Elbette milletin derdi ile hemdert olanlar ve aynı dertten mustarip olanlar duyar.
Milletin sesini, ancak ve ancak milletin hali ile hemhal olanlar, her hali olağanüstü hale tebdil olmuş olan milletten haberdar olanlar duyar.
Milletin sesini, millet fertleri ile beraber nefes alanlar, milletin dertlerine derman bulanlar ve merhem çalanlar duyar.
Milletin sesini, suya hasret nice kitleleri su ile buluşturmak için dağı delenler, dağı delme işine teklifsiz gelenler ve millet ile beraber gülenler duyar.
Milletin sesini, elbette millete yakın olanlar, millet ile beraber aynı yolda yürüyenler, aynı çarşı-pazarda dolaşanlar, milletin hangi şartlarda aldığına ve sattığına şahit olanlar duyar.
Fildişi kulelerden milleti seyredenler milletin sesini duyamazlar, duysalar da tanıyamazlar, arşa yükselen sesin acıdan ve ıstıraptan ötürü mü yoksa sevinçten ve neşeden ötürü mü olduğunu fark edemezler.
Millet ile kendi aralarına kale duvarları ördürenler, yüksek yüksek kuleler inşa ettirenler milletin seslerini nasıl duysunlar ve nasıl tanısınlar?
Milletin kahır ekseriyetinin, büyük bir çoğunluğunun aylık kazancını, çocuğuna günlük okul harçlığı verenler, sadece bir kahvaltı sofrasında harcayanlar, çocuğunu okula gönderirken bir simit parası dahi veremeyen milletin sesini elbette duyamaz ve feryadına kulak veremezler.
Yirmi yıllık iktidarları süresince, gelir dengesini tarumar etmiş, zenginle fakir arasındaki uçurumu açtıkça açmış, milli gelirin paylaşımını; "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" vaziyetine sokmuş olanlar milletin sesini nasıl duysun, nasıl tanısınlar?
Sadece seçimden seçime milletin kapısını çalmayı alışkanlık haline getirmiş olan siyasiler, iki seçim arasındaki o uzun fasılada milletten yükselen feryatları elbette duyamazlar.
İki seçim arasında açılan yaralar, açılan aralar ve açılan icra dosyaları, dört bir yana saçılan acı ve ıstıraplar, yaşanan kayıplar…
Sadece seçimden seçime kapısı çalınan milletin sesi bu yöntemle duyulur mu?
Bir vekil, iktidar partisinin vekillerinden bir vekil; "ben açım aç" diye bağıran vatandaş için 'bu milletin sesi değil' demiş.
Fildişi kulelerden bakanlar, çoklu maaşlarla gününü gün edenler, aldıkları kararlarla ve yaptıkları fahiş zamlarla hayatı vatandaşa zindan edenler, milletin sesini duyamazlar, duysalar da tanıyamazlar.
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024