Öğle namazının vakti:
Güneşin tepe noktasından batıya doğru ayrıldığı zaman başlar, her şeyin gölgesinin kendisinin bir misli veya daha fazla olunca biter. Öğle namazını vaktinde kılmak efdaldir. Ancak cemaatle kılınacaksa ve hava sıcak ise, biraz geciktirilmesi müstehabdır. Nitekim hadis-i şerifte, "Evvel vaktinden biraz geciktirip, kızgın sıcaklık düşünce kılınız. Çünkü boğucu sıcaklık Cehennem ateşinin alevinin coşmasındandır" buyruldu. Her şeyin gölgesi en küçük olduğu zaman öğle namazı kılınmaz. (Yani, sıcaklığın en şiddetli olduğu vakit).
İkindi namazının vakti:
Yukarıda bildirildiği şekilde, her şeyin gölgesi feyy-i zeval çıktıktan sonra gölge bir katı olduğu zaman başlar, iki misli olduğunda biter. Zaruret vakti ise bundan sonra başlar. Zaruret, ortalama akşama kırk beş dakika kaladır. Bu vakitten sonra namaz kılmak mekruhtur. Yani namazı bu kadar geç bırakmak doğru değildir. İkindi namazı kılınmamış ise, akşam ezanına kadar kılınabilir, güneş batınca biter.
Akşam namazının vakti:
Güneşin batımı ile akşam namaz vakti başlar. Ufuktaki kırmızılık yani, (kırmızıdan sonraki beyazlık) kaybolunca biter.
Yatsı namazının vakti:
Aydınlık kaybolunca yatsının vakti girer. Vaktin fazileti, bir rivayete göre gece yarısına kadar devam eder. Zaruret zamanı ise gece yarısından ikinci fecrin doğmasına (yani imsak vaktine) kadardır. Gecenin üçte birine yahut yarısına kadar tehir etmek iyi ise de, senin kılacağının efdali, batıdaki kırmızılıktan sonra beyazlık kaybolup kararıncadır. Buna ikinci şafak denir.
Yatsı namazı, gecenin dörtte birine, üçte birine veya yarısına tehir olunur. Bunların hepsi uyumadan önce icra edilir. Zira yatsıyı kılmadan önce uyumak mekruhtur. Uykunun ağır bastığı hallerde yatsı namazını biraz erkene alıp kılmak efdaldir. Resûlullah (s.a.a.) bir gece yatsı namazını tehir ederek mescide gitti ve "Ümmetime zor gelmeseydi, yatsıyı böyle kılmalarını emrederdim" buyurdu.
(Kaynak: Gunyetü't-Tâlibîn).
Güneşin tepe noktasından batıya doğru ayrıldığı zaman başlar, her şeyin gölgesinin kendisinin bir misli veya daha fazla olunca biter. Öğle namazını vaktinde kılmak efdaldir. Ancak cemaatle kılınacaksa ve hava sıcak ise, biraz geciktirilmesi müstehabdır. Nitekim hadis-i şerifte, "Evvel vaktinden biraz geciktirip, kızgın sıcaklık düşünce kılınız. Çünkü boğucu sıcaklık Cehennem ateşinin alevinin coşmasındandır" buyruldu. Her şeyin gölgesi en küçük olduğu zaman öğle namazı kılınmaz. (Yani, sıcaklığın en şiddetli olduğu vakit).
İkindi namazının vakti:
Yukarıda bildirildiği şekilde, her şeyin gölgesi feyy-i zeval çıktıktan sonra gölge bir katı olduğu zaman başlar, iki misli olduğunda biter. Zaruret vakti ise bundan sonra başlar. Zaruret, ortalama akşama kırk beş dakika kaladır. Bu vakitten sonra namaz kılmak mekruhtur. Yani namazı bu kadar geç bırakmak doğru değildir. İkindi namazı kılınmamış ise, akşam ezanına kadar kılınabilir, güneş batınca biter.
Akşam namazının vakti:
Güneşin batımı ile akşam namaz vakti başlar. Ufuktaki kırmızılık yani, (kırmızıdan sonraki beyazlık) kaybolunca biter.
Yatsı namazının vakti:
Aydınlık kaybolunca yatsının vakti girer. Vaktin fazileti, bir rivayete göre gece yarısına kadar devam eder. Zaruret zamanı ise gece yarısından ikinci fecrin doğmasına (yani imsak vaktine) kadardır. Gecenin üçte birine yahut yarısına kadar tehir etmek iyi ise de, senin kılacağının efdali, batıdaki kırmızılıktan sonra beyazlık kaybolup kararıncadır. Buna ikinci şafak denir.
Yatsı namazı, gecenin dörtte birine, üçte birine veya yarısına tehir olunur. Bunların hepsi uyumadan önce icra edilir. Zira yatsıyı kılmadan önce uyumak mekruhtur. Uykunun ağır bastığı hallerde yatsı namazını biraz erkene alıp kılmak efdaldir. Resûlullah (s.a.a.) bir gece yatsı namazını tehir ederek mescide gitti ve "Ümmetime zor gelmeseydi, yatsıyı böyle kılmalarını emrederdim" buyurdu.
(Kaynak: Gunyetü't-Tâlibîn).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017