli, normal doğum mikrobiyota çok önemli ancak anne ve bebeğin yararının söz konusu olduğu, kadın doğum hekiminin sezaryen kararı da çok önemli. 
 
  Anne sütü 

  İlk 6 ay tek başına, sonrasında da verebilen annelerin 2 yaşına kadar diğer besinler ile birlikte emzirmesinin mikrobiyota üzerinden tüm yaşam boyu olumlu etkileri olduğu net. Anne sütü ile beslenen bebeklerin ileri yaşlarda birçok hastalıktan koruyucu olduğu gösterilmiş durumda. Anneleri anne sütü ile beslenme konusunda motive etmek ve desteklememiz gerekli. Birkaç yıl öncesine kadar anne sütünün steril olduğunu, ve içinde hiçbir bakteri bulunmadığını düşünüyorduk. Son yıllarda yapılan çalışmalarda anne sütünün içerisinde farklı türlerde bakterilerin bulunduğunu ve bunların prebiyotikler ile birlikte bebeğin sindirim sistemi ve savunma sistemi üzerine olumlu etkilerinin olduğu gösterildi. 
 
  Akılcı antibiyotik kullanımı 
 
Antibiyotikler ciddi enfeksiyonların tedavisinde tek silahımız. Ancak antibiyotikleri gereksiz yere kullanılması durumunda bağırsak mikrobiyotasında ciddi ve uzun süreli bozulmalara neden olabiliyor. Doktorunuzun uygun gördüğü koşullarda, önerilen sürede antibiyotik kullanmak tek çözüm. 
 
  Doğa ile daha çok zaman 
 
Son yıllarda özellikle çocuklarda devamlı olarak ev içerisinde bulunmasının, daha doğrusu "ayağının toprağa basmamasının" mikrobiyota üzerine olumsuz etkileri olduğu gösterildi. Çocukların yeşil alanlarda bulunması, doğa ile barışık büyümesi önemli. Bununla birlikte annenin hamileliğinden itibaren evde köpek bulunmasının çocuğun savunma sistemi üzerine olumlu etkilerinin olduğu gösterildi. Ebeveynlerin sigara içmemesi de diğer tüm yararları yanında çocuğun mikrobiyotası için de çok önemli. 
 
  Sağlıklı beslenme 

Endüstriyel ve işlenmiş ürünlerin tüketiminin de mikrobiyota üzerine olumsuz etkileri var. Dengeli ve mümkünse kendi kültürüne ait olan besin ögelerinden oluşan bir beslenme önemli. Beslenmenin mikrobiyota üzerine etkileri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu anlamda popüler beslenme önerilerinden çok, kültürel zenginliklere sahip kendi coğrafyamıza ait beslenme önemli. Akdeniz tipi beslenme şu anda mikrobiyota çeşitliliği üzerine en ideal beslenme. 
 
  Sonuç olarak, mikrobiyota dengemizin bozukluğuna neden olan birçok faktörle daha anne karnından başlayarak karşılaşmaktayız. Şu anda dünyada insan sağlığını etkileyen birçok hastalığın mikrobiyota ile ilişkili olduğu da gösterildi. Mikrobiyota tüm hastalıkların ne tek nedeni, ne de tek sonucu. Ama mikrobiyota çeşitliliği ve renkliliğinizi korunmanız hastalıklardan korunmanızda ve sağlıklı yaşlanmanızda çok önemli. Yaşadığımız çağda bize düşen, bilimsel çalışmaların bize gösterdiği (aslında hepimizin etkilerini uzun yıllardır bildiğimiz) bazı yaklaşımlar ile mikrobiyotamızı korumak.   Özellikle çocukların uzun dönem sağlıklı olabilmesi için herkesin "sağlıklı geçen bir gebelik", "normal doğum", "anne sütü ile beslenme" ve "akılcı antibiyotik kullanımı" konusunda çaba göstermesi çok önemli. Gelecek sağlıklı nesiller bu çabalar ve doğaya dost" olarak büyüyen çocuklar ile mümkün." 
 
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı

İzmir aktif faylar üzerinde

 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir’in Deprem Master Planı’na ihtiyacı olduğunu belirterek acil mikro bölgeleme çalışması yapılması gerektiğinin altını çizdi. Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan da İzmir'in aktif fay zonları üzerine oturduğunu ve kentte her an 7 ve üstü büyüklükte bir depremle karşılaşma riski bulunduğunu aktardı.
 
