Türk kamuoyunun gündemi Hrant Dink cinayetine ve son olarak da Kıbrıs civarındaki sıcak gelişmelere kilitlenmişken, Ortadoğu ile ilgili Türkiye'yi yakından ilgilendiren önemli gelişmelerin sinyalleri geliyor.Belki de gündemin bu kadar yoğunlaşmasının ve sağa sola kaydırılmasının sebebi de bu olsa gerek. Tabii, bu sadece bir tahmin.Dink cinayeti gölgesinde kalan gizli meclis oturumları, sıcak Kıbrıs gündemi gölgesinde kalan ABD ziyaretleri ve ABD'li yetkililerin ard arda yaktığı yeşil ışıklar?Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt yakında ABD yolcusu. Konu malum, PKK, Irak ve İran.Ziyaret öncesi hükümet yetkilileriyle askeri yetkililer bir araya geliyor ve ABD'li yetkililer ise durmadan açıklamalar yapıyor.ABD, yetiştirip büyüttüğü PKK konusunda bayram değil seyran değil açıklamalar yapıyor. Sırtımızı sıvazlıyor, iltifatlar yağdırıyor ve PKK konusunda bizi cesaretlendiren açıklamalar yapıyor.ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Matthew Bryza, Türkiye'nin Irak'a olası sınır ötesi operasyonu konusunda "Ne yapılacaksa Ankara, Bağdat ve Washington'ın koordinasyonuyla yapılmalı" diyor. Ardından yaktığı bu yeşil ışığı siyaseten gizlemek için de "Ama bu, operasyona kırmızı ya da yeşil ışık yaktığımız anlamına gelmiyor'' diye de ilave ediyor.Sakın yaktığımız bu yeşil ışığı yeşil zannetmeyin gibilerden bir açıklama?Yine aynı Bryza, terör örgütü PKK sorununun af yoluyla çözüleceğini söyleyemeyeceğini belirterek "Türkiye'ye 'diğer yanağını da uzat' diyemeyiz. Terör suçu işleyenler cezasını çeker" diye konuşuyor.Yine aslında yeşil olmayan bir yeşil ışık daha?ABD'nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Ralston'un da geçtiğimiz günler de benzer bir açıklaması olmuştu. "Askeri seçeneğin son seçenek olduğunu artık söyleyemeyeceğim" gibi bir açıklama yapmıştı.Yine bu da Amerikanvari bir yeşil ışık oluyor.Tabii şu soru sorulabilir: ABD'li yetkililer niye delikanlı gibi "Girin Irak'a" demiyorlar da sözü biraz kıvırtarak söylüyorlar?Bu bir taktik. Bu taktik "Saddam Kuşağı" denilen siyasilere uygulanan cinsten. Ne "evet", ne de "hayır", hem "evet" hem de "hayır" anlamı taşıyor.Yapılacak bir müdahale, bir icraat, hem ABD'nin yaktığı yeşil ışıkla yapılmış olunuyor, hem de bunu yapınca ABD'nin politikalarına ters düşmüş oluyorsun.Buna tek kelimeyle "tuzak" denir. Bu tuzağa girdin mi neler olabileceğini Irak'ın ve dün ABD'nin en stratejik müttefiki Saddam'ın başına gelenlerden öğrenebilirsiniz.İşte Türkiye, "Irak'a girme" adı altında böyle bir tuzağın içine çekilmek isteniyor.Bu tuzakla alakalı olarak BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "Peşmergeleri yetiştiren ABD, şimdi Türkiye'yi bölgeye çekip; Kürt gruplarla ve İran ile karşı karşıya getirmek istiyor" dedi.Evet, tuzak bu.Bu tuzağı bozmanın yolunu da gösteriyor: "Türkiye Kerkük'e girecekse BM çatısı altında girmeli" TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen gizli Irak oturumu konusunda da Sayın Baş şunları söyledi: "Bu toplantıda konuşulanlardan ABD'nin haberi var mı? Var? Ne hüküm çıkacağından ABD'nin haberi var mı? Var? İsrail'in haberi var mı? Var? Kimin haberi yok? Türk milletinin? Demek ki, sen alınacak kararları Türk milletinden gizlemek için kapalı oturum düzenledin. 'Savaş kararı aldın da, düşman tarafı duyar' diye mi endişe ediyorsun. Böyle bir şey yok. Tiyatro oynuyorlar."Enver Paşa taktiği. Ülkeyi karambole savaşa sokuyorsun, niye girildiği belli değil ve faturasını millet ödüyor.Akla şu sorular da gelmiyor değil:Acaba bu Hrant Dink cinayetini planlayanlar, Irak'a muhtemel bir operasyon öncesi Türk kamuoyunu oyalamak ve böyle bir operasyon konusunda Türk milletini ayıktıracak vatanseverlerin önünü kesmeyi mi hesap ettiler?4 yıldır bilinen Kıbrıs'taki petrol meselesi ve Rumların tavrı, bugün taze bir gündemmiş gibi, yine milletimiz Irak konusunu gündemine almasın diye mi ön plana çıkarıldı?Beyler! Konu ciddi. Ülkemizin tamamını ilgilendiren, hatta ülkemizi işgale doğru taşıyacak bir sürece doğru hızla ilerliyoruz. Irak'a şu an girmeyle Saddam'ın Kuveyt'e girmesi arasında oldukça benzerlikler var. Bir Cehenneme çekiliyoruz.ABD bir taraftan bizi İran'la karşı karşıya getirmeye çalışırken, bir taraftan da etrafımızdaki üs sayısını arttırıyor. Hem içimiz boşalıyor, hem dışımız çevriliyor.Artık ayıkmalı ve birilerinin tuzak dolu senaryolarında figüran olmayı bırakmalı, milli projelerle ayağa kalkarak kendi tarihi misyonumuza yeniden kavuşmalıyız.Bu noktada, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in milli projelerini ve tarihi uyarılarını mutlaka dikkate almalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025