Ülkemizde öncelikli bir hayli konu var. Fakat "millî birlik ve millî direnç" hepsinden önce gelmektedir.
Unutulmamalıdır ki, bir millet bu konuyu gereği gibi halledemezse, diğer değerleri yalnız başına işe yaramaz.
Hep ekonomi diyoruz, maddî ve malî krizi gündem ediyoruz. Elbette doğru. Zira madde hayatın bir gerçeği. Madde olmadan hayat olamaz.
Fakat yine biliyoruz ki, madde amaç değil, araç niteliğindedir.
Öyleyse denklem iyi kurulmalı, baş baş yerine, ayak da ayak yerine koyulmalıdır. Aksi halde başı üzerine yürümeye kalkan insanlar görebilirsiniz.
Bir başka açıdan bakılarak ekonomi inkar mı ediliyor demeye gerek yok. Ekonomi son derece önemli bir konu elbette.
Biz önem ve önceliği açısından konunun altını çizmek istedik.
Evet Çanakkale'nin yıldönümü Mart ayı. İstiklal Marşı'nın kabulünün yıldönümü Mart ayı.
Bu iki Mart altı yıl ara ile gerçekleşti.
İçinde bulunduğumuz şu Mart ayı ise birinden 87 yıl, diğerinden 82 yıl sonrayı gösteriyor.
Merhum Akif, millî marşımıza "İstiklal Marşı" adını koydu. Meclisimiz bu marşı onayladı. Defaatle ayakta okudu.
Trabzon Lisesi, Kayseri Lisesi gibi pekçok okulumuz, 1915'te mezun veremedi. Zira son sınıf öğrencileri geri dönmemek için Çanakkale'ye gittiler.
Şimdi bir zihniyet kalkıp, Anzaklara methiye düzenliyor, onlar bizim misafirimiz diyor.
Bu mantığı anlayan varsa beri gelsin. Hindu'nun, Anzak'ın, Yamyam'ın Çanakkale'de işi ne idi? Neden aziz Osmanlı'nın üzerine yürümüşlerdi? Onları yürüten irade kim idi? Evet kim idi?
Bu millet hiçbir ayırım yapmadan elbirlik, gönülbirlik olarak karşı durdu orada. Bu millet millî birliği ve direnci sayesinde durdu ayakta. Mezar etti Çanakkale'yi globalizmin eski atalarına.
O zaman elde edilen bu başarının elbette maddî unsurları da vardı. Ama
Havranlı Seyit Çavuş tam 260 kiloluk mermiyi, başka bir yürekle kaldırmış, adamların gemisini batırmıştır.
Globalizme elbette karşı duracak bu millet, dinlerarası diyaloğa elbette karşı duracak bu millet, mandacılığa her türlü teslimiyete elbette karşı duracak bu millet.
Filistin'de yıllardır soykırım yapan İsrail'i görmeyip, sudan bahanelerle Irak'a saldırmaya kalkan global güçlere karşı duracak bu millet.
Bu halkı kimse kandıramaz, o kadar ki müstevlilerin çıkarları ile aynı amaçta buluşan yöneticiler olsa bile, millet millî birliğini koruduğu ve millî direncini artırdığı sürece asla mağlup olmayacaktır.
Halkın bağrından doğan BTP (Bağımsız Türkiye Partisi) işe el koymuş, değerli halkımızı millî birliğe davette çok ciddi bir görev üstlenmiştir.
Her ne kadar yarasalar "sabah olmasın" diye dua etseler de gayretleri boşa çıkacaktır. Zira sabahın olması bir lütuftur, bir kaderdir.
Yeter ki gereği için hareket edilebilsin.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in şu veciz ifadesi ile makaleme son vermek istiyorum.
"Dini bütünlüğümüz millî bütünlüğümüzdür. Millî bütünlüğümüz de dinî bütünlüğümüzdür."
Unutulmamalıdır ki, bir millet bu konuyu gereği gibi halledemezse, diğer değerleri yalnız başına işe yaramaz.
Hep ekonomi diyoruz, maddî ve malî krizi gündem ediyoruz. Elbette doğru. Zira madde hayatın bir gerçeği. Madde olmadan hayat olamaz.
Fakat yine biliyoruz ki, madde amaç değil, araç niteliğindedir.
Öyleyse denklem iyi kurulmalı, baş baş yerine, ayak da ayak yerine koyulmalıdır. Aksi halde başı üzerine yürümeye kalkan insanlar görebilirsiniz.
Bir başka açıdan bakılarak ekonomi inkar mı ediliyor demeye gerek yok. Ekonomi son derece önemli bir konu elbette.
Biz önem ve önceliği açısından konunun altını çizmek istedik.
Evet Çanakkale'nin yıldönümü Mart ayı. İstiklal Marşı'nın kabulünün yıldönümü Mart ayı.
Bu iki Mart altı yıl ara ile gerçekleşti.
İçinde bulunduğumuz şu Mart ayı ise birinden 87 yıl, diğerinden 82 yıl sonrayı gösteriyor.
Merhum Akif, millî marşımıza "İstiklal Marşı" adını koydu. Meclisimiz bu marşı onayladı. Defaatle ayakta okudu.
Trabzon Lisesi, Kayseri Lisesi gibi pekçok okulumuz, 1915'te mezun veremedi. Zira son sınıf öğrencileri geri dönmemek için Çanakkale'ye gittiler.
Şimdi bir zihniyet kalkıp, Anzaklara methiye düzenliyor, onlar bizim misafirimiz diyor.
Bu mantığı anlayan varsa beri gelsin. Hindu'nun, Anzak'ın, Yamyam'ın Çanakkale'de işi ne idi? Neden aziz Osmanlı'nın üzerine yürümüşlerdi? Onları yürüten irade kim idi? Evet kim idi?
Bu millet hiçbir ayırım yapmadan elbirlik, gönülbirlik olarak karşı durdu orada. Bu millet millî birliği ve direnci sayesinde durdu ayakta. Mezar etti Çanakkale'yi globalizmin eski atalarına.
O zaman elde edilen bu başarının elbette maddî unsurları da vardı. Ama
Havranlı Seyit Çavuş tam 260 kiloluk mermiyi, başka bir yürekle kaldırmış, adamların gemisini batırmıştır.
Globalizme elbette karşı duracak bu millet, dinlerarası diyaloğa elbette karşı duracak bu millet, mandacılığa her türlü teslimiyete elbette karşı duracak bu millet.
Filistin'de yıllardır soykırım yapan İsrail'i görmeyip, sudan bahanelerle Irak'a saldırmaya kalkan global güçlere karşı duracak bu millet.
Bu halkı kimse kandıramaz, o kadar ki müstevlilerin çıkarları ile aynı amaçta buluşan yöneticiler olsa bile, millet millî birliğini koruduğu ve millî direncini artırdığı sürece asla mağlup olmayacaktır.
Halkın bağrından doğan BTP (Bağımsız Türkiye Partisi) işe el koymuş, değerli halkımızı millî birliğe davette çok ciddi bir görev üstlenmiştir.
Her ne kadar yarasalar "sabah olmasın" diye dua etseler de gayretleri boşa çıkacaktır. Zira sabahın olması bir lütuftur, bir kaderdir.
Yeter ki gereği için hareket edilebilsin.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in şu veciz ifadesi ile makaleme son vermek istiyorum.
"Dini bütünlüğümüz millî bütünlüğümüzdür. Millî bütünlüğümüz de dinî bütünlüğümüzdür."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
/ diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002



















































































