Süper Ligimizin sıradan ve sıkıcı bir maçını daha tamamladık. Maç hiçbir an heyecan adına bir şey vadetmedi.
Koskoca maçta Trabzonspor'un bir estetik hücumu var o da 45+5'te. Bu hücum içinde Siopis, Trezeguet ve Bakasetas var.
Trezeguet'ten başlarsak onun hakkında şunları söyleyebiliriz. Trezeguet bütün bir ilk yarı boyunca çok koştu.
Ne var ki bu koşular takıma olumlu yönde katkı veren koşular değildi.
Hiç şüphesiz rakibin dengesini bozmak amacıyla yapılan bu koşular aslında Trabzon'un futbolunu dağıttı.
Trezeguet bir solda bir sağdaydı. İyi güzel ama sonuç ne. Sonuç yok. Trezeguet 10 numara gibi oynamak istedi belki ama bir 10 numara katkısı veremedi.
9'da bir isabetsiz ortası var mesela. 11'de ceza sahası sol dışında yere düşüyor ve top Giresun'a geçiyor. Trezeguet 41'de 3 Giresunlunun arasına dalıyor ve faul alıyor. Yapabildiği şeyler bunlar.
Yaptığı en önemli katkı 18'de Bakasetas ile seri paslaşmalar sonucu arkadaşına bir şut fırsatı üretmesiydi.
Trezeguet ikinci yarı ise pek ortalıkta görünmedi. Haliyle de sonunda oyundan alındı. Bakasetas çok fazla oyunda etkili olamadı.
45+2'de Larsen'in başlattığı bir hücumda kalabalık ceza sahası içinde kıvrak hareketler sergiledi.
Bakasetas 64'te adeta kendini sakatlamak ister gibi 2 Giresunlunun arasına daldı. Bir faul aldı. Bakasetas'ın da yaptıkları bunlar.
Şimdi gelelim Trabzon'un attığı gollere. İlk 2 gol kornerden geldi. Akan oyundan değil.
İlk goldeki kornerde kaleci Onurcan Piri'nin ciddi hatası var. Ayrıca Bajic'in sırtına çarpıp filelere gidiyor. Enteresan bir gol değil.
Bajic'i eleştirmek lazım. Sen santrforsun. Tamam savunmana yardım etmek için ordası ama top sırtına çarpıyor ve kendi kalende gol oluyor.
Bari ilerde bekle arkadaşların topu kapıp sana atsın ve bir kontratak yap. Yoksa o top böyle sırtına çarpıp kendi kalene gidecekse orada ne işin var.
İkinci golde üst üste 3 korner kullandı Trabzonspor.
İşin açıkçası Maxi Gomez golü atmak için gerçek anlamda çok uğraştı ve üçüncü kornerde kaleciden sekip önüne düşen topu filelere gönderdi.
Maxi Gomez sahada var mıydı yok muydu belli değildi.
İkinci yarı başında biraz hareketlendi ama bunlardan sonuç çıkaramadı.
Şimdi üçüncü gole bakınca bu sefer Trabzonlu futbolcuları tebrik etmek gerekiyor.
Zira golde Djaniny bir dizi doğru hareket yaptı. Pası da Doğucan'a iletti. Böyle goller doğru futbol ne onu gösteriyor.
Bu golü sonra tekrar izleyin lütfen. Ayrıca asisti yapan Djaniny ve golü atan Doğucan oyuna 2 dakika önce girmiştiler.
Fakat bu doğru değişiklikler yapıldı demek değil. Sadece bir tesadüf.
Djaniny süre aldığı dakikalar boyunca fena değildi. Mesela 87'de Naci'ye verdiği pas ile güzel bir organize atak başlattı.
Şimdi bu maçın en önemli hususuna geliyorum. Naci Ünüvar. Kardeşim adam 62'de oyuna girdi. Fakat canlı mı canlı ve formda.
Neden Naci ile başlanmaz da aldığı her topu özenle öldüren Bardhi ile başlarsınız.
Bu Naci muhakkak ilk 11'de olmalı. Naci bir pas oyuncusu. Böyle oyuncuları beğeniyorum.
Üstelik oyunda kaldığı süre boyunca Ömür'le olsun Djaniny ile olsun son derece uyumlu bir görüntü sergiledi.
Bu formu ile daima oynamalı. Maçın 20'nci dakikasında Trezeguet penaltı bekledi. Bence haklı olabilir.
Çünkü ayağına basan bir Giresunlu var. Ayrıca 42'de Gbamin sarı kart görmeli diye düşünüyorum. Rakibinin ayağına çok kötü basıyor.
Giresunspor pek kaliteli bir kadroya sahip değil. İlk yarıda Kuwas öne çıkıyor gibi göründü bana.
Fakat o da pozisyon nasıl harcanır örnekler verdi.
19'da ceza sahası ön sağ tarafta önü bomboşken ne yapacağına karar veremediği için bir hücumu harcadı mesela.
Kuwas oldukça yeteneksiz yani. Böylelikle geçen haftaki kötü sonuçtan sonra Trabzonspor kendine geldi ve bu yarıştan hiçbir şey beni koparamaz dedi.
