Babası Ebu Ubeyd Sakafî olan Muhtar, hicretin birinci yılında Taif'de dünyaya geldi. Babası İslam ordusuna komutanlık etmiş tanınmış şahsiyetlerdendi.
Muhtar; mertliği yanı sıra üstün zekâsı, cesareti, cömertliği, hazır cevaplığı ve mücadeleciliğiyle tanınırdı.
Kerbela mezalimine katılan herkesin çetelesini yapıp, tek tek herkesi cehenneme göndermiştir. İmam Bâkır (a.s) deyişiyle "o katillerimizi öldürmüş, intikamımızı almıştır..."
Muhtar, Irak'ta Ehl-i Beyt'in fazilet ve kerametini halka duyurmakla meşguldü. Bu nedenle bulunduğu bölgede Ehl-i Beyt dostlarının tek mercii olmuştu. İmam Ali, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in velayetlerine canı gönülden inanıyor, onları diğerlerinden üstün tutuyordu.
Kûfe'de sükûnet eden Muhtar, İmam'ın Kûfe'ye elçi olarak gönderdiği Müslim b. Akil'in şehre ayak basmasıyla onu himayesi altına alıp evinde ağırladı. Halktan biat toplaması konusunda ona yardımcı oldu.
Müslim'in şehadeti sırasında Kûfe'de değildi. Ubeydullah, Müslim'in şehadetinin ardından Muhtar'ın da tutuklanma emrini verdi. Askerleri tarafından elleri kolları bağlı bir şekilde yanına getirildiğinde öfkeyle karşısına geçip "Bizim düşmanlarımıza biat toplamaya çalışan sen miydin?" diye sordu. Muhtar henüz cevap vermeden Ubeydullah'ın sadık dostlarından Amr b. Hureys öne atılarak "Hayır, o böyle bir şey yapmaz!" deyip Muhtar'ı korumaya çalıştı. Bunun üzerine Ubeydullah, Muhtar'a dönerek "Eğer Amr'ın tanıklığı olmasaydı kesinlikle seni öldürürdüm" deyip çirkin laflar etmeye başladı. Elindeki bir çubukla Muhtar'ı öldüresiye dövdü. Öyle ki, bu darbeler sonucu Muhtar kan revan içinde kalmış, göz kapaklarında çizikler oluşmuştu. Ubeydullah dövmekten yorulunca askerlerine onu zindana atmalarını emretti.
O aralar Meysem b. Temmar da zindana atılanlar arasındaydı. Bir gün fırsatını bulup Muhtar'a şöyle dedi: "Sen bir gün kıyam edecek, İmam Hüseyin'in intikamını alacak ve bizi öldürmeyi hedefleyen şu adamı (Ubeydullah b. Ziyad'ı) öldüreceksin. Bunu yaptığın zaman onun kesik başı ayaklarının altına serilmiş olacak!"
Dolayısıyla Muhtar, İmam'ın şehadeti sırasında zindandaydı ve bu sebeple de Hüseynîlere katılamamıştı. Ancak, İmam'ın şehadet haberini aldıktan sonra zindanda kalmaya dayanamaz olmuştu. Bu durumu çok iyi bilen Ubeydullah, İmam'ın kesik başı huzuruna getirilir getirilmez askerlerini çağırarak Muhtar'ı zindandan çıkarıp yanına getirmelerini emretti. Muhtar saraya getirildiğinde İmam'ın kesik başını görüp ağlamaya başladı. Hüznünün şiddetiyle dayanamayıp bayıldı. Bir müddet sonra ayıldığında kendisini toparlayıp öfkeyle karışık Ubeydullah'a "Gününüzü karartacağım günü iple çekiyorum!" diye bağırdı. Ubeydullah sinirlenerek Muhtar'ın ölüm fermanını verdiyse de yanındakiler çabucak onu bu fikrinden caydırdılar. Sonuçta onun tekrar zindana atılmasına karar verdiler.
Muhtar bu olaydan sonra zindandan çıkmanın yollarını aramaya başladı. Bu amaçla kız kardeşi ve aynı zamanda Abdullah b. Ömer'in eşi olan Safiye'ye bir mektup yazarak serbest bırakılması için kendi adına kocasından Yezid'e mektup yazmasını rica etmesini istedi. Muhtar'ın bu mektubu, kısa sürede Şam'a gönderildi. Yezid, bu isteğini kabul etti. Bu amaçla Ubeydullah b. Ziyad'a bir mektup göndererek Muhtar'ın serbest bırakılmasını istedi.
Ubeydullah, üç gün içinde Kûfe'yi terk etmesi şartıyla Muhtar'ı serbest bıraktı. Muhtar yeniden özgürlüğüne kavuşunca Kûfe'den ayrılarak Hicaz'a doğru yola koyuldu. Ömer b. Sâd'ın ve ordusunda görev alan herkesin yakalanmasını emretti. Zindanlar kısa sürede Ömer'in askerleriyle dolup taşmıştı. Muhtar feci şekilde onları öldürtüyor, başlarını bedenlerinden ayırıyordu. Kesik başlar gün geçtikçe artıyordu.
Uzun süren savaşlar ve koşuşturmalar sonucu kesik başlar bir bir artmaya devam ediyordu. Sonunda elebaşlarının da kesik başları gelmiş, İmam Hüseyin'in intikamı alınmıştı. Vaktiyle Meysem b. Temmar'ın bildirdiği haber gerçekleşmişti nihayet: Ömer b. Sâd, Şimr, Harmele, Sinan, Şebs, Ubeydullah b. Ziyad ve daha birçoklarının kesik başları, artık ayaklarının altındaydı...
Muhtar Sakafî, başlattığı kıyama, arzu ettiği hedefleri gerçekleştirerek son vermişti. Ancak Muhtar, bu olaylardan sonra çok yaşayamadı. On yedi aylık hükümetinin ardından 67-68 yaşlarındayken Mekke'de, Musab b. Zübeyr'in komutası altındaki Abdullah b. Zübeyr'in ordusuyla yaptığı savaşta şehit edildi. Türbesi, Kûfe'de Müslim b. Akil'in türbesine varan yol üzerine kuruludur.
Allah şefaatlerinden ayırmasın…
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025