27.04.2024 15:33:00
HABER MERKEZİ
  İzmir aktif faylar üzerinde
  İzmir aktif faylar üzerinde

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle bu yıl ikinci kez düzenlenen Jeoloji Festivali-JEOFEST'24 Kültürpark'ta devam ediyor. Açış programında Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, festivale katkılarından ötürü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'a çekiç hediye etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, tıp doktoru ve bilim insanı olduğunu ifade ederek, "Bana siyasetçi diyorlar. Ancak 36 yıl doktorluk yaptım. Neticede bilime inanan bir insanım ve sorunların çözümünde akıl ve bilimle yürümemiz gerektiğine inanırım. Her zaman bilim insanlarıyla bir şeyleri konuşmaktan keyif aldım. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de yerel yönetimimiz bilim insanlarının dinlendiği bir konumda olacak" dedi.
Gözünün ve kulağının her zaman bilim insanlarında olduğunu aktaran Başkan Tugay, "Görevime başladığım günden bu yana acil müdahaleleri hızlıca halletmeye çalışırken aynı zamanda hayal ettiğim projeleri de hayata geçirmeyi planlıyorum. İzmir'in Deprem Master Planı'na ihtiyacı var. İzmir'in yer altını tanımamız gerek. Anladım ki büyük deprem üretebilecek fay hatlarına uzağız ancak zemin özelliğimiz hemen her yerden kırılacak bir konumda. 2020 depreminden sonra Karşıyaka'da mahalle mahalle zarar görmüş yerleri gezdim. Zemin bina ilişkisinin doğru kurulması gerektiğini bu depremde anladım. İzmir'de acil olarak mikro bölgeleme yapılması gerek. Bina envanterlerinin çıkarılması gerek. Bunlar yapılırken aynı zamanda yer altı soğuk ve sıcak su haritası çıkarılacak" diye konuştu.

İzmir'de deprem riski mevcut

Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan da aktif fay zonları üzerine oturan ve her an 7 ve üstü büyüklükte bir depremle karşılaşma riski bulunan İzmir'deki risklere dikkat çekti. Alan, "Afet İşleri Başkanlığı ile ilçelerde kurulan Afet İşleri müdürlüklerine liyakatli kadroların atanmasını arzu ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, aktif fay zonları üzerine oturan kentlerimiz başta olmak üzere, bu kentlerin yerel idareleri mercek altına alınacak. Afete dirençli bir İzmir'i ortak akılla yaratmak mümkün" şeklinde konuştu. 28 Nisan akşamına kadar Kültürpark'ta devam edecek JEOFEST'24 çocuklara, gençlere ve tüm topluma jeoloji bilimini tanıtarak, dünyanın dününü, bugününü ve yarınını anlatmayı amaçlıyor. Festival 28 Nisan'da saat 11.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilecek.

Fırat Kalkanı bölgesinde 3 terörist etkisiz hale getirildi

Milli Savuma Bakanlığı (MSB), Suriye'nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde 3 PKK/YPG'li teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi

27.04.2024 12:00:00 / Güncelleme: 27.04.2024 12:03:33
AA
Fırat Kalkanı bölgesinde 3 terörist etkisiz hale getirildi
Fırat Kalkanı bölgesinde 3 terörist etkisiz hale getirildi

MSB'den yapılan açıklamada, "Teröre ve teröriste hiçbir yerde geçit yok. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye'nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde tespit ettiği 3 PKK/YPG'li teröristi etkisiz hale getirdi" ifadesi kullanıldı.

İzmir'deki DEAŞ operasyonunda 8 kişi tutuklandı

İzmir'de düzenlenen DEAŞ operasyonunda 11 kişiden 8'i tutuklanarak cezaevine gönderildi.
26.04.2024 19:21:00
İhlas Haber Ajansı
İzmir'deki DEAŞ operasyonunda 8 kişi tutuklandı
İzmir'deki DEAŞ operasyonunda 8 kişi tutuklandı
İzmir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, DEAŞ terör örgütü içerisinde olduğu tespit edilen 13 şüpheliye yönelik operasyon düzenledi.

Düzenlenen operasyonda 11 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 8'i tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Öte yandan diğer 1 şüphelinin mükerrer soruşturma nedeniyle serbest bırakıldığı, firar olan 2 şüpheli hakkında ise yakalama kararı çıkartılması talebinde bulunulduğu öğrenildi.

Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum

Sarıyer'deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı.
26.04.2024 18:40:00
İhlas Haber Ajansı
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum


Sarıyer'deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024'de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.'nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.'yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

''Oğlum 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi''

Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.'de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.'den 26 Mart 2024'de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği'nde 'kötü muamele' konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi. Sonrasında hizmetli 'müdür bey geliyor' diyerek telefonu yüzüme kapattı'' dedi.

''Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum''

İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ''Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana 'baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim' dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım'' şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.