İktidar çevreleri, iktidara toz kondurmayan medya kuruluşları, yazar-çizer takımları ve kanal kanal dolaşıp toz-pembe tablolar çizen yorumcu bay ve bayanlar her ne kadar aksini yaymaya çalışsalar da millet yıllardır fakr u zaruret çekmektedir.
Millet, her geçen yıl bir öncekine göre daha da fakirleşmekte, daha da elinde ve avucundakini kaybetmekte, varsa bir birikimi kartopu gibi erimektedir.
Geçen yıllar içinde tarım nüfusu çeşitli oyunlarla, bin bir çeşit hile ve desiselerle tarlasından ve toprağından kopartılarak şehirlere doldurulmuş ve adeta şehirler nefes alınamaz bir hal almıştır.
İktidarı aklamaya çalışan kalem ve kelam erbabı her ne kadar köylüyü tembellikle suçlasa da, her ne kadar şehir hayatına özenip köyünü, yaylasını ve çayırını terk ettiğini iddia etse de işin aslı tamamen bambaşkadır, derin oyunların sonucudur, koca ülkeyi ecnebilere Pazar yapma gayretlerinin bir neticesidir.
İşsizlik her geçen gün artmaktadır, genç işsizler, üniversite mezunu işsizler her geçen yıl çığ gibi büyümektedir, ekonomik darlıktan ötürü, evlilik yaşı kırklı yaşlara doğru yükselmekte ve ne yazık ki boşanmaların sayısı evlenenlerin sayısını geçmiş durumdadır ve bu milletin geleceği, yani nesil emniyeti de tehlikeye düşmüş durumdadır.
İç ve dış borcun astronomik rakamlara çıkmış olması, cari açığın yüz yılın rekoruna doğru koşuyor olması, üretim yapmaya çalışan fabrikaların ve atölyelerin hızla kapılarına kilit vurması gibi daha sayfalarca sayabileceğimiz olumsuzluklarla ne yazık ki kuşatılmış durumdayız.
Her milletin kolay kolay altından kalkamayacağı, tahammül edemeyeceği nice sıkıntılar yaşayan bu millet yıllardır hepsine göğüs gerdi, sabretti ve "böyle gitmez kötü günler hoş olur" tesellisi ile bu günlere geldi.
İş bir yere geldi, öyle bir yere geldi ki millet artık "bu kadarı da fazla" diyerek işte o noktaya bir "mim" koydu.
Bir ilin belediye başkanlığını kazanmak uğruna bu milletin nice genç civanlarını şehit eden bir terör örgütü ile 'flört' edilmesine dur dedi.
Ellerinden yüzlerce Mehmetçiğin kanı damlayan bir başka teröristin devletin televizyonuna çıkarılmasına özellikle bu millet "mim" koydu.
Bir ilin belediye başkanlığını kazanmak uğruna, devlet politikasında, devletin teröre karşı tutumunda yüz seksen derece çark edenlerin, yarın daha büyük seçimlerde daha neler yapacağını düşünerek millet bu noktaya "mim" koydu.
Daha önce yaşanan 'Habur rezaletini' bir kenara not ettiği gibi, daha önce yaşanan 'Dolmabahçe Fotoğrafını' hafızasına kazıdığı gibi, daha önce memleket sathına gönderilen 'akil adamlar' meselesini ve ardından başlatılan 'çözüm sürecinde' seyredilen vahim gelişmeleri not defterine kaydettiği gibi, en son yapılan İstanbul seçimine günler kala Bebek katili ile filört adımlarını da yüreğinin derin yerine yerleştirdi ve buraya silinmez bir "mim" koydu.
Milletin "mim" koyduğu yer; bir ilde yenilenen seçimi almak için bunu yapanlar yarın daha büyük seçimler için neler yapmazlar?
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024