Atatürk ile Rifat Börekçi'nin birlikte hazırladığı Cuma hutbeleri kitabı ilk baskısını 1928 senesinde yapmıştır. Atatürk'ün vefatından sonra ortadan yok edilen kitap, 2005 senesinde Emine Şeyma Usta tarafından tekrar bastırılmıştır.
Hutbelerin tamamı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "Hoş Geldin Atatürk" eserinde mevcuttur. Her bir hutbe birbirinden güzel, itina ile kaleme alınmış... 'Namaz ve Hikmeti' konulu 10. Hutbe:
"(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut, 45)
Ey Cemat-i Müslimin!
Bir mü'min riyadan ve gösterişten uzak, edeplerini ve şartlarını yerine getirerek, boynu bükük bir halde ihlas ve samimiyet içinde namazına devam ederse, kalbinde zikrullah nurları parlamaya başlar.
Kalbinde Allah korkusu oluşur. Kendisinde yüksek duygular meydana gelir. Böyle mü'min kendisini yaratan yüce Allah'a isyan edemez. Böyle mü'min birtakım kötülüklere, ahlak dışı şeylere niyet edemez. Namazın verdiği manevi mutluluk onun için bir kurtuluş rehberi olur. Onu Hak yoluna fazilet sahasına götürür. Bunun için namaz Allah'ı anmaktır. Yani Allah'ı zikirden ibarettir.
Bu manada en büyük ibadettir. Resulü Ekrem Efendimiz buyuruyor ki: "Allah-u Teâlâ beş vakit namazı farz kılmıştır. Bir kimse güzelce şartlarını yerine getirmekle abdest alır, vaktinde kılar edeplerine ve erkânına dikkat eder rükûnu ve secdelerini tamamlarsa huşu ve alçak gönüllülükle vaktinde kılarsa Cenab-ı Hak mü'mini affeder. Bir kimse böyle yapmazsa, bu mukaddes görevi hakkıyla yerine getirmeye çalışmazsa, onun için Cenab-ı Hakk'ın sözü vaadi yoktur. Cenab-ı Hak dilerse onu affeder, dilerse azap eder."
Din kardeşlerim!
Namazın ne kadar ulvi, ne kadar büyük bir ibadet olduğuna hiç şüphe yoktur. Öyle ise namazlarımıza dikkat edelim. Bu kutsal görevimizi yol ve yordamıyla huşu ve tevazu ile yerine getirmeye çalışalım. Böylece Allah'ımızın hesapsız lütuflarına, sayısız nimetlerine ulaşırız.
Bunların karşılığında şükretmemiz gerekmez mi? İşte namaz, şükrün bütün çeşitlerini içine alan bir ibadettir.
Eğer biz namaz kılmazsak, eğer kıldığımız namazların şartlarına ve farzlarına dikkat etmezsek, namaz gibi bir nimete karşı nankörlük yapmış oluruz. Cenab-ı Hak hepimizi namaz farzını hakkıyla yerine getiren, salih kullarının topluluğuna dahil etsin.
Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. (Nisa 103)
Namazın sağlıklar için ayakta kılınması emredilir. Ayrıca sağlığı bozuk olanlar, yataktan kalkamayanlar için de üzüntü yoktur. Onlar da yan üstü dönerek namazlarını kılabilirler. Bu kolaylıklar her zaman gösterilmiştir. Dinde zorluk yoktur.
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025