Ayhan Bora Kaplan: Hakime sehven 'bitanem' dedim
Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 20'si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.
23.05.2024 17:20:00
İhlas Haber Ajansı
Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan'ın içerisinde bulunduğu 20'si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
'Bitanem' açıklaması
Duruşma başlangıcında mahkeme başkanından söz alan sanık Bora Kaplan, 16 Nisan'da görülen davanın ikinci duruşmasında mahkeme başkanına yanlışlıkla, 'efendim bir tanem' dediği için neden şimdi gündem olduğunu anlayamadığını söyleyerek, 'İlk duruşmaya çıktığımda, kendimi kaptırmışım olayları anlatıyorum, sehven, gayriihtiyari 'efendim bir tanem' dedim. Sizden özür dilemiştim, yine özür dilerim. Hayatım boyunca devletin hiçbir memuruna saygısızlık yapmadım. Sabıkam vardır, sicil kaydım vardır ama memura mukavemet yoktur. Gözaltında o kadar şey yapıldı, tek mukavemetim olmadı. Biraz adaletli olmak lazım' ifadelerine yer verdi.
Sanıklardan Barış Kurt ise bilirkişinin hazırladığı HTS raporunun gerçekleri yansıtmadığını iddia etti.
Aldıkları başka raporla müşteki Erkan Doğan'ın anlattıklarının doğru olmadığını ortaya koyduğunu söyleyerek, 'Benim söyleyeceklerim, ben yapmadım, ben etmedim değil. Ben bilgili, belgeli şeyler anlatacağım. Erkan Doğan'ın HTS kayıtlarına ilişkin sizden inceleme yapmanızı rica etmiştim. Sanırım bakmadınız. Niye bakmadınız anlamıyorum. İnanmayın, ama bir bakın Allah aşkına. Erkan Doğan'la bazımız da yolumuz da kesişmiyor. Geçen sefer anlattıklarımdan sonra Erkan Doğan'ın beyanlarını düzelttiler. Bugün anlattıklarımdan sonra da düzeltme yaparsa hiçbirinize hakkımı helal etmem' ifadeleriyle suçlamaları reddederek, tahliyesini talep etti.
"Lütfen kamuoyu baskısı ve bu kumpasa karşı bize yardım edin"
Mahkeme, tutuklu sanıkların taleplerinin ardından sanık avukatlarının taleplerini dinledi. Bora Kaplan'ın avukatı, Kaplan'ın gözaltına alınmasının yasadışı olduğuna değinerek HTS kayıtlarıyla ilgili raporu hazırlayan bilirkişinin kısa süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı (KOM)'dan ayrılan bir polis olduğunu, bazları yalan yanlış tanzim ettiğini belirterek bilirkişi hakkında evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Avukat, mahkeme başkanına, "Lütfen kamuoyu baskısı ve bu kumpasa karşı bize yardım edin" dedi.
Duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.
Kudüs'te öldürülen imam Hasan Saklanan Şanlıurfa'da defnedildi
Kudüs'te İsrail polisi tarafından öldürülen imam Hasan Saklanan'ın cenazesi, memleketi Şanlıurfa'da defnedildi.
23.05.2024 17:05:00 / Güncelleme: 23.05.2024 17:09:56
İhlas Haber Ajansı
Kudüs'te İsrail polisi tarafından öldürülen Şanlıurfalı imam Hasan Saklanan'ın (34) cenazesi, 23 gün sonra kurulan diplomasi çalışmalarının ardından hava yolu ile memleketi Şanlıurfa'ya getirildi.
GAP Havalimanında ailesi tarafından teslim alınan cenaze, yüzlerce araçlık konvoy ile Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu Morguna götürüldü. Burada otopsi işlemleri yapılan cenaze yakınlarına teslim edildi.
Cenaze, merkez Eyyübiye ilçesindeki Eyüp Peygamber Camisine götürüldü. İkindi namazının ardından kılınan cenaze namazına imamın yakınları ile birlikte yüzlerce vatandaş katıldı.
Cenazeye katılan vatandaşlar, slogan atarak İsrail'e tepki gösterdi. Tekbirler de getiren vatandaşlar, Hasan Saklanan ve Gazze'de hayatını kaybedenler için dua etti.
Cami avlusunda dev Türk ve Filistin Bayrakları açan kalabalık, namazın ardından tabutun üzerini de Filistin Bayrağıyla örttü. Namaz ve duaların ardından imamın cenazesi cami bahçesinde yer alan mezarlıkta defnedildi.
Ne olmuştu?
Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesine bağlı Kepez kırsal Mahallesi'nde cami imamı olarak görev yapan 4 çocuk babası 34 yaşındaki Hasan Saklanan, Diyanet İşleri Başkanlı tarafından düzenlenen bir organizasyonla Ürdün'e gitti. Pasaportunu yanına alan Saklanan, kafileden ayrılarak 30 Nisanda Filistin'e geçti. İddiaya göre İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya girmeye çalışan Hasan Saklanan'a fiziki şiddet uygulayarak izin vermedi. Çarşı bölgesinden satın aldığı bıçakla polise saldıran Saklanan, vurularak öldürülürken İsrail polisi ise yaralandı.
