Nezle başka, grip başka
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gönül Bakır, grip ve soğuk algınlığının karıştırılmaması konusunda uyarıda bulundu
15.10.2012 00:00:00
Gribin tanımını yapan Dr. Gönül Bakır,
"Grip, influenza virüslerinin bronşlar ve akciğerden oluşan solunum
sisteminde meydana getirdiği, özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında
salgınlara yol açabilen, bulaşıcı özelliği yüksek viral bir enfeksiyondur.
Başlangıcı genellikle anidir. Kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat içinde
önce; üşüme, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş (38°C-40°C)
başlar, daha sonrasında ise burun akıntısı, baş dönmesi, öksürük, boğaz ağrısı,
göğüste yanma, ağrı, gözlerin sulanması ve gözlerde ışığa hassasiyet
şikayetlerinden bir ya da birkaç tanesi tabloya eklenebilir. Bu belirtiler 3-5
gün kadar sürse de genellikle 2-3 gün içinde düzelme başlar” dedi. Gribin
tedavi yöntemini de açıklayan Bakır, şunları söyledi:
"Her şeyden önce grip viral bir enfeksiyondur, kesinlikle antibiyotik
kullanılmamalıdır. İstirahat, gerekirse yatak istirahati uygulanmalıdır.
Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme
için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir. Bulunulan ortamın uygun ısıda
olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmeli, havanın kuruması
engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır. Gripten korunmanın en etkin yolu grip
(influenza) aşısıdır. Bu aşı ülkemizde de başarıyla uygulanmaktadır. İnfluenza
aşıları Eylül-Aralık ayları arasında tek doz olarak üst kolun dış yüzeyine
uygulanır. Özellikle astım, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, şeker
hastalığı, böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkları olanlar ile 65 yaş üstü
kişiler ve sağlık personelleri hastalık riskinin arttığı gruplar olup bu
kişilerin aşılanması kesinlikle önerilmektedir.”
Bakır, soğuk algınlığına dair ise, "Soğuk algınlığı; çeşitli virüslerin
yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan hafif seyirli bir
hastalıktır. Soğuk algınlığı belirtileri; baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, yorgunluk
hissi, akan ya da dolu burun, hapşırma, boğaz ağrısı, göğüs doluluğu, koku ve
tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi, ses kalitesindeki
değişiklikler, genelde hafif seyirli ateş yükselmeleri başlıca belirtilerdir.
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Tedavi belirtilere
göre yapılmalıdır. Su içinde eritilerek kullanılan ve soğuk algınlığına ait
belirtileri gideren ilaçlar, sıvı alımının artırılması ve hızlı etki sağlaması
açısından da önerilebilir. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması
da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder” dedi. İHA
"Grip, influenza virüslerinin bronşlar ve akciğerden oluşan solunum
sisteminde meydana getirdiği, özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında
salgınlara yol açabilen, bulaşıcı özelliği yüksek viral bir enfeksiyondur.
Başlangıcı genellikle anidir. Kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat içinde
önce; üşüme, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları ve ateş (38°C-40°C)
başlar, daha sonrasında ise burun akıntısı, baş dönmesi, öksürük, boğaz ağrısı,
göğüste yanma, ağrı, gözlerin sulanması ve gözlerde ışığa hassasiyet
şikayetlerinden bir ya da birkaç tanesi tabloya eklenebilir. Bu belirtiler 3-5
gün kadar sürse de genellikle 2-3 gün içinde düzelme başlar” dedi. Gribin
tedavi yöntemini de açıklayan Bakır, şunları söyledi:
"Her şeyden önce grip viral bir enfeksiyondur, kesinlikle antibiyotik
kullanılmamalıdır. İstirahat, gerekirse yatak istirahati uygulanmalıdır.
Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme
için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir. Bulunulan ortamın uygun ısıda
olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmeli, havanın kuruması
engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır. Gripten korunmanın en etkin yolu grip
(influenza) aşısıdır. Bu aşı ülkemizde de başarıyla uygulanmaktadır. İnfluenza
aşıları Eylül-Aralık ayları arasında tek doz olarak üst kolun dış yüzeyine
uygulanır. Özellikle astım, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, şeker
hastalığı, böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkları olanlar ile 65 yaş üstü
kişiler ve sağlık personelleri hastalık riskinin arttığı gruplar olup bu
kişilerin aşılanması kesinlikle önerilmektedir.”
Bakır, soğuk algınlığına dair ise, "Soğuk algınlığı; çeşitli virüslerin
yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan hafif seyirli bir
hastalıktır. Soğuk algınlığı belirtileri; baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, yorgunluk
hissi, akan ya da dolu burun, hapşırma, boğaz ağrısı, göğüs doluluğu, koku ve
tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi, ses kalitesindeki
değişiklikler, genelde hafif seyirli ateş yükselmeleri başlıca belirtilerdir.
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Tedavi belirtilere
göre yapılmalıdır. Su içinde eritilerek kullanılan ve soğuk algınlığına ait
belirtileri gideren ilaçlar, sıvı alımının artırılması ve hızlı etki sağlaması
açısından da önerilebilir. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması
da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder” dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.