İyiliği emretmek, tavsiye ve telkin etmek, kötülükten de sakındırmak, insanların kötülüğe karşı savunmalarına yardımcı olmak, elbette fert fert her birimizin görevidir ancak, bu bahiste en büyük görev devletindir ve devlet kurumlarınındır.
Münkeri, kötülüğü ve kötülüğün tüm kaynaklarını tanımak, tanımlamak ve kitlelere tanıtmakla görevli olan kamu otoritesi, aynı zamanda toplumu kötülere ve kötülüklere karşı korumakla, korunaklı kılmakla da vazifelidir.
Münkerden sakındırma bahsinde, kötülerin ve kötülüklerin şerrinden toplumu koruma hususunda kamu otoritesinin hemen ardından tüm medya organları ikinci derecede sorumludurlar.
Günümüzde uygulanan şekliyle tün basın ve yayın kuruluşlarının yaklaşık yüzde doksanının, kamu otoritesinin emirleri ve işaretleri doğrultusunda hareket ettikleri herkesin malumdur.
Meseleye bu pencereden baktığımızda üzülerek müşahede ediyoruz ki, hem kamu otoritesi hem de onun işaretleri doğrultusunda manşetler atan, yazan-çizen ve yorum yapan medya kuruluşları, toplumu münkerata karşı koruma hususunda oldukça yetersizdirler.
Toplumu bilgilendiren ve yönlendiren basın-yayın kuruluşlarının yüzde doksanlık kesiminin manşetlerini ve yazıp-çizdiklerini, sokağın gerçekleri, çarşı-pazarın hakikatleri daima tekzip etmektedir.
Söz konusu medya gurupları, toplumun yüzde doksanının mutlak zararına olabilecek adımları, kararları ve uygulamaları, eşi ve benzeri görülmemiş gayet faydalı projeler olarak takdim ederlerken, halkın yararına olabilecek projeleri de yüksek sesle karalamaktadırlar.
Bugün toplum olarak yaşadığımız sıkıntılar, ekonomik dar boğazlar, neredeyse her ailenin kapısına dayanmış olan icra dosyaları, fazla değil bir sene önce araba aldığımız fiyatlara bugün tek lastiğini ancak alabildiğimiz akla ziyan şartlar düşünüldüğünde söylemek istediklerimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Sözünü ettiğimiz basın-yayın kesimi, son yirmi yıl boyunca yılmadan-usanmadan hep toz-pembe tablolar çizdi, durmadan çürük ipliklere olmayacak hülyalar dizdi, bilerek ya da bilmeyerek çoğu kez topluma derin kuyular kazdı, yaptıkları yayınlarla geniş kitlelerin zihinlerine ve gönüllerine bir zehir gibi sızdı, iyiyi kötü, kötüyü iyi, faydalıyı zararlı, zararlıyı faydalı, hayırı şer, şerri hayır diye yazdı.
Toplumu kötülüklerden sakındırma bahsinde, hem kamu otoritesi hem de onun işaretleri doğrultusunda yayın yapan söz konusu medya kuruluşları ne yazık ki görevlerini yapmadılar.
Fazla söze ne hacet, halimiz ortada.
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025