Aklımız erdiğince, dilimiz döndüğünce içinde bulunduğumuz hazin hali anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz.
İlmihal bilgisi biraz da budur zaten, halin bilgisi, halimizin bilgisi…
İlmihal bilgisini, sadece namazın şartları, abdestin farzları, orucu bozan şeyler olarak almanın ve de algılamanın yanlış ve eksik olduğunu her fırsatta söyledik, söylemeye de devam ediyoruz.
"Biz kimiz ve bu hal neyin nesi?" sorusunu sorduğumuz da hacım hemen yaftayı yapıştırıyor; 'sen iktidarı eleştiriyorsun.'
Evet, eleştiriyorum, eleştirmek boynumun borcu, çünkü ben bir insanım, iyiyi kötüden, hayrı şerden, kârı zarardan ayırt edebilme kabiliyetim var ve bu kabiliyetimi kullanıyorum.
'İktidar eleştirilemez' kanununu kim ne zaman koymuş, kime sormuş da koymuş?
Sormayalım mı; biz neden, varlık içinde bin bir çeşit yokluklar yaşıyoruz?
Sormayalım mı; tüm dünyada petrol fiyatları yüzde elli zamlanırken, bizde neden yüzde üç yüz elli zamlanıyor?
Sormayalım mı; zenginlerin trilyonluk yatları için aldıkları akaryakıtta neden Özel Tüketim Vergisi sıfır oluyor da, tarlasını ekmek için, ürününü hasat için traktörünü çalıştıran çiftçiden yüzde şu kadar ÖTV alınıyor?
Sormayalım mı; yaşamakta olduğumuz bu açlığın, bu sefaletin yollarını kimler döşedi?
Sorup araştırmayalım mı; Yap İşlet Devret modeli ile yapılan tüm işlerde, verilen uçuş, geçiş ve yatış garantilerinde, meydana gelen yüzde doksanlık sapmalar, hazinenin, dolayısıyla milletin aleyhine ama müteahhitlerin lehine hasıl olan sapmalar neyin nesi?
Bu ihalelere imza atanlar, şahsi işlerinde böylesine fahiş hesap hataları yapıyorlar mı?
Sormayalım mı; asgari ücretliye, emekliye, yetime, yoksula vermeye gelince kılı kırk yaran, beş kuruşluk artış için kırk dereden su getiren yetkililer, neden, söz konusu müteahhitlere bol keseden bol kepçe hesabı dağıtıyorlar?
Neden, nasıl ve niçin; verilen garanti ödemeleri döviz üzerinden veriliyor, üstüne üstlük bir de, o döviz cinsinin ait olduğu ülkedeki enflasyon farkının dahi ödemesi garanti ediliyor?
Böylesi hesapsız-kitapsız, böylesi akla ziyan hesaplamalarla, hazinede açılan gedikler, kara delikler, yetimin-yoksulun sofrasından çalınan lokması, zeytini, peyniri, yumurtası, patatesi ve soğanı ile kapatılmaya çalışılıyor.
Siz söyleyin, bu yama bu yırtığı örter mi, bu sıva, bu çatlağı kapatır mı?
Son bir soru daha; sürünüze tuttuğunuz çoban, her akşam koyunları ikişer-üçer eksik getirdiği halde ve sürü tükenmeye yüz tuttuğu halde, 'adam namazında-niyazında, neden sürümüz günden güne tükeniyor desek ayıp olur mu' dersiniz?
Yoksa, tek bir koyunun dahi hesabını çatır çatır sorar mısınız?
Niçin soru soramadığını dahi sorgulamayan bir toplum haline geldik ne yazık ki.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024