İnsanın Rabbine kendini sevdirebileceği kolay ancak en yüce ibadet zikirdir. Cenab'ı Hak, kendisini zikreden kulunu bizzat muhatap alır, onu kendi katında meleklerine anlatır. Böylece kul, gök ehli tarafından da sevilmeye başlar. Namı Arş'a doğru yükselir.İnsan zikrettikçe kalbi cilalanır, Hakk'ın tecellilerine ayine olmaya başlar. Dolayısıyla insanın zikri arttıkça günahlara meyli ve iştiyakı azalır. İmanı kökleşir. İmanın zevkine, lezzetine erer. Hakikati yaşar.Zikrullah, insanın kalbini Allah'a açar. İnsan Hakk'ın tecellileri ile dirilir, duyarlı olur. Dolayısıyla gerçekte insanoğlu ehli zikir olabildiği nispette hakikatleri olduğu gibi müşahede edebilme şansını yakalar. Böylece birlik ve ittifak kendiliğinden oluşur. Aksi takdirde herkes kendi boyutundan gördüklerini hakikat olarak algılar ve öne sürer ki, ihtilafların kaynağında bu nefsîlik yatmaktadır.Zikreden kulun cihadı, namazı, orucu, zikretmeyen kulun cihadı, namazı ve orucundan kat be kat faziletli ve ecirlidir. Adeta zikredenler hayrın tümünü toparlamış, alıp gitmiş olurlar.Zikir meclislerinde kullar topluca affolunur. Böylece tertemiz bir nesil ve bereketli bir dünya hayatı ortaya çıkar. Bu bereket, ahireti de mamur eder, dünyayı da.İnsanlar zikir halkalarını çoğalttıkları nispette cennet bahçelerini genişletmiş, dünyayı cennete çevirmiş olurlar. İnsanlar kardeş olur. Günahlar temizlenir. Arınmış insanların bulunduğu cemiyete Cenabı Hak bereketiyle tecelli eder, melekler teşrif ederler. Hülasa zikir hayattır, berekettir, dünyada ve ahirette Cennet'in ve Cemalullah'ın anahtarıdır.İnsan eğitiminin en önemli olmazsa olmazı, en önemli ibadeti olan zikrullahı insan hayatından çekip aldığınızda yani insanı zikirsiz bıraktığınızda; karşınıza insan olmayan yaşayan bir ölü çıkmaktadır. Zikreden diri, zikretmeyen ölüdür?Müslümanların birer yaşayan ölü olmasını hedef alan ve İslam topraklarının kaynaklarını sömürmeyi hedefleyen İngiliz Sömürge Bakanlığı, Nakşibendîlik yoluyla birçok bid'at ve hurafeyi İslam'a sokmuştur. Bu bid'atlerden bir tanesi de dinde olmayan 'sessiz zikir' bid'atidir.Nakşibendîlik yoluyla İslam'a sokulan bid'atların başında, "sessiz zikir" bid'atı gelmektedir. Bu bid'ati ilk defa Nakşiliğin kurucusu Abdulhalik Gucduvani ortaya atmış ve beş halka sonra Bahaeddin Nakşibend devam ettirmiştir.Dudakları hareket ettirmeden, kelimeler duyulmadan Allah zikredilmek istenirse, bunun adına sesiz zikir değil dense dense" Allah'ı zikretmemek" denir.Peygamber Efendimiz ve sahabe-i kiram efendilerimizin, düşmandan zarar görme tehlikesi olmadığı güven ortamında, her zaman zikrullahı sesli bir şekilde cehren yaptıklarını rivâyet edilen hadislerden öğreniyoruz. Doğru olan da bu şekilde zikretmektir. İbn Abbâs'tan (radiyallahu anh) rivayetle;"Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve alihi) zamanında, cemaat farz namazından selâm verip ayrılırken seslerini zikirle yükseltirlerdi. Bu sesten onların namazdan ayrıldıklarını anlardım." (Buhârî, Ezân 155, I, 204).Diğer rivâyet;"Peygamber'in (sallallahu aleyhi ve alihi) namazı bitirdiğini ancak (yüksek sesle söylediği) tekbirden anlardık." (Buhârî, Ezân 155, I, 204; Müslim, Salât no: 120-1, s. 410). Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselam) şöyle dediğini duydum:Resûlullah (s.a.a.) buyurmuştur ki:"Bana salât getirirken sesinizi yükseltin çünkü Bana salât getirmek nifakı ortadan kaldırır." (Usûl-i Kâfi, c.2, s.788).es-Sâib b. Hallâd'dan (radiyallahu anh) rivayetle;Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:"Cibrîl Bana gelip dedi ki: Ey Muhammed, ashâbına söyle; telbiyede seslerini yükseltsinler!" (Mâlik, Hac no: 34, s.334).Bazı Hıristiyan ritüelleri ve Hinduizm'den aldığı bazı öğretileri uygulayarak etrafına çok sayıda taraftar toplamayı, başaran İngiliz tarikatı Nakşibendîlik tarih boyunca İslam âleminin kafa karışıklığını sağlama misyonunu çok iyi icra etmiştir.Büyü yapma, cinler aracılığı ile zihin kontrolü sağlama gibi yöntemleri çıktığı günden beri kullanan Nakşibendi tarikatı, müritlerine ve herkese okunmuş ekmek, okunmuş çorba içirdikleri bilinen gerçeklerdir. İslam'la, maneviyatla uzaktan yakından alakası olmayan, batıl ve hurafelerle dolu bu tarikat bugünlere dek bu milletin imanını sıfırla çarpmışlardır. Ve, ekmeği elinden alınan hakkını savunamayan, bir hırka bir lokmaya Müslümanlık diyen Allah'ın zikrinden uzak yogacı, gurucu tipler türemiştir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Hıristiyanlıktaki "vaftiz" ne ise Nakşibendîlikteki "tevbe alma" da odur.Şeyhin memleketine git soğuk su ile guslet, eline tutuşturulan çorbayı iç, günahını çıkart, sessiz zikir (Allah'ı zikretmeme) virdini al, oh ne ala muallâ bir sofi ol? Bu, dini olmayan yol ve erkân maalesef milletimizi bugüne dek dininden etmiş ve etmeye de devam etmektedir sevgili okurlar.Şahit olduğum sizlerin de binlercesini duyduğunuz bir olayı sizinle paylaşmak isterim: Asker arkadaşım yıllar evvel sofi olma adına zorla Güneydoğu'ya giden bir otobüse bindirilir. Serdar bey şöyle devam ediyor: "Duşumuzu aldık uzatılan çorbayı içtik ve olan oldu. Ben de oraya müthiş bir aidiyetlik duygusu oluştu. 1 hafta boyunca elime süpürge ve kovayı alarak tuvalet temizledim. Rabbime gece gündüz dua ederek oralardan kaçmak istedim. Allah Allah bir türlü kendime gelip kendim olamıyorum. Salim bir kafa ile düşünemiyorum. Bana ne oldu Allah'ım deyip kendimi memleketime inanın çok zor attım."Evet, sevgili okurlar, Serdar kardeşim de diğer yüz binler gibi büyülenmiş ve memleketine kapak atarak bizleri aramış ve o efsunlu dünyadan kurtulmaya çalışmıştı. O büyülenen ve cinlenen yüz binleri bir tahayyül edebiliyor musunuz? (Devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025