Şimdi bakalım bu oyunun üstüne koyabilecek mi Trabzon.
Koskoca maçta Trabzonspor'un bir estetik hücumu var o da 45+5'te. Bu hücum içinde Siopis, Trezeguet ve Bakasetas var.
Trezeguet'ten başlarsak onun hakkında şunları söyleyebiliriz. Trezeguet bütün bir ilk yarı boyunca çok koştu.
Ne var ki bu koşular takıma olumlu yönde katkı veren koşular değildi.
Hiç şüphesiz rakibin dengesini bozmak amacıyla yapılan bu koşular aslında Trabzon'un futbolunu dağıttı.
Trezeguet bir solda bir sağdaydı. İyi güzel ama sonuç ne. Sonuç yok. Trezeguet 10 numara gibi oynamak istedi belki ama bir 10 numara katkısı veremedi.
9'da bir isabetsiz ortası var mesela. 11'de ceza sahası sol dışında yere düşüyor ve top Giresun'a geçiyor. Trezeguet 41'de 3 Giresunlunun arasına dalıyor ve faul alıyor. Yapabildiği şeyler bunlar.
Yaptığı en önemli katkı 18'de Bakasetas ile seri paslaşmalar sonucu arkadaşına bir şut fırsatı üretmesiydi.
Trezeguet ikinci yarı ise pek ortalıkta görünmedi. Haliyle de sonunda oyundan alındı. Bakasetas çok fazla oyunda etkili olamadı.
45+2'de Larsen'in başlattığı bir hücumda kalabalık ceza sahası içinde kıvrak hareketler sergiledi.
Bakasetas 64'te adeta kendini sakatlamak ister gibi 2 Giresunlunun arasına daldı. Bir faul aldı. Bakasetas'ın da yaptıkları bunlar.
Şimdi gelelim Trabzon'un attığı gollere. İlk 2 gol kornerden geldi. Akan oyundan değil.
İlk goldeki kornerde kaleci Onurcan Piri'nin ciddi hatası var. Ayrıca Bajic'in sırtına çarpıp filelere gidiyor. Enteresan bir gol değil.
Bajic'i eleştirmek lazım. Sen santrforsun. Tamam savunmana yardım etmek için ordası ama top sırtına çarpıyor ve kendi kalende gol oluyor.
Bari ilerde bekle arkadaşların topu kapıp sana atsın ve bir kontratak yap. Yoksa o top böyle sırtına çarpıp kendi kalene gidecekse orada ne işin var.
İkinci golde üst üste 3 korner kullandı Trabzonspor.
İşin açıkçası Maxi Gomez golü atmak için gerçek anlamda çok uğraştı ve üçüncü kornerde kaleciden sekip önüne düşen topu filelere gönderdi.
Maxi Gomez sahada var mıydı yok muydu belli değildi.
İkinci yarı başında biraz hareketlendi ama bunlardan sonuç çıkaramadı.
Şimdi üçüncü gole bakınca bu sefer Trabzonlu futbolcuları tebrik etmek gerekiyor.
Zira golde Djaniny bir dizi doğru hareket yaptı. Pası da Doğucan'a iletti. Böyle goller doğru futbol ne onu gösteriyor.
Bu golü sonra tekrar izleyin lütfen. Ayrıca asisti yapan Djaniny ve golü atan Doğucan oyuna 2 dakika önce girmiştiler.
Fakat bu doğru değişiklikler yapıldı demek değil. Sadece bir tesadüf.
Djaniny süre aldığı dakikalar boyunca fena değildi. Mesela 87'de Naci'ye verdiği pas ile güzel bir organize atak başlattı.
Şimdi bu maçın en önemli hususuna geliyorum. Naci Ünüvar. Kardeşim adam 62'de oyuna girdi. Fakat canlı mı canlı ve formda.
Neden Naci ile başlanmaz da aldığı her topu özenle öldüren Bardhi ile başlarsınız.
Bu Naci muhakkak ilk 11'de olmalı. Naci bir pas oyuncusu. Böyle oyuncuları beğeniyorum.
Üstelik oyunda kaldığı süre boyunca Ömür'le olsun Djaniny ile olsun son derece uyumlu bir görüntü sergiledi.
Bu formu ile daima oynamalı. Maçın 20'nci dakikasında Trezeguet penaltı bekledi. Bence haklı olabilir.
Çünkü ayağına basan bir Giresunlu var. Ayrıca 42'de Gbamin sarı kart görmeli diye düşünüyorum. Rakibinin ayağına çok kötü basıyor.
Giresunspor pek kaliteli bir kadroya sahip değil. İlk yarıda Kuwas öne çıkıyor gibi göründü bana.
Fakat o da pozisyon nasıl harcanır örnekler verdi.
19'da ceza sahası ön sağ tarafta önü bomboşken ne yapacağına karar veremediği için bir hücumu harcadı mesela.
Kuwas oldukça yeteneksiz yani. Böylelikle geçen haftaki kötü sonuçtan sonra Trabzonspor kendine geldi ve bu yarıştan hiçbir şey beni koparamaz dedi.
Şimdi bakalım bu oyunun üstüne koyabilecek mi Trabzon.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025