Hasan Saklanan'ın naaşı, adli soruşturmanın tamamlanmasının ardından Tel Aviv Büyükelçiliği tarafından teslim alınarak Türkiye'ye getirildi.
TGC, İmamoğlu'nun Roma'ya götürdüğü gazetecileri uyardı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 40'tan fazla gazeteciyi kiraladığı THY uçağı ile Roma'ya götürmesi konusunda ÇGD'nin ardından TGC'den de açıklama geldi.
23.05.2024 15:51:00
Haber Merkezi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu 22 Mayıs 2024 Çarşamba günü yaptığı toplantıda gündemdeki etik tartışmaları değerlendirdi. Toplantıdan, "Masraflarını ticari kuruluşların karşıladığı gezilere katılarak karşılığında ürün ve marka tanıtımı içeren yayın yapılmamalıdır." uyarısı çıktı.
Toplantının ardından yapılan açıklamada şu görüşler yer aldı:
"Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda ağır ihlallerin yaşandığı ülkemizde haberin yurttaşlara ulaştırılma sürecinde birçok sorun ortaya çıkmaktadır. İşten atılma, siyasetçiler tarafından hedef gösterilme, saldırıya uğrama, haksız gözaltı ve tutukluluk tehdidi altındaki gazeteciliğin gündeminde etik sorunlar da önemli yer tutmaktadır.
Son olarak gazetecilerin katıldığı yurt dışı gezilerle ilgili etik tartışmalar yaşanmıştır. Gazeteciler görevlerini yaparken Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni dikkate almalıdır. Bildirgeye göre gazeteci yayın yaparken öncelikle halkın haber alma hakkı, mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi ölçütlerini göz önünde bulundurur. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür.
Bildirgenin kurumsal çıkar ve davetler maddesine göre; gazeteci, çıkar ve nüfuz sağlayacak habercilikten kaçınmalıdır. Mesleğini gölgeleyecek, itibarını sarsacak türden oluşumlar içerisinde yer almamalıdır.
Masraflarını ticari kuruluşların karşıladığı gezilere katılarak karşılığında ürün ve marka tanıtımı içeren yayın yapılmamalıdır. İstisnai durumlarda gidilen ve masrafları karşılanan gezinin haber yapılması halinde de gezinin davet olduğu açıkça belirtilmelidir. Hem iktidarın hem de muhalefetin liderleri, belediye başkanları sahip olduğu kaynakların, kamu kaynağı olduğunu unutmadan hareket etmelidir. Haber amaçlı toplantılarda, yurt içi ve yurt dışı gezilerde kamu vicdanını yaralayan abartılı harcamalardan kaçınılmalıdır.
Siyasetçiler haber amaçlı toplantı ve gezilerine her medya kuruluşundan bir temsilciyi davet edebilmeli, akreditasyon uygulamamalıdır."
Bingöl'de 33 silahsız askerin şehit edilmesinin acısı dinmedi
Bingöl'de 33 silahsız erin şehit edilmesinin üzerinden 31 yıl geçerken, Konyalı şehit Mevlüt Özkan'ın annesinin acısı halen devam ediyor.
23.05.2024 15:17:00 / Güncelleme: 23.05.2024 15:20:03
İhlas Haber Ajansı
Bingöl'de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti ama acısı halen hafızalardan silinmedi.
Malatya'dan otobüslere binen 33 silahsız er Elazığ-Bingöl kara yolu üzerinde teröristler tarafından otobüsleri durduruldu. Otobüsteki askerler rehin alındıktan sonra da şehit edildi. 31 yıl geçmesine rağmen yaşadığı acıyı hep hisseden şehit Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan, oğlunun kabrini ziyaret ederek dua etti.
'Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar'
Şehit edilen Mevlüt Özkan'ın annesi Havva Özkan (70), 'Olay 1993 yılında oldu. Konya'dan çocukları bindirdik. Ertesi gün acı haberini aldık. Hepimiz yıkıldık. Babası kalp hastasıydı. Babası vefat edeli 9 sene oldu. Ben ve 2 kardeşi varız. Acısı ile tatlısı ile hayat geçiyor. 30 sene oldu. Allah geride kalanlara ömür versin. Silahsız, savunmasız 33 askerimizi Malatya'dan bindiriyorlar. Cani bir şekilde çocukların önünü kesiyorlar. Koyunları canavarların önüne teslim ediyorlar. Yapanlar utansın' dedi.
'Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü'
Oğlunun şehit olduğu günü anlatan Havva Özkan, 'O gün kara bir gündü. O günün anlatılacak bir yeri yok. Sözün bittiği yerdi, kara bir gündü. Kara bulutlar çocukların üstüne çöktü. 2-3 gün sonra çocukları getirdiler, buraya şehitliğe koyduk. Dünyamız yıkıldı' şeklinde konuştu.
Oğlunun çok iyi bir çocuk olduğunu, oto elektrikçi olarak çalıştığını anlatan anne Özkan, 'Devletimize, askerimize, milletimize herkese teşekkür ederim. Herkes bizim yanımızda bizi yalnız bırakmıyorlar. Hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Hangi kapıya varsam her kapı açıldı. Herkese teşekkür ederim. Devletimizden de milletimizden de Allah razı olsun' diye konuştu.