Mutlu köleler!

Mutlu köleler "Böyle gelmiş böyle gider, yapılacak bir şey yok!" demelerinden hemen anlaşılır. 

Bu durum karşısında, pek mutlu gözükmeyen ama umutlu bir avuç insan bulunur. 

Umut bir güven duygusudur ve her an gelecekte güzel şeylerin olacağına inanmaktır. Hatta umut; kesin hissedilen kuvvetli bir inançtır. 

Atatürk ile birlikte bir avuç Türk'ün 20.yy başlarında yaşadığı Diriliş, Kurtuluş ve ebediyen var olacak Cumhuriyet mucizesi için canını vermiş Anadolu kadınlarının ve erlerin torunları olarak "Böyle gelmiş böyle gider" sözü asla geçerli değildir. 

Bu sebeple böyle gelmiş olabilir ama değişebilir, diyebiliriz.

Düşünelim; eskiden bu topraklarda yaşayanlar hür vatandaşlar mıydı? Kula, kulun kölen olayım dedirtilmişti. Zavallı halk buna mahkûm edilmişti.

Taa ki bir avuç insan "dur bakalım" diyerek hürriyetlerine kavuşturana kadar.

Gelelim bugüne, 21.yy. 

Günümüz olumsuzluklarını hem borçlu hem mutlu insanlara ne kadar anlatırsan anlat "Yapacak bir şey yok, kocaman dünya artık bir köy, kimin eli kimin cebinde belli değil" diyerek esasında devletleri "mahalleye" çevirmiş olmuyor mu? Hâlbuki Türkiye Cumhuriyeti, dağ gibi dünyada geçmişiyle, geleceğiyle eşsiz tek devlettir. 

Aklıma gelmişken günümüz olumsuzluklarına rakamlara boğmadan değineyim. 

Ekonomi, Eğitim ve Emek (3E olsun) konularında ülke olarak ciddi sorunlarımız var. 

1. Türk lirası rezerv parası değil.

2. Bilim ve ilim insanlarımız dünyada gündemde değil. 

3. Tüm gelişmiş ülkelerin emeklileri benim ülkeme tatil yapmaya geliyor. Benim emeklilerim dünya turuna çıkamıyor. 

Böyle gelmiş böyle gider, yapacak bir şey yok diyenlerin son olarak "Ama müsaade etmezler ki?" demelerini de ezberledik artık. 

Elbette var!

Tek bir şey yeterli. Siyasi seçimlerde oyunu Bağımsız Türkiye Partisi'ne vermek.