Özellikle AKP cenahı tarafından ısrarla dillendirilen başkanlık sistemi ülkemizin bekası açısınadn son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Ülkemizin bekleyen sayısız sorunları varken AKP tarafından her platformda dillendirilen başkanlık sistemi, dış güçlerin ısrarla istedikleri aslında ülkemizi bölüp parçalama projesinin son ayaklarından biridir ve Büyük İsrail'in kurulması için BOP eşbaşkanlarına uygulanması için dayatılan bir sistemdir. Üniter yapıyı bozup, bizi bölüp eyaletler adı altında yönetilmek manasına da gelen başkanlık sistemi, bizlere emaneten bırakılan cumhuriyetimizin çatırdaması demektir. Böyle bir sistemin uygulanması halinde şu an Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde de sıkça dillendirdiği, kürdistan, lazistan gibi bölünmelerle yönetilme olacaktır. Sonrasında ise her eyaletin hakkı olacak, bağımsız devlet kurma hakkı ile yapılacak referandumlarda ülkemiz paramparça yapılacaktır. Ortadoğu'da muhtemelen kurulacak bir Büyük İsrail devletine karşı gelebilecek bir iradenin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.Eğer Türk Milleti bu büyük tehlikenin de farkında olmadan gaflet ve dalalet halini devam ettirirse, dünyada birlikte yaşayacağımız günlerin her günü birbirinden beter çile ve ıstırap yılları olacaktır. Ancak açık bir ifade ile söylemem gerekirse, ben bu konuda Türk Milletine güvenmiyorum. Neden derseniz, dini ve milli değerlerimizi çiğneyen iradeyi defalarca ülkenin başına getiren millet bence manen uyuyordur. Bu kadar gaflet olamaz diyorum.Peki, baştaki irade öyle de muhalefet farklı mı? Hayır. Al birini vur diğerine. Başkanlık konusuna karşı imiş gibi görünenler aslında aynı değirmene su taşımaktalar. CHP, başkanlık sistemi için gereken 400 milletvekilini tamamlama konusunu gündeme getirdi. Elbette dış destekli olan ve yönlendirilen bir siyaseti güdenlerden başka bir tavır beklenemez.HDP de aynı. Dikkat ederseniz HDP eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş Cumhurbaşkanı'na sürekli "seni başkan yaptırmayacağız" ifadelerini ısrarla kullanmakta idi. Buradan HDP'nin başkanlık sistemine karşı olduğunu çıkarmak yanlıştır. Çünkü biz başkanlık sistemine karşıyız demiyor seni başkan yaptırmayacağız diyor.Bu ülke, birinin ya da birilerinin hamasi duyguları tatmin olsun diye bizlere emanet bırakılmadı. Tayyip Erdoğan ya da Selahaddin Demirtaş bu ülkenin sadece bireyleridir. Türk ve Müslüman toplumu etkisizleştirmek için batının oynadığı her oyuna evet diyen bir irade bizleri batağa sürüklemektedir. Halkımız tez zamanda ayıkıp; sakallı-cübbeli cemaatler tarafından da anlamsızca desteklenen iradenin milli ve dini hassasiyetlerimiz doğrultusunda siyaset yapmadığını fark etmelidir. "Bağımsızlık karakterimdir" diyen bir Mustafa Kemal'in anlayışı nerede, bağımsızlığımızı kaybettirmeye matuf siyaset yapanların vatan sevgisi nerede.İş işten geçmeden ayıkmak duası ile?